15 Temmuz'un artçı sarsıntıları!

Türkiye, Suriye'nin kuzeyinde Cerablus harekâtıyla PKK'ya kurdurulmakta olan Büyük İsrail koridorunu yarmak isterken, PKK da buna Artvin'de CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na roketli saldırı girişimi ile cevap vermek istedi. Güvenliği sağlayan askerlerin durumu fark ederek müdahalesiyle çıkan çatışmada bir asker şehit oldu, iki asker yaralandı.

PKK'nın bir ay önce Şavşat ilçesi yakınlarında yol kesme eylemi yaptığı bilindiği halde, bölge temizlenmeden buradan bir siyasi parti liderinin konvoy geçişi yapmasına nasıl izin verildi?

Kılıçdaroğlu'nun aracına o roket atılsaydı, Türkiye nereye sürüklenirdi?

15 Temmuz işgal denemesinin, terör eylemleri ve önemli şahsiyetlere suikast girişimleriyle süreceği öngörüldüğü halde böyle bir tedbirsizlik nasıl mümkün olabildi?

***

Suriye'nin kuzeyinde "İsrail'i K. Irak'la birleştirme planı" hazırlandığını 21 Mart 2004'te bu sütunda yazdım. 28 Mart seçimlerine bir hafta kalmıştı ama Suriye'yi yazıyor ve "Okuyunca bana hak vereceksiniz... Çünkü Suriye'de oynanmak istenen oyun Türkiye'yi de kapsıyor!" diyordum.

Baas Partisi'nin kuruluşunu protesto gösterilerinde bir Amerikalı yakalanmıştı. Bu kişi, ABD'nin Şam Büyükelçiliği üçüncü katibi idi! Bu olaydan sonra, Kamışlı'da, Rakka'da, Halep'te, Şam'ın El Muhacirun ve Rükneddin mahallelerinde aynı anda, aynı slogan ve afişlerle eylemler başlamıştı... Silâhlı grupları, Barzani'nin Kuzey Irak'tan gönderdiği peşmergeler yönetiyordu!

21 Mart 2004 yorumum şöyleydi:

"ABD, Suriye'yi hedef alıyor, çünkü İsrail'i Kuzey Irak ile birleştirmek istiyor. Fakat Suriye'ye doğrudan kendisi yönelemiyor; Kürtleri kullanıyor... Çünkü Irak'taki başarısızlıktan sonra bir de Suriye darbesi yemek istemiyor. ABD, Suriye'de özerk Kürt bölgesi oluşturmak istiyor. Böylece ABD, Irak'ın kuzeyini, İsrail'e bağlamış olacak... Büyük İsrail'in yarısı böylece gerçekleşmiş olacak. Mesele budur!

Türkiye'nin kaderinde söz sahibi olanlara sesleniyorum:

Suriye'deki olayları, uygun gördükleri zaman Türkiye'de de deneyecekler. Bu sebeple, Suriye desteklenmelidir. Türkiye, Suriye ve İran, bölgesel bir ittifak yaparak, Büyük İsrail oluşturma planlarına karşı durmalıdır..."

***

Bu uyarıya rağmen Türkiye, Suriye'ye yönelik Batı müdahalesinde en çok kullanılan ülke oldu! Öyle ki daha Suriye'ye müdahale başlamadan, AKP iktidarı, Türkiye-Suriye sınırındaki mayınları temizleme işini bir İsrail şirketine vermek istedi. CHP'nin direnişi sayesinde bunu yapamadılar ama Avrupa'dan, Libya'dan, Çeçenistan'dan Afganistan'dan gelen yabancı silâhlı güçlerin Suriye'ye geçişine izin verdiler. Suriye kan gölüne döndüğü gibi yangın Türkiye'ye de sıçradı! Üstelik ABD, TSK'yı ele geçirdiği zannıyla Türkiye'yi FETÖ askerleriyle işgal etmek istedi. Bunu başaramayınca PKK ve IŞİD'i harekete geçirdi, yetmedi, suikastlar için PKK'nın düğmesine bastı!

***

ABD, koridor tezgâhını, Irak'ın kuzeyindeki Türkmen şehri Telafer'e saldırarak başlatmıştı.

Suriye'nin kuzeyindeki Kürtler ile Irak'taki Kürtler arasında koridor açılabilmesi için Türkmenlerin Telafer şehrinden göç ettirilmesi gerekiyordu!

Bu arada AKP iktidarı, İsrail ile bir anlaşma imzaladı. 5 Ekim 2004 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan anlaşma ile AKP, GAP ve Orta Anadolu bölgelerinde İsrail yatırımlarının önünü açtı.

***

Şimdi Türkiye, Özgür Suriye Ordusu adı altında toplanan bir çapulcu sürüsünü, Cerablus'a tanklar eşliğinde taşıyarak çözüm arıyor. ÖSO bünyesinde Türkmenlerin de bulunması Türk kamuoyunu ikna etmeye yarıyor ama Irak'ta veya Suriye'de Türkmen'in hakkından, hukukundan söz eden yok!

Oysa yapılması gereken 12 yıl önce neyse bugün de o; Türkiye, Suriye ve İran'ın teröre karşı bölgesel bir ittifak yapması...

 

Yazarın Diğer Yazıları