2024 hayal, fatura Koç'a

Yarıda kalan maçla ilgili ne yazacağımı şaşırdım. Çok üzüldüm. Olayların mantıkla izahı mümkün değil. Fenerbahçe için her şey yolunda giderken, yapılanları aklım almıyor. Rakip 10 kişi kaldı. İkinci yarının ortalarına gidiliyor. Peki bu holiganizm niye? Stada sokulan yaralayıcı şeyleri fırlatmak neden? Hadi küfür kâfire alıştık. Tolga Zengin'in kanserden kaybettiği annesine küfür edilmesini bile sineye çekebilirim. Fakat oturduğun yerin tüm aksamını parçalayacak kadar gözü dönmüşlüğü kabul edemem.

Bu kafayla dünyaya rezil olduk. Şimdi başlayın bakalım 2024 Organizasyonunu düşünmeye. Bize verirler mi? Yıllar süren hazırlığı 60 dakikada çöpe attık. Sen istediğin kadar sıfır kilometre modern statlar yap. Bütün dünyaya servis yapılan görüntüleri izleyen "futbolun babaları"nın bizi tercih etmeleri artık mümkün değil. Dalga geçtiğimiz Almanya "yaşlı, çağ dışı kaldı" dediğimiz tesislerle 2024'ün sahibi haline geldi bile.

Bu nasıl medya?

Olaylar başladığında bunları yorumlayan futbol yazarlarını dehşetle seyrettim. Naklen yayın a Spor başta ve kardeş kuruluşlarında idi. Bu yüzden en çok ekranın bu cenahına takıldım.

Size bu kesimden birkaç örnek vermek istiyorum.

* Gürcan Bilgiç: Hakem Mete Kalkavan maçı tatil kararını Beşiktaş ve Fenerbahçe'ye veremez.

* Emre Bol: Zaten bu Şenol Güneş, hep Fenerbahçe düşmanlığını körükler. Trabzon'da, Bursa'da ve şimdi de Beşiktaş'ta böyle davranıyor. Ayrıca Beşiktaşlı futbolcular -maçı nasıl tatil ettiririz- diye çalıştılar.

* İlker Yağcıoğlu: Dikkat edin sahaya yabancı maddeler, hep köşelerden fırlatılıyor. Bu iş organize. Soruşturma buna göre yapılmalı. Telefonları incelenip, bağlantılar ortaya çıkarılmalı.

Bir tek "futbol teröristlerinin köklerini de araştırın" denmedi. Ancak imada bulunuldu. Umutları zanlıların Of'lu, Tonya'lı ya da Sürmene'li çıkmasında!

Böylesi futbol yorumcularıyla olayın nerelere kadar dayandırılacağı şimdiden belli.

Diğer suçlu

Olayların kime yapıştırılacağı da meydanda. Ali Koç'u "camiayı böldü" diye suçlayanlar bu defa "baş holigan" ilan etme peşine düştüler. Gerçekten Türk futbolunu kurtarmak istiyorsak öncelik futbol eleştirmenlerinden kurtulmakta. Sadece a Spor yorumcularına bakarsak statta görev alanlar arasında bir tek objektif isim vardı; Alp Pehlivan. Ötekilerin tamamı "kessen sarı-lacivert akar".

Tabii rakip futbolculara saldırma görevi verilen güvenlikçileri unutmayalım. Örneğin 604 numaralı yeleği giyen kişiyi de sorgulamalıyız.

Yıllar yılı Trabzonspor'u karalamakla meşgul olanlar, bakalım bu kara lekeyi nasıl geçiştirecekler. Kimler ne kadar çabalarsa çabalasın, Erdoğan'ın Diyarbakır'a aldırdığı büyük finalin takımları bellidir; Akhisar-Beşiktaş...

***

İnanmasan bile söyle

Ak Parti Sözcüsü Mahir Ünal ne söyleyeceğini şaşırdı. Aylarca "valla yok, billa yok. Seçimler zamanında yapılacak", deyip durdu. Sonra tepeden inmeyle "erkenin erkeni"ni yapma kararı çıkınca şaşırdı. Nasıl savunma yapması gerektiğinde zorluk çekiyor. Hoş ağzından çıkanlara inandığını da zannetmiyorum. Buyrun iki tanesini yazayım:

* "Siyaset, esnek davranmaktır".

* "Siyaset, doğru pozisyon almaktır".

Hani yine terbiyeli yazayım. Ünal'ın yakıştırmaları 'artistik jimnastik'i hatırlatmakta. Hatta doğru pozisyonu biraz kurcalayınca aklıma Dr. Haydar Dümen gelmekte.

Meslek başlangıcımda çok popüler benzetmeler vardı. Mesela "cambaza bak" gibi. En doğrusu bu galiba.

***

93'lük efsane

Orhan Ayhan'la sürprizlere devam ediyor. Bu defa, Rocky Marciano ve Joe Louis gibi efsane boksörlerle gösteri maçları yapan bir isim, Necmi Karahan bulunup konuşuldu. 93 yaşında olan ve halen Antalya'da yaşayan bu ünlü kişi anılarını anlattı. Bu yaşta bu zekâ inanılacak gibi değil. Mersin'den New York limanına gittiğinde cebinde 75 cent var. Şansına Trabzon kökenli Rum iş adamı ve Kayserili bir Ermeni ile yolları kesişiyor. Mafya'nın egemen olduğu ortamda sadece kol ve bilek gücüyle geldiği nokta muhteşem.

Kick Box Federasyonu'nun 3. Uluslararası "Türkiye Open Turnuvası"na gidilip böyle bir röportajı gerçekleştirmeye sadece "gazetecilik" diyebiliyoruz. Her gün binlerce sporcunun katıldığı bu dalın Federasyon Başkanı Salim Kayıcı'yı yürekten tebrik ediyorum. Başarısı meydanda.

...

HÂLÂ BEKLİYORLAR: 657 4/B'ye tâbi sözleşmeli personel yıllardır kadro bekliyor. Taşeron işçilerle ilgilenenler sıra sözleşmelilere gelince harekete geçmiyorlar. Bu kesimin "özlük hakları"yla ilgili de sıkıntıları var. Mehmet Kemal Aktoprak'ın isteğini bir kez daha yerine getiriyorum

Yazarın Diğer Yazıları