Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Özcan YENİÇERİ

Özcan YENİÇERİ

ABD giderek sertleşiyor!

ABD, özel olarak Türkiye ve İran genel olarak da İslam dünyasına karşı gittikçe sertleşeceğinin sinyallerini vermektedir. Dışişleri Bakanı Rex Tillerson'un görevden alınarak yerine CIA Direktörü Mike Pompeo'nun getirilmesi bunun işaretidir. Trump ile birlikte siyasi anlamda sağduyuyu ve soğukkanlılığı yitiren ABD yönetimi önümüzdeki süreçte daha da sertleşecektir.

Trump'ın ruh ikizi!

Trump yüzde yüz kendisi gibi düşünen kadroları ABD'nin yönetiminde egemen hale getiriyor.

ABD'nin yeni Dışişleri Bakanı Pompeo bu anlamda Trump'ın ruh ikizidir.

Tillerson'ın yerine gelen Pompeo 'şahin' görüşlere sahiptir.

Tillerson uygulanan İran ve Rusya politikasına karşıydı. Pompeo ise İran ile imzalanan nükleer anlaşmanın iptalini savunuyor. Kuzey Kore konusunda da daha sert bir siyaseti savunuyor.

Trump, seçimi kazanınca Pompeo, İran'la nükleer anlaşmanın çöpe atılması gerektiğini şu tweetle dillendirmişti: "Dünyanın en büyük terör destekçisi devleti ile yapılmış felaket anlaşmadan geri dönülmesini dört gözle bekliyorum."

Her şeye rağmen Tillerson risk azaltan, Pompeo ise riski geometrik diziyle artıran bir kişiliğe sahiptir.

Tillerson Türk İslam alemi yönünden kötüydü, Pompeo kötünün kötüsüdür.

Tillerson, Tel Aviv'deki elçiliği Kudüs'e taşıma kararına da soğuktu.

Pompeo'ya göre; Suudi Arabistan ve İsrail tüm Orta Doğu'da teröre karşı birlikte çalışan ortak ülkelerdir.

Her şeyden önce Pompeo, histerik bir İran karşıtı ve tutkulu bir İsrail dostudur. Pompeo için Orta Doğu demek İsrail'in güvenliğini sağlamak demektir. Bu bağlamda Pompeo da Trump gibi Arz-ı Mevud'cudur.

CIA'nın başına getirilen Gina Haspel de tam Trump zihniyetinin somut halini göstermektedir.

 CIA'nın farklı coğrafyalarda kaçırdığı El Kaide zanlılarını tutmak için üçüncü ülkelerde kurduğu yasa dışı 'hayalet hapishaneler' ve esirlere işkence programından sorumlu yetkililerden birisidir.

Pompeo da işkenceci casuslara 'vatanseverler' diyerek arka çıkmıştı.

ABD'nin tepesindeki Başkan, Dışişleri Bakanı ve CIA Direktörü birbirini tamamlayan üç aktör kimliğindedir.

Türkiye/ABD ilişkilerini nasıl etkiler?

Pompeo, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında attığı tweette Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı "İslami totaliter bir diktatör" olarak nitelemişti.

Pompeo'nun bu tweette bile 15 Temmuz darbe girişiminin arkasındaki motivasyonu ifade etmeye yeterlidir.

Böyle bir adamın ABD'nin Dışişleri Bakanı olmasının Türkiye yönünden ne anlama geldiği açıktır. Dahası bugün Türkiye'nin Suriye'de önlemeye çalıştığı bütün şer oluşumlarının altında Pompeo ve arkadaşları vardır.

 Suriye konusunda Türkiye ile ABD arasında "eğit/donat" türü iş birlikleri Pompeo'nun CIA'nın başına gelmesiyle birlikte sona ermişti. ABD'nin Türkiye'den kopup terör örgütü PYD ile iş tutması bundan sonra başlamıştır. Bugünkü YPG/PKK ile ABD iş birliği büyük ölçüde Pompeo ve adamlarının ürünüdür.

Pompeo, Pentagon'un SDG ile ortaklığına CIA'yı eklemleyen kişidir. CIA, YPG'nin kontrol ettiği bölgelerde merkezler edinip operasyonlara ve eğitim faaliyetlerine katılmaya Pompeo'yla başladı. Son zamanlarda açığa çıkan 30 bin kişilik sınır gücü kurma planında CIA de vardı.

Dahası Pompeo'nun, MİT Müsteşarı Hakan Fidan'la görüştüğünde "Türkiye'nin Menbic'e saldırısı Amerikan ordusuna yapılmış sayılacaktır" dediği kulislerde konuşulmaktadır.

Pompeo'nun Dışişleri Bakanı olmasıyla birlikte ABD'nin Suriye'de PYD'yi destekleme politikası ivme kazanacaktır. Zira ABD'nin Suriye'nin yapılanmasında etkin olabilmesi ve Orta Doğu'da kalabilmesinin yasal yönü, bu coğrafyada askeri üsler kurması ve PYD özelinde Kürtlerle iş birliğine devam etmesine bağlıdır. ABD yalnız PYD'nin değil fiilen Kürtler'in de bölgedeki hamiliğini üstlenmiş bulunmaktadır.

İran, Türkiye ve İslam'a karşı ABD giderek radikalleşiyor. ABD'de yönetime gelenler gidenleri aratacaktır. Türkiye pozisyonunu ve kararlılığını bozmadan ABD'nin yaratacağı yeni fiili durumlara yeni stratejilerle cevap vermeye hazır olmalıdır!

Yazarın Diğer Yazıları