2016 çözüm yılı mı?

Tespih çeker gibi, yılları tüketiyoruz. 2015'te ülke, uluslararası alanda sınıf kaybederek, ellerimizden kaydı gitti. Şimdi, taptaze 2016'ya girdik. Evet, girdik girmesine ama bu yıldan da çok şey beklemeyin. Millet, aynı millet, ahlak aynı ahlak, kafa aynı kafa. Bu yıl, neler olacak? Sihirbaz değilim, ama gene de sihirli küreme bakarak bazı tahminlerde bulundum. Milletimizde, giderek azalan, aklın yolu ile durumu değerlendirirsek, içeride ve dışarıda durum, üç aşağı beş yukarı açık ve net görülebiliyor.

Fatura bize çıkacak!

                Dışarıda bakın, çevresinde tek dostu kalmayan ülkemin sınırlarındaki yangın, bu dirayetsiz siyasetçiler yüzünden, tüm ülke yüzeyine yayılacağa benziyor. Suudi Arabistan'daki Şiilerin idam edilmesi, beklenen sonuçları verdi. Bu bizimkilerin görmek istemediği bir şeydi. Nitekim Tahran ve Cidde tepki gösterdi. İlişkileri kopardılar. Eminim bunun bir faturası da, bir şekilde bize çıkacak. Her zaman olduğu gibi biz, hiç ilgimiz olmaması gereken bu oyunda, bedel ödeyeceğiz.

                Sınırımızdaki Suriye, anlaşılan 2016'da, topraklarındaki Kürtlere otonomi vererek, krizden çıkacak. Şu anda Şam'a muhalefet eden radikal dincilerin, eridiğine tanığız. Esad kalacak ama onun gideceğine kehanet edenlerin, yerinde olabileceği şüpheli. Irak'ta Şiiler, Suudi sınırına daha fazla yanaşacak. Körfez'deki emirlikler, yakında Tahran'ın çevresine dolanacak. Arap dünyası, bizimkilere hâlâ Osmanlıyı sevmediklerini acı bir şekilde göstermemiş miydi? 2016, Washington'un talimatıyla düzelen, Türk-İsrail ilişkilerinde de bahar yaşanan bir yıl olacak. Bu yıl içinde, ne Filistinliler, ne de Musevilerin Müslüman düşmanlığı, bu iyileşmenin hızını kesecek.

                Gelelim Batı'ya. Avrupa Birliği'nin, şu Arap mültecileri tutarsak, karşılığında, bizimkileri vizesiz kabul edecekleri yolundaki masalları vardı ya. Her duyuşumda, gülesim geliyor. Bırakın Ankara'dakilerin desteksiz atışlarını, bence siz, onun üzerine bir bardak daha soğuk su için. Avrupa'ya, yakın bir tarihte, Türklerin girmesi bile sorun olacak. Zira Avrupa'da, her türlü terör eyleminin altından, radikal cihatçı bir vatandaşımız çıkıyor.

Türk-Rus ilişkileri!

                ABD ile ilişkilere gelince, ben hâlâ, Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'nun, geçen yıl Washington ziyareti sırasında açıkladığı ve Beyaz Saray tarafından yalanlanan, Erdoğan'ın Obama ile birlikte cami açılışı yapmasını bekliyorum. Böyle bir şey olacağını pek de sanmıyorum. Ancak, Obama giderayak, son kazığını atabilir. Bu kazık, belki basına sızdırılacak, yeni servet kaynakları veya banka hesaplarıyla yeni bir randevu talebinin, bir kez daha reddedilmesi mi olacak, bilemem. Belki de yeni Kürt devletinin, resmen tanınması şeklinde gelişir bu kriz. Irak'ta Barzani'nin zaten var olan Kürt devleti değil sözünü ettiğim. Suriye'de, Fırat'ı sınır alan, Kürt devletinden söz ediliyor. Bu tamamen, ABD'nin, Türkiye'den beklentisine bağlı.

2016'da, aynı zamanda uçak düşürme olayıyla, dibe vuran Türk-Rus ilişkilerinde, ilgi çekici ve tehlikeli gelişmeler bekliyorum. Mesela soğuk kışların yaşandığı günlerde, enerji bağlantıları ve yeni enerji kaynakları konusunda herkesin elinin güçlü olduğunu da sanmıyorum. Ankara'da yapılacak bir yer değişme ile Türk-Rus ilişkileri de düzelebilir.

Kontrolsüz düşüş sürer

                2016 yılı içinde, yüksek devlet ricalinden, eceliyle ve zamansız vefatlar, bekleniyor. İç siyasette, ne muhalefet, ne de iktidardan, ülke ve halk çıkarına bir gelişme tahmin etmiyorum. Anayasa değişikliği için yapılan görüşmeler, bence milletin gazını almaya yönelik. Her ne kadar, AKP ile HDP arasında gerginlik varmış gibi görünüyorsa da, bence bu bir tiyatronun tribünlere oynanan düzmece bölümü. Türkiye, yeni bir Mustafa Kemal çıkarana kadar, kontrolsüz düşüşe devam edecek. Şu andaki muhalefet partilerinde de, Türkiye'yi, bir kurtuluş savaşına götürecek kapasitesi olduğunu sanmıyorum.

                Aslında halkı gerçekten inciten ekonomi. 2016 ile birlikte boşalan hazineyi doldurmak üzere bir dizi vergi ve harçlar da herkesi zorlamaya başladı. Dünyada petrol fiyatları düşerken, ne hikmetse Türkiye'de akaryakıt fiyatları inmiyor. Hani Rusya'ya ihraç edemedikleri, sebze ve meyve de ne hikmetse ucuzlayamıyor.

                Özetle 2016, Türkiye açısından yeni bir geçişin yalnızca kapısını oluşturacak. Ama çözüm yılı olmayacak.

Yazarın Diğer Yazıları