AB, Suriye'de "etkisizliğini" kabul etti

AB, Suriye'de "etkisizliğini" kabul etti
AB ülkelerinin liderleri, Suriye rejimi, Rusya ile İran'ı sivilleri ve hastaneleri ayrım gözetmeyen saldırılarından dolayı kınadı.

Belçika'nın başkenti Brüksel'de gerçekleştirilen AB Liderler Zirvesi'nde, Suriye'deki gelişmeler ele alındı.

Zirvenin sonuç bildirisinde, "AB Konseyi, Suriye rejimi ve müttefikleri özellikle de Rusya ve İran tarafından Halep'e yönelik devam eden saldırıları, siviller ve hastanelerin kasten hedef alınmasını şiddetle kınar." ifadesi kullanıldı.

AB liderleri, Suriye rejimi, müttefiki Rusya ve savaşın taraflarını bazı tedbirleri almaya çağırdı. Doğu Halep halkının güvenli ve onurlu bir şekilde Birleşmiş Milletler (BM) himayesinde istedikleri yere gitmelerine izin verilmesi, bu bölgeye acilen ve koşulsuz olarak yardım ulaştırılması ve burada yaşayanlara ayrım gözetmeksizin korunma sağlanması istendi.

Ayrıca, ülke çapında sağlık çalışanları ve kurumlarının korunması talep edilerek, uluslararası hukukun gereğinin tüm Suriye'de, özellikle de kuşatma altındaki yerlerde tam olarak uygulanması çağrısında bulunuldu.

Suriye'de çatışmaların derhal durdurulması istenerek, "bazıları savaş suçu olabilecek şekilde, uluslararası kanunları ihlal edenlerin hesap vereceği", AB'nin tüm seçenekleri değerlendirdiği kaydedildi.

AB'DEN SURİYE İTİRAFI

Zirve bitiminde basın toplantısı düzenleyen Tusk, "Suriye'deki çatışmaları güçle durdurmak imkansız. AB'nin bu tür bir önlemi kullanacak ne niyeti ne de kapasitesi var ama lütfen AB'yi suçlamayı bırakın." dedi.

Tusk, Suriye konusunda, öncelikle küresel oyuncular ve Avrupa kamuoyuyla samimi olunması gerektiğine dikkati çekti.

"Yeterince etkili olmadığımızı biliyorum. Kimin yeterince etkili olduğunu da biliyorum ama bu, insani yardımda değil bombalamada etkili." değerlendirmesinde bulunan Tusk, AB'nin Suriye konusunda bu aşamada insani yardım ve diplomatik çabalara yoğunlaştığını aktardı.

Donald Tusk, siviller için oluşturulan güvenlik koridorunun istikrarlı ve sürdürülebilir olduğundan şüphe duyduğunu belirterek, tüm AB kurumları ve diplomatlarının bu konuda çalışmaya devam ettiğini sözlerine ekledi.