25 yıldır çektiği devasa kiste böyle veda etti. Paylaşımı tepki çekti

25 yıldır çektiği devasa kiste böyle veda etti. Paylaşımı tepki çekti
İngiltere’de 25 yıldır beraber yaşadığı devasa kiste veda etme anlarını sosyal medyadan paylaşan şahıs sonrası yeni bir tartışmanın fitili ateşlendi.

Hastalık ve mide bulandıran görüntüler sosyal medyadan paylaşılır mı tartışması gündem oldu.

Son olarak İngiltere Bristol'da yaşayan Dave Andrew isimli bir kişi, 25 yıl boyunca sırtında taşıdığı büyük bir kistin patlatılma anını sosyal medyada paylaştı.

Bu olay, kistten akan irin görüntülerinin hızla yayılmasıyla çevrimiçi bir fenomene dönüştü.

Sosyal medya kullanıcılarından bazıları, bu tür görüntülerin paylaşılmasına şaşkınlık ve rahatsızlıkla tepki gösterdi. "Neden böyle bir şey izledim?" gibi yorumlarla karşılaştı.

Görüntülerde, Dave Andrew'un kızı Kerry, babasının sırtındaki büyük kisti neşterle keserek içinde biriken irini boşalttı.

Kerry, babasının son günlerde sırt üstü yattığında ağrı ve rahatsızlık hissettiğini belirtti.

Yıllar önce bir acil serviste tedavi edilen ancak zamanla tekrar büyüyen kist, kozmetik bir prosedür olarak kabul edildiği için hastanelerde artık tedavi edilmiyor.

Kerry, babasının rahatsızlığını gidermek için evde müdahale etmeye karar verdiğini açıkladı.

Kerry, sosyal medyada viral olan görüntülerin ardından, kist patlatmanın evde tek başına yapılacak bir işlem olmadığını, uzmanlık gerektirdiğini ve göründüğünden daha zor olduğunu vurgulayarak insanları uyardı.

Sosyal medya kullanıcıları, bu ilginç ve rahatsız edici görüntülere yoğun ilgi gösterdi.

Bazı kullanıcılar, "Bunu izlemeyi midem kaldırmaz" ve "Hayatımda gördüğüm en iğrenç şey ama izlememe engel olamıyorum" gibi yorumlarla tepkilerini dile getirdi.

Görüntüler, sosyal medyada geniş çapta yorum ve beğeni topladı.

bbbb.jpg

640xauto-2.webp

640xauto.webp

DİĞER YANDAN ÜLKEMİZDE BU YASAK!

29 Temmuz'da Resmi Gazete'de yayınlanan ve yürürlüğe giren yeni "Sağlık Hizmetlerinde Tanıtım ve Bilgilendirme Faaliyetleri Hakkında Yönetmelik" kapsamında, hekimler ve sağlık sektöründe hizmet veren kuruluşlar için reklam yapma ve yaptırma faaliyetlerine yönelik sıkı düzenlemeler getirildi. Bu yönetmelik, sağlık profesyonellerinin ve kurumlarının web sitelerinde, sosyal medya hesaplarında veya radyo ve televizyon programlarında gerçekleştirecekleri, kamuoyunu bilgilendirme amacının ötesine geçen her türlü "özendirmeye yönelik" aktivitelere karşı idari para cezası ve hatta kapatma cezası gibi ciddi yaptırımlar öngörüyor.

Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden Hukuk ve Tıp Etiği Uzmanı Prof. Dr. Gürkan Sert, bu yeni düzenlemenin, özellikle son zamanlarda sosyal medya platformlarında artış gösteren etik dışı paylaşımlar üzerinde önemli bir etkisi olacağını belirtti.

Prof. Dr. Sert'e göre, yönetmelik, sağlık alanında bilgi kirliliğinin önüne geçmeyi ve etik standartları korumayı amaçlıyor.

IMPOSTER SENDROMU NEDİR?

Imposter Sendromu, kişilerin kendi başarılarını şans eseri olarak görmesi, yeteneklerini yeterli bulmaması ve zekalarını sorgulaması durumuna verilen isimdir. Genellikle toplumda sıkça rastlanan bu psikolojik durum, duygusal dengesizlikle ilişkilendirilir ve kişilerin başarılarını hak etmediklerine inanmalarına neden olur.

IMPOSTER SENDROMU'NUN BELİRTİLERİ:

- Aşırı çalışmanın yol açtığı tükenmişlik hissi

- Yetenek ve becerilerkonusunda sürekli şüphe

- İş ortamında özgüven eksikliği

- Sahne korkusu veya topluluk önünde konuşma endişesi

- Sürekli yetersizlik hissi ve başarısızlık korkusu

- Hayattaki olumlu gelişmeleri tesadüf olarak değerlendirme

- Küçük hatalara karşı aşırı duyarlılık

- Başkalarının olumlu geri bildirimlerini abartılı bulma

- Takım çalışmalarında başarısızlık endişesi ve bu durumlardan kaçınma

- Ulaşılamayacak standartlara ulaşma çabası ve her alanda mükemmeliyetçilik arzusu

Bu sendrom, kişinin kendi başarılarını içselleştirememesi ve sürekli olarak başkaları tarafından "maskesi düşürülecek" bir sahtekar olarak ifşa edileceği korkusuyla yaşamasına neden olur.

Imposter Sendromu, bireyin profesyonel ve kişisel yaşamında ciddi zorluklara yol açabilir ve bu nedenle farkındalık yaratmak ve destek sağlamak önemlidir.

İlgili Haberler