10 yıl sonra yine kolkola olacağız

Kimi konular vardır ki, mesela  “sivil anayasa” gibi tamamen sembolik bir kavramdır. İçeriği zamanla idealize edilse bile çocuklarımıza darbe ürünü bir anayasa bırakmamak ve “Türkiye darbecilerin hazırladığı bir anayasa ile yönetiliyor” dedirtmemek açısından dahi önemlidir.
Kimi konular da vardır ki olmazsa olmaz derecede önemlidir. Türk milletinin birlik ve beraberliğini sarsacak bu tür ifadelerin anayasadan ayıklanması gereklidir. Ancak burada tartışmalı kavramların üzerinde takılıp kalmaktansa yeni kelimelerle anlamlandırmak yeterli olur. Şahsen, Türklük ve İslam gibi kutsal bildiğimiz kavramların olur olmaz tekrarlanarak yıpratılmasına karşıyım. Eski dünyanın dört bir yanına yayılmış Türk izleri hâlâ ayaktaysa bu dikte edilerek ve zorla yaptırılmamasındandır. Günümüzde de Türklüğe hizmet etmek isteyenlerin bunu kültürümüzü sevdirerek kabul ettirmesi gerekmektedir. Artık “zorla güzellik olmaz” çağındayız.
Geleneğimizde bulunmayan kavramlarla toplum mühendisleri uğraşır. Politik amaçlarla üretilen sağcı, solcu, milliyetçi, İslamcı vb kavramlarının yanı sıra, ilerici, gerici, dindar, radikal ve fanatik türü terimlerin Türkiye’ye bir şeyler kazandırmadığını sanırım sağduyulu herkes kavramıştır. Öyle ki çoğu zaman sözdeki vurgular dahi verilmek istenen mesajı anlamsızlaştırabiliyor. İltifat mı yoksa hakaret mi, yahut yalnızca tanımlamak için mi kullanıldığı dahi kafa karıştırabiliyor.
Anayasa yapıcısı otoriter yönetimler 1960 ve 1980’de, o dönemlerde kendilerince tanımladıkları (aslında süper güçlerce belirlenen) ihtiyaçlara göre Milliyetçiliğe yeni anlamlar yükledi. 1961 Anayasası’ndaki, ‘Türk Milliyetçiliği’ ifadesi, 1982 Anayasası’nda ‘Atatürk Milliyetçiliği’ şekline dönüştürüldü. Fakat 12 Eylül darbecileri bunun içini, Batılı müttefiklerimizin çıkarlarıyla örtüşecek biçimde “NATO’cu Atatürkçülük” ile doldurdu.
Milliyetçilerin Başbuğunu hapse atan zihniyet, Komünist, Ülkücü ve Akıncı olarak kamplara ayrılan gençlere yeni bir ideoloji benimsetmek amacındaydı. Bir yandan komünizmi fikir planında durdurmak niyetiyle ‘zorunlu din kültürü dersini’ okullardaki ders müfredatına yerleştirirken “Türk Milliyetçiliği” sorununa karşı “Atatürk Milliyetçiliği” kılıfıyla yeni bir milliyetçilik türettiler. Bir anlamda Atatürkçülük  “NATO standartlarına” adapte edilmeye çalışıldı.
“Gizli Atatürkçülük Projesi /Ataköy Planı” isimli kitabımda, 12 Eylül yönetiminin ‘toplum mühendisliği’ projesini belgeleriyle deşifre etmiştim. Milli Güvenlik Kurulu eliyle uygulanan bu Plan, aslında önemli çapta başarı da elde etmişti. Dünyada eşine rastlanmayacak bir ‘toplum mühendisliği’ başarısı sayılabilir. Tabii ki planın başarısı, Atatürkçülük’ün toplumda karşılık görmesinden kaynaklanıyordu. Kitapta benim önerim, gizli kapaklı bir Atatürkçülük yerine geniş katılımlı bir Milli Eğitim yahut Devlet Şûrası toplanarak, açıkça bir Atatürkçülük programının belirlenmesiydi. İlgililere duyurulur: Bu plan  “konsept konuları” ismiyle hâlâ yürürlüktedir.
Genelkurmay’ın 1982’de hazırladığı,  “Türkiye’deki Anarşi ve Terörün Durumu” raporunda belirtildiği şekilde, darbenin ‘olgunlaşması’ için bir yıl beklenmişti. Ancak bu olgunlaşma sürecinde, yaklaşık 3 bin insanımız cinayetlere kurban gitti. Bugün 12 Eylül iddianamesine de konu olacak şekilde Kahramanmaraş olayları ile sıkıyönetim ilan edildi. Darbeyle bunlar bıçak gibi kesiliyordu.  Neyzen Tevfik’in söylediği gibi   “Türkü yine o türkü, sazlarda tel değişti / Yumruk yine o yumruk, bir varsa el değişti.” 
12 Eylül’ün gençleri senaryosu dışardan yazılmış bir oyunun figüranıydı. İnanarak ve vatan sevgisiyle bu oyunda rol kaptılar. O günlerden ders çıkarabildik mi? Yeterince ibret alabilsek bugün etiketleri ve kostümleri değiştirilmiş yeni bölücülük planı bu kadar revaç bulmazdı. 11 Eylül 1980’de birisi çıkıp da,  “10 sene sonra şimdi gözünüzü kırpmadan vurabildiğiniz karşınızdaki düşmanla kolkola gireceksiniz”  dese kimse inanmazdı. Şimdi de inanmak zor olabilir, fakat biz tekrarlayalım:  “10 sene sonra bugün iç düşman bellediğiniz kişilerle yine hep birlikte yaşayacaksınız!”

Yazarın Diğer Yazıları