2012’de Ulaştırma Bakanlığı’ndan beklentiler

Bugün yine Ulaştırma Bakanlığı Kara Ulaştırma Genel Müdürlüğü’nün inisiyatifinde cereyan eden, TÜRSAB (Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği) üyesi seyahat acentelerinin tur ve transferlerde kullandığı araçlarda bulundurulması zorunlu olan, “D2 yetki belgesi” ile ilgili konuya değinmek istiyorum.
2007 yılından itibaren uygulamaya konulan D2 yetki belgesi zorunluluğu ve bu belgeyi alabilmek için gereken şartların “en az 75 koltuk kapasiteli” araçlara sahip olmaya endeksli kılınması, elinde araç sayısı fazla olan taşıma firmaları lehine haksız rant ortamının oluşmasını sağladı. Uygulamayı mevcut hali ile devam ettiren Ulaştırma Bakanlığı yetkilileri devletimizin her yıl milyonlarca lira zarar etmesine sebep oldular ve olmaya da devam ediyorlar.
Devletin mevcut uygulama nedeni ile uğradığı kayıplarla ilgili bu köşede birçok yazı yazmama rağmen, yetkililerin haksız uygulamayı haklı imiş gibi gösterme çabaları, işin arkasında çok büyük rant sağlayanların olduğu kanısını uyandırıyor. Devlet etme hakkını bugün elinde bulunduran hükümetin, bu kadar yoğun ekonomik sorunların yaşandığı dünyamızda ve onun ülkemize etkileri bir vakıa iken, devletin elde etmesi gereken haklı geliri belli taşıma firması ağababalarına peşkeş çekmesi anlaşılır gibi değil.
Daha önceki yıllarda Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından verilen Seyahat Acentesi İşletme Belgesi ve TÜRSAB plakası ile araçlar tur ve transferlerde kullanılabilir iken, bugün Ulaştırma Bakanlığı’nın “D2 yetki belgesi” uygulama zorunluluğu gereği, hem Kültür ve Turizm Bakanlığı hem de TÜRSAB fiiliyatta devre dışı bırakılmış durumda.
Yani turizmden sorumlu bakanlığın uzun incelemeler sonucu verdiği Seyahat Acentesi İşletme Belgesi ve TÜRSAB’dan alınan plaka, artık turizm faaliyetinde bulunmak için yeterli değil. D2 yetki belgesi olan bir araç kiralamadığınız sürece turist taşımacılığı yapamazsınız. Acentenize ait bir minibüsünüze D2 yetki belgesi de alamazsınız, “çünkü 75 koltuk kapasiteli araç sayısına sahip olmanız lazım”. Ulaştırma Bakanlığı sizin 15 koltuklu minibüsünüze tek başına D2 yetki belgesi vermez, ama size ait olan 15 koltuklu minibüsünüzü D2 yetki belgesi sahibi bir firmaya gidip noter sözleşmesi ile kiraya vermeye zorlar. Sizi sahibi olduğunuz aracınızı kullanabilmek için usulsüzlüğe iter.
Yani işin özü, Ulaştırma Bakanlığı mevcut “D2 yetki belgesi” zorunluluğunu mevcut hali ile sürdürdükçe, 75 koltuğu olmayan tüm araç sahiplerinin usulsüz şekilde çalışmalarına neden olmaktadır. Ülkemizde “ticaret serbestisi” maalesef bu D2 yetki belgesi uygulaması yüzünden ciddi anlamda yıllardır ihlal edilmekte. Daha önce de uyardım yine uyarmak istiyorum, Maliye Bakanlığı “çifte araç kira sözleşmelerinden ciddi anlamda vergi kaybına uğramaktadır”. Devlette esas olan vergi gelirlerini artırmak ise o zaman kesinlikle D2 yetki belgesi için 75 koltuk sahibi olma zorunluluğu kaldırılmalıdır.
Seyahat acenteleri, İstanbul’daki veya başka bir şehirdeki bir taşıma firmasının D2 yetki belgesinde kiralık görünen bir aracı Muğla’da araç sahibi ile ikinci bir araç kira sözleşmesi yaparak usulsüz şekilde kullanmaya zorlanmamalıdır. Bir araç İstanbul’daki firmada kiralık görünürken nasıl olur da ben aynı aracı Muğla’da kiralayıp kullanabilirim? Acente olarak benim araç kira sözleşmesini İstanbul’daki D2 yetki belgesi sahibi taşıma firması ile yapmam gerekmez mi? Evet tabii ki gerekir ama kusura bakmayın Muğla’dan hiçbir acenteci İstanbul’a gidip D2 yetki belgeli araç kiralamaz.
Yaptığınız uygulama tamamen yanlış olup, insanların gönlünce çalışmasına engel oluşturuyorsunuz. Bırakın, araçları Karayolları Trafik Kanunu’na uygun olan tüm araç sahipleri, araçlarının koltuk kapasitesine göre bedel ödeyip, her araç için belge alabilsinler. Turisti getiren ve bütün riskleri alan tur operatörleri iken, taşıma araçları ile ilgili gereken titizliği de sanırım hiç görmedikleri Ulaştırma Bakanlığı denetim görevlilerinden daha iyi gösterebilirler...

Yazarın Diğer Yazıları