4.5 yılda 149 yayın yasağı kararı alındı
Arınç, yayın yasaklarının; geçici yayın yasağı olarak Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanunun “Olağanüstü Dönemler” başlıklı 7’nci maddesinin birinci fıkrası gereği Başbakan ya da görevlendireceği bakan tarafından verildiğini, bununla birlikte gerek ceza gerekse hukuk mahkemeleri olmak üzere bağımsız mahkemeler tarafından, görülmekte olan bir davaya ilişkin taraf talebi halinde veya talep olmaksızın yayın yasağı kararlarının verilebildiğini söyledi. 1 Ocak 2010-19 Haziran 2014 tarihleri arasında 6112 Sayılı Kanunun “Olağanüstü dönemlerde yayınlar” başlıklı 7’inci maddesi kapsamında Başbakanlık tarafından Dışişleri Bakanlığındaki bir toplantıya ilişkin ses kayıtlarıyla ilgili olarak bir kez geçici yayın yasağı getirildiğini belirten Arınç, aynı konuda mahkemelerce de verilmiş yayın yasağı kararlarının mevcut olduğunu söyledi.
En fazla 2012’de
1 Ocak 2010-19 Haziran 2014 tarihleri arasında mahkemelerce verilen ve Üst Kurulun web sitesinden duyurulan yayın yasağı kararlarının toplam sayısının 149 olduğunu belirten Arınç, yayın yasağı kararlarının büyük bölümünün boşanma, cinayet, çocuk istismarı gibi davalara dayandığını ifade etti. Arınç, yıllar itibariyle mahkemelerin yayın yasağı kararlarının; 2010 da 4, 2011 de 36, 2012 de 43, 2013 de 42 ve 2014 yılının ilk altı aylık döneminde 24 olmak üzere toplam 149 adet olduğunu açıkladı.
Sansür alabildiğine devam ediyor
Demokratik Gelişim Partisi (DGP) Genel Başkanı, Kütahya Milletvekili İdris Bal, yayın yasağını değerlendirdi. Bal, “Başkan, üyelerden habersiz başvuruda bulunuyor ve sansür koydurtuyor. Bunlardan sonra teselli olabilecek bir durum Türk basınında cesur insanlar var ki direnmeye başladılar ve tanımıyoruz dediler. Bunun karşısında her şeyi kabullenirseniz her şey yapılabilir” dedi. Soruşturma Komisyonu haberlerine yasak getirilmesini “iktidarın Meclis’teki gücünü hoyratça, sorumsuzca, demokratik ilkelere aykırı şekilde kullanmasının delili olarak gördüğünü” kaydeden Bal, “Bu, demokrasinin yüz karasıdır. Demokrasinin ne kadar derin yaralar aldığının göstergesidir” ifadelerini kullandı. Medyanın havuzlarla, yandaşlarla kirletildiği yetmezmiş gibi bir de yasaklarla kirletildiğini öne süren Bal, “Sansür alabildiğine devam ediyor. Sansürün olduğu yerde, faili meçhuller, yolsuzluk, hırsızlık artar. Kurt puslu havayı sever. Medyayı susturarak puslu hava yaratıyorsunuz. Hırsızın, arsızın istediği ortamı oluşturuyorsunuz” diye konuştu.
