Son birkaç aydır çok sözü edilen en az %35, %40, %45 gibi oranlar bir süre hayalleri süslemekle kalmış oldu. Memurlara yapılan 8077 liralık seyyanen zammın yanında emekliye yapılan %25’lik zammın bir değer ifade etmesi mümkün değil. Çünkü milyonlarca emeklinin emekli maaşı, çalışana yapılan 8077 liralık zammın çok altında.
Ülkemizde emekliler hiçbir zaman tam olarak ekonomik koşulların gerektirdiği bir zam oranına sahip olamadılar. Ama ülkenin iyiliği için eksikleri, yetersizlikleri hep sineye çektiler. Bunu her zaman olduğu gibi bu yıl tarihin en büyük depremini yaşamış ülkemiz için bu defa da yapabilirlerdi. Ancak bu defa memurlara yapılan 8077 liralık seyyanen zamla büyük bir adaletsizliğe, devlet memurlarıyla özel sektör çalışanları ve emeklilerin gelirleri arasında dengesizliğe yol açıldı.
İlk defa olarak çalışan ve emekli için uygulamaya konan zam oranlarında dengeler alt üst oldu. Kimsenin çalışmakta olan memura yapılan yüksek zamma itirazı yok. Ama o yüksek zam özel sektör çalışanları ve emekliler arasında büyük haksızlıklara, dengesizliklere, mağduriyetlere yol açıyorsa yapılmadan önce o zammın üzerinde biraz durmak; yol açacağı sorunları, hassasiyetleri ince ince düşünmek gerekirdi. Oysa bu son zamda böyle inceliklere hiç dikkat edilmemiştir. Devlet memurlarına yapılan bu zammın hem özel sektör çalışanları hem de emekliler arasında yol açacağı dengesizlik ve mağduriyet hiç göz önüne alınmamıştır. İlk düğmesi yanlış iliklenen bir giysinin diğer düğmelerinin de yanlış ilikleneceği gibi zincirleme yanlışlara yol açılmıştır.
Konuyla ilgili olarak bundan önceki yazımızda söz ettiğimiz gibi en düşük devlet memuru maaşı ile en düşük emekli devlet memuru maaşı ve asgari ücret arasındaki denge bozulmuştur. Hem en düşük emekli devlet memuru maaşı hem de asgari ücret en düşük devlet memuru maaşının %70’i, %75’i kadarken son zamlardan sonra bu fark emeklinin ve asgari ücretlinin aleyhine olarak %50’lere gerilemiştir. Bunun gibi 1. dereceden emekli bir öğretmenin maaşı, çalışmakta olan 1. derecedeki bir öğretmenin maaşının %75’i iken son zamlardan sonra %50’sine gerilemiştir. Yine özel sektörde çalışan ve zamdan önce 1. derecedeki bir öğretmen kadar maaş alan bir personelin maaşı da öğretmen maaşının %50 gerisine düşmüştür.
Dengeler, hassasiyetler gözetilmeden yapılmış olan son devlet memuru zammının istenmeyen etkilerinden biri de emekli olmayı caydırıcılığıdır. Her zaman Temmuz ve Ocak zamlarını bekleyerek emeklilik dilekçesi veren binlerce devlet memuru, son zammın çalışanla emekli memur maaşları arasında yarattığı yüksek fark dolayısıyla emekli olmaktan vazgeçeceklerdir. Devlet, her zam döneminde emekli olanlar sayesinde eline geçen hatırı sayılır bir istihdam fırsatını bundan sonra bir müddet ele geçiremeyecektir. Çünkü haklı olarak hiç kimse çalışırken aldığı ücretin yarısı kadar bir ücretle emekli olmaz.
Son memur zamlarının yol açtığı bunlar gibi çok sayıda eşitsizlik, dengesizlik ve olumsuzluk örnekleri verilebilir.
Doğrusu bu zamlarla belli bir kesim mutlu edilirken daha kalabalık başka kesimler mağdur edilmiştir. Atılan taş ürkütülen kurbağaya değmemiştir. Dolayısıyla %25’lik zam da “derde deva, sadra şifa” olmamıştır.