KONUK KALEM / Dr. Cüneyt Mengü

KONUK KALEM / Dr. Cüneyt Mengü
Kanlı IŞİD terörü turizmi de vurdu

Uluslararası turizm endüstrisi, ülkenin ekonomik yaşamının vazgeçilmez faaliyet alanlarından birisini teşkil etmektedir. Bu endüstrinin makroekonomiye etkileri 3 ana başlık altında toplanabilir;

-              Büyümeyi destekler,

-              Dış ticaret açıklarının kapatılmasında önemli bir ekonomik enstrümanı konumundadır,

-              Ve istihdam konusunda gerek doğrudan gerekse dolaylı olarak vazgeçilmez bir öneme sahip olmasından dolayı tüm dünyada kamunun öncelikli ilgi alanı içindedir.

Türkiye, uluslararası turizm endüstrisinde doğal, kültürel kaynakları, tarihi yapısı, coğrafi konumu, iklimi ve olumlu ülke imajıyla mukayeseli üstünlüğe sahip yegane bir turizm ülkesidir. Bu bağlamda Kültür ve Turizm Bakanlığı ile UNWTO verilerine göre 2000 - 2014 yılları arasında uluslararası turizm hareketleri 1,5 kat artmışken aynı yıllar içinde Türkiye'ye gelişler 4 kat artmıştır. Böylece Türkiye son 10 yıl içinde uluslararası turizm endüstrisinde yıllar itibari ile gelişerek dünya sıralamasında 2005'de 16. sıradayken 2011, 2012, 2013 ve 2014 yıllarında 6. sırada yer almıştır.

2015'de Türkiye'ye gelen turist sayısında 2013 ve 2014'e göre bir azalma kaydedilmiş olsa da ülkemiz dünya sıralamasındaki yerini koruyacaktır. 2013'de yaklaşık 34.910 bin kişi karşılığında yaklaşık 32.308 milyon dolar, 2014'de yaklaşık 36.837 bin kişi karşılığında yaklaşık 34.304 milyon dolar gelir elde edilmiştir. 2015'de ise 34.980 bin kişi ve yaklaşık 26 milyar dolar gelir elde edileceği tarafımızca öngörülmektedir.

Dünya'da cereyan eden olayların ışığında ülkelerdeki ekonomik, siyasi ve algı gibi sebeplerin sonucunda 2015'de Türkiye'ye gelen turist sayısında bir daralma meydana geldiği görülmüştür. Bakanlık verilerine göre milliyet ve bölgelere göre Türkiye'ye gelen turist tablosu incelendiğinde, son dönemlerde artan terör olayları birçok Avrupa ve OECD ülkelerinde ülkemizin imaj kaybına yol açarken bazılarında ise yaşanan ekonomik sıkıntılar sebebiyle, Almanya hariç hemen hemen bu ülkelerden gelen turist sayısında kayıp yaşanmıştır. Almanya, İzlanda ve Portekiz'den ortalama %8, Danimarka %0.37, Slovakya %11.13 artış kaydederken, Avusturya'da %5.30, Belçika'da %6.68, Finlandiya'da %5.56, Fransa'da %18.52, Hollanda'da %5.61, İngiltere'de %3.33, İspanya'da %14.82, İtalya'da %25.90 ve Polonya'da %1.67 düşüş kaydedilmiştir.

2015'de Rusya'da yaşanan ekonomik kriz sebebiyle 2013 ve 2014'e göre Rusya'dan ülkemize gelen turist sayısında %18 düşüş görülmüştür. 24 Kasım 2015 tarihinde Rus uçağının düşürülmesiyle Rusya'nın uyguladığı yaptırımlar kapsamında ülkemize gelen turistlere yasak konulmasının faturası önümüzdeki yıl yaklaşık 4 milyon turist mukabilinde 4 milyar dolar gelir kaybına neden olacaktır.

Bağımsız Devletler Topluluğu ülkelerinde ekonomik krizin devam etmesi sonucu ülkemize gelişlerde %8 oranında bir gerileme görülmüştür. Buna karşın Ukrayna, Gürcistan ve Kırgızistan'dan ortalama %8 artış yaşanmıştır. Türkiye'nin önemli pazarlarından biri olan Amerika'dan ise %2,3 artış kaydedilmiştir.

Japonya'nın özellikle kültür turizmi açısından ülkemiz için önem arz ettiği bilinmektedir. Ancak Suriye'de kaçırılan iki Japon gazetecinin IŞİD tarafından öldürülmesi ve IŞİD terör örgütünün de Japonya'da islam ülkesi olarak telaffuz edilmesinden dolayı Japonya'dan ülkemize olan gelişlerde %37 oranında bir azalma görülmüştür.

Ortadoğu dahil Batı Asya ve Kuzey Afrika ülkelerine bakıldığında en büyük artışın %30 oranında Suudi Arabistan ile Kuveyt'ten gerçekleştiği, Afrika ülkelerinden gelen sayıda ise %2 oranında bir artış yaşandığı görülmektedir. Ancak, Libya ve Mısır gibi ülkelerde yaşanan vize sorunu nedeniyle gerileme kaydedilmiştir.

Netice itibariyle yukarıda sıralanan olumsuzlukların yanı sıra turizmde yaşanan gelişmelerin sonucu 2023 hedeflerine dayalı sürdürülebilir turizm politikası sayesinde Türkiye'nin Akdeniz çanağındaki rakip ülkelere göre daha avantajlı bir durumdadır. 2016'da ihtimal dahilinde meydana gelecek bir daralma yalnız Almanya ve Ortadoğu'dan telafi edilemeyeceğine göre alternatif pazarlar üzerinde ciddi tanıtım ve yanlış algıların düzeltilmesi konusunda çalışmalar yapılması yararlı olacaktır. Bu bağlamda Çin, Hindistan, Türk Cumhuriyetleri, Latin Amerika, Balkan ülkeleri, Kuzey ve Güney Afrika ülkeleri gibi pazarlarda gerekli çalışmaların yanı sıra Mısır ve Libya vatandaşlarına e-vize sisteminin uygulanması ve Bakanlık tarafından uygulamaya konulan B Planına uluslararası trafiğe açık tüm hava meydanlarının yılın sonuna kadar dahil edilmesinde yarar görmekteyim.