3 Mayıs Türkçüler Günü kutlu olsun

Sayın okurlarım, beş gün sonraki 3 Mayıs Salı günü, Türk Milliyetçilerinin “mutlu gün” olarak kabul ettikleri, Türkçüler Günü’müzdür.
3 Mayıs gününü doğuran siyasi ve kültürel olayların özetini sizlere sunmayı uygun buldum. Genç Cumhuriyetimizin yeni nesillerinin eğitim ve kültürel yapısını yürüten milliyetçi kültür kadrolarımız, Büyük Türkçü Mustafa Kemal Atatürk’ümüzün uçmağa varmasından sonra, etkinliklerini kaybetmişlerdi.
Ziya Gökalp, Yusuf Akçura, Ahmet Ağaoğlu ve Hüseyinzade Ali Turan Bey gibi Türkçü fikir eğitimcilerimiz de, daha önceki yıllarda uçmağa varmışlardı.
Bundan sonra Milli Eğitimimiz, köksüz inkârcıların ve yabancı kültür temsilcilerinin uygulamalarının esiri olmuştur. Türk kültür eserleri yerine bütün Greko-Latin Avrupa klasikleri Türkçe’mize çevrilerek kütüphanelerimizi doldurmuştur. Türk kültürü ve eğitimimiz, milliyetçi görüş karşıtlarına devredilmiştir. “Eskiyi unut, yeni yolu tut, Türklüğe umut sen ol çocuğum. Geçtiği yerde kalsın geçmişler, bize bunlar inkılâpçı demişler” diyen inkârcı zihniyet, Milli Eğitimimize hâkim olmuştur.
Dil Tarih ve Coğrafya fakültemizin rektörlüğüne yanlış görüşlü Şevket Aziz Kansu getirilmiş, felsefe şubesi komünist görüşlü Behice Boran, Niyazi Berkes gibi öğretim üyelerine teslim edilmiştir. Her yıl otuz kırk komünist felsefe öğretmeni yurdumuzun her köşesine dağılmıştır.
Devletimizin değişik konularda sanatkâr yetiştiren tek meslek okulu Devlet Konservatuarı’mızın müdürlüğü de, komünist Sabahattin Âli’ye verilmiştir. Özetlersek, Cumhuriyetimizin eğitimi ve inkılâpçı uygulamaları, komünist görüşlülere teslim edilmiştir.
Cumhuriyetimizin Milli Eğitimindeki gayri milli uygulamaları önlemekle görevli Başbakanımız Şükrü Saracoğlu, TBMM’deki konuşmasında “Ben Türküm ve Türkçüyüm, hayatım boyunca da Türkçü kalacağım”  diyerek, Türk Milliyetçileri ile beraberliğini ortaya koymuştur.
Bunun üzerine, İstanbul’da çıkan Orhun dergisinin başyazarı H. Nihâl Atsız Hocamız, “Başbakan Şükrü Saracoğlu’na Açık Mektup” başlıklı ve cesur ifadeli iki yazısı ile Türkiye’mizi ayağa kaldırdı. Hoca’nın açık mektuplarının birinde suçladığı ve 1948’de  yurt dışına kaçarken öldürülen Devlet Konservatuarı Müdürü Sabahattin Ali’nin açtığı  “hakaret davası” oturumu için Ankara’ya geldiğinde, bizlerin de içinde bulunduğu  “Milliyetçi Gençlik” tarafından karşılandı. Adliye sarayında ve şehir içinde kendisine yapılan sevgi gösterileri, mevcut yönetimi endişelendirdi. Verilen altı aylık mahkûmiyet cezası ertelendi, fakat Orhun dergisi kapatılarak Atsız Hoca’nın edebiyat öğretmenliğine son verildi.
Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, aynı günlerdeki 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramının açılışında, Türk Milliyetçilerinin aleyhine ağır ifadeler yüklü nutkunu söyledi ve Türk kültürüne hizmet eden seçkin milliyetçileri suçladı. Üsteğmen Alparslan Türkeş’in de aralarında bulunduğu Türkçü eğitimciler tutuklanarak bir buçuk yıl muhakemeden sonra ve sonunda beraat etmişlerdir.
Sayın okurlarım, İstanbul’daki Türk Milliyetçileri olarak yıllardan beri 3 Mayıs gününü bizlere armağan eden rahmetli H. Nihâl Atsız Hocamızın Üsküdar Karacaahmet’teki mezarı başında toplanarak kutluyor ve 1944 Türkçüler Davası’nın mahkeme salonunda yan yana oturan ve şimdi de yan yana yatan Türkçü büyüklerimiz Nejdet Sançar ve Muzaffer Eriş’i de ziyaret ediyoruz.
3 Mayıs Salı günü saat 11.00’den sonra, bütün ülkücüler Karacaahmet Mezarlığında olacağız.
Türkçüler günümüz kutlu olsun.
Tanrı Türk’ü Korusun.

Yazarın Diğer Yazıları