15 yıl sonra başa döndük

Küreselleşmenin başarısızlığı, ekonomilerin ve ekonomi yönetimlerinin spekülatif sermayenin emrine girmiş olmasındandır. Ayrıca medya ve finans sektöründeki bazı akademisyen de söz konusu spekülatif sermayenin sözcüsü olmuştur.

Spekülatif yabancı sermaye, sıcak para şeklinde veya kârlı şirketleri satın almak için gelir. Kısa vadede yüksek kârlar sağlar ve bu kârı transfer eder. Bunun içindir ki, Çin gibi birkaç ülke hariç, gelişmekte olan ülkelerin büyümesine ve istihdamına bir katkısı olmamıştır. 

Genel olarak yabancı sermaye içinde:

* Doğrudan yabancı yatırım sermayesi, iç tasarruf açığının kapanmasına ve yatırımların finansmanına imkân sağlar.

* Teknoloji getirir. Marka değeri yaratır.

* Ekonomiye canlılık getirir.

* Doğrudan sabit sermaye yatırımları ise, uzun dönemli ilave katma değer yaratır ve yeni istihdam yaratır.

Türkiye'ye gelen yabancı yatırım sermayesini üçe ayırmak gerekir.

1- Portföy yatırımları: Borsadan hisse senedi, Devlet iç borçlanma senetleri ve kısa vadeli banka mevduatı için gelen yabancı sermayedir. Bu tür yabancı sermayeyi aynı zamanda sıcak para olarak değerlendiriyoruz. 

2-            Mevcut şirketleri ve bankaları satın alan veya onlara ortak olarak gelen yabancı sermayedir. Bankaların yaklaşık yarısı, özelleştirme ve doğrudan satışla da birçok karşı şirket bu tür yabancı sermayeye satılmıştır. 

3-            Doğrudan sabit sermaye yatırımı yapmak için gelen yabancı sermayedir. Türkiye'ye gelen doğrudan sabit sermaye yatırımları için yabancı yatırım sermayesi çok sınırlı olmuştur.  

Söz gelimi, 2006 yılında toplam 20.2 milyar dolar yabancı sermaye girmiştir. Bunun 13.4 milyar doları özelleştirmeden gelmiştir. 2.9 milyar dolarlık kısmı yabancı sermayenin yerli şirketlere ortak olmasıyla gelmiştir. 3 milyar dolarlık kısmı da yabancıların Türkiye'de gayrimenkul alımı ile gelmiştir.

Doğrudan yabancı yatırım sermayesi girişi sınırlı olduğu içindi ki, aşağıdaki  grafikte görüleceği üzere, yabancı sermaye girişi ile Gayri Safi Yurt İçi Hasıla'da büyüme arasında doğrudan bir ilişki yoktur.

+++++++++++++++++++++++++++

GRAFİK: BÜYÜME

++++++++++++++++++++++++++

2008 yılında düşük büyüme yaşadığımız halde, 2009 yılında ise; Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYH) yüzde 4.8 oranında küçüldüğü halde, yabancı sermaye girişi devam etmiştir.

Büyümenin düşük olduğu yıllarda da yabancı sermaye girişi yüksek olmuştur.

2007 yılına kadar ve 2010-2011yıllarında, yabancı sermaye girişi dolaylı yoldan büyümeye katkı sağlamıştır. Sıcak para kur baskısı yaratmış, üretimde kullanılan ithal aramalı ve hammadde fiyatlarının ve tüketim malı fiyatlarının daha ucuza gelmesi, tüketimin artmasına ve ekonominin canlanmasına yol açmıştır. Ancak aynı zamanda içeride aramalı ve hammadde üretimi daraldığı için de işsizlik artmıştır.

Dünyaya baktığımızda, genel olarak yabancı sermayenin doğrudan sabit sermaye yatırımı olarak girdiği Çin gibi ülkelerde büyümenin sürekli, biz ve bizim gibi sıcak para ve spekülatif sermayenin ağırlıklı olduğu ülkelerde ise büyümenin geçici olduğu gözlenmiştir.

Yazarın Diğer Yazıları