3. havalimanının zemini mühendisleri ürkütüyor

3. havalimanının zemini mühendisleri ürkütüyor
Jeoloji mühendisleri, 3. havalimanının maden ve göller bölgesi olması sebebiyle zemininin büyük havaalanı yapımına uygun olmadığını belirterek, göçüklerin olabileceği uyarısında bulundular.

3. havalimanının zemini mühendisleri ürkütüyor

Haber: Salim Yavaşoğlu

 

Karadeniz sahiline, Terkos gölüne yakın Arnavutköy-Göktürk-Çatalca kavşağında Akpınar ve Yeniköy köyleri arasındaki alanda yapımına başlanan İstanbul 3. havalimanının zeminin uygun olmadığı belirtildi. Jeoloji mühendisleri proje, tamamlanmış olsa bile; uzunlukları 3 bin 500  ile 4 bin 100 metre arasında değişen 60 metre genişliğinde 6 adet olarak yapılması planlanan pistlerde yatay ve dikey yönlerde çöküntülerinin oluşabileceği öne sürdü. TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi, 3. havaalanı için seçilen bölge ile ilgili raporunu tamamladı. Raporda; 3. havalimanının yapılacağı Karadeniz kıyısında, Durusu (Terkos) gölünün bitişiğinde yaklaşık 7 bin 594 hektar büyüklüğündeki alan ve üzerinde yapılması gerek işler hakkında ayrıntılı bilgilere yer verildi.
Alanın yaklaşık üçte biri meşe ve kayın karışımı doğal ormanla kaplı. Toplam ormanlık alan 6 bin 172 hektardır. Geri kalan bölümü ise geçmişte plansız, denetimsiz, çoğu zamanda ilkel yöntemler uygulanarak kömür üretilmiş ve şimdilerde terkedilmiş kömür ve kum ocağı işletmeleridir. Kayıtlı maden sahası 2 bin 670 hektar. Yakın zamana kadar bu alanlara uçaktan bakıldığında görülen manzara çok sayıda düzensiz tepeler ve çukurlardan ibarettir. Maden işletmelerinden arta kalan çukurlar zaman içinde su ile dolarak yapay göllere dönüşürken; kömür ve kum işletme atıklarının oluşturduğu yığınlar ise ağaçlandırılarak tepelere dönüşmüştür. Bölgede bu şekilde oluşmuş irili ufaklı 66 adet göl tespit edilmiştir. Bölgede tespit edilen göllerden sadece bir tanesi doğal oluşumlu bir göldür.

Heyelan tehlikesi
Havaalanı için seçilen bölgenin jeolojisi ve tektonik yapısı, bu bölgenin, havaalanı inşaatı için uygun olmadığını gösteren pek çok kanıt sunmakta ya da alarm vermektedir. Konusunda uzman olmayan birinin bile görebileceği bu verilerden bazıları şunlardır: Terkedilmiş kömür sahalarında yapay olarak oluşmuş göller ve tepeler; bu topografik engellerin giderilmesi için aşırı miktarda kazı ve dolgu yapılacak olması;  mevcut suni göllerin susuzlaştırılması, 66 adet göl tabanındaki suya doygun sedimentlerin varlığı; yüzeysel ve derin heyelanlar; ani oturmalar, sıvılaşma riskleri, yeraltı su seviyesinin belirsizliği; rehabilite edilmeden terkedilmiş kömür ve kil sahalarının durumu, hem jeolojik olarak oturmasını tamamlamamış suya doygun birimler hem de normal konsolide birimlerin proje yükünü karşılamayacak kalitede olması, 105 m yüksekliğinde yapılması planlanan dolguların stabilizasyonu.

Göllerin dibi balçık
Bütün bu yapısal zayıflıklara sahip bölgede yapılacak havaalanı inşaatı ve hava alanının kendisi aynı zamanda, çevrede bulunan 50’nin üzerindeki bitki florasının, tarımsal arazilerin ve doğal yaşamın da ölümcül zararlar görmesine neden olacaktır. Bu sakınca ve çekincelerin Nisan-2013 tarihli Nihai ÇED raporunda da açıkça ifade edildiğini görmekteyiz. Özellikle büyük göllerin tabanındaki 6,5 metre’ye kadar varan kalınlıkta balçık; geniş yüzey alanlarına sahip suya doygun sedimanlar ve gevşek malzemelerden oluşmuş maden atık yığınları zemine ait tehlikeli özelliklerden bir kaçıdır. Yukarıda belirtilen nedenlerden dolayı İnşaat sahasında yapılan sondajlarda onlarca metre çamurlu-killi seviye kesilmiş olmasına rağmen sağlam zemine ulaşılamamıştır.

 

hava3.jpg
İlk etabı 2017’de hizmete girmesi planlanan yeni havalimanında birbirinden bağımsız 60 metre genişliğinde 6 pisti olacak. Yeniköy ile Akpınar köyleri arasında yapılan 3. havalimanındaki bölgeden alının topraklar, mühendisler tarafından incelendi.


Asit, toprağı zamanla çökertecek
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi, 3. havaalanı için seçilen bölge ile ilgili raporunu tamamladı. Raporda şunlar yer alıyor: “Proje alanı terkedilmiş kömür maden sahasıdır. Bu kömürler, Pirit (FeS2) minerali içermektedir. Pirit, serbest oksijenle kolay ve hızlı şekilde tepkimeye girerek asit üreten bir mineraldir. Pirit mineralinin, hem herhangi bir koruyucu önlem alınmadan kontrolsüz bir şekilde doğaya bırakılan ve 3. havaalanının yapılacağı bölgede tepeler oluşturan maden atıklarının içinde, irili-ufaklı göllere dönüşen maden çukurlarının tabanındaki malzemelerin bileşiminde bol miktarda bulunmaktadır. Zaman içinde pirit mineralinin ayrışmasıyla oluşacak asitik ortamda, karbonat içeren malzemelerde ciddi çökme ve oturmaların olması çok yüksektir. Pistleri ve apronları oluşturabilmek için yaklaşık 2,5 milyar metreküp malzeme kullanılarak yer yer 105 metre ye varan kalınlıklarda dolgu yapılacak olması, zeminin çok zayıf olması nedeniyle büyük bir tehlike oluşturmaktadır. Bu zeminin, üzerine yapılacak bu kadar kalın dolguyu çökmeden taşıması ancak özel uygulamalarla olanaklıdır.”