ABD-İran etkileşiminde Türkiye damgası

Ahmedinecad’lı İran şu günlerde değişime dirençle, dünyaya meydan okuma arasında gidip gelen çeşitli sosyal dönüşüm projelerine tanıklık ediyor. Bir yandan sokaktaki insanların beklenti ve istekleri değişirken, bir yandan da dünyaya “karşı duruş” sembolleri farklılaşıyor. Bundan 6 ay önceki Ahmedinecad’ı göremiyoruz... İran Devlet Başkanı, temel aynı kalmakla birlikte çağrılarında, konuşmalarında, yaklaşımlarında bazı değişimler gerçekleştirdi. Hiç şüphesiz bu durum, ABD-İran restleşmesi sırasında dünyada yaşananları daha iyi anlamaya başlayan kısmi toplumsal gelişmelerin etkisiyle şekillenmektedir. Çünkü hiçbir yönetim kendisini oraya taşıyan iradeye uzun vadede karşı duramaz. Eğer durursa akıbetini görmek için tarihin kapanmış sayfalarına bakmak yeterli olacaktır. İran’da gözlenen bu değişim ABD’nin söylemlerini ve güncel stratejilerini de etkilemektedir. İran, dünya kamuoyunu yanına almaya çalıştıkça ve bu hususta mesafe katettikçe ABD de gözünü Türkiye’ye çevirmektedir. Öyle görülüyor ki Türkiye bu etkileşimde önemli bir rol oynayacak ve muhtemelen ABD nezdinde yaşanan kızgınlığın yansımalarını hissedecektir. Olumlu ya da olumsuz... Kim ne derse desin; yeni dönem Afganistan-İran-Pakistan ve ABD arasında yaşanacak olan küresel kırılmalara şahitlik etmeye hazırlanmaktadır.
Erdoğan-Ahmedinecad yakınlaşması
Aslında bu duruma şaşırmamak için Atatürk’ün, dönemin İran Şahı ile olan yakınlığını hatırlamak gerekir. Atatürk İran’la olan ilişkileri “kardeşlik” olarak nitelendirmekle kalmamış, ilk Türk operasını da (Özsoy) bu sebeple o zaman hazırlatmıştı. Ya Sadabad Paktı’na ne demeli? Bir yandan batıyla diğer yandan doğuyla en iyi ilişkileri kurabilmek gayesi... Adeta İran, Irak ve Afganistan’ı kanatları altına almış bir Atatürk vardı. Bu sebeple Erdoğan-Ahmedinecad arasında kurulan iyi ilişkileri destekleyenlerdenim. İran ve Türkiye daha da yakınlaşmalıdır. Her şeyden önemlisi orada yaşayan milyonlarca Türk soylu insanın akıbeti ve geleceği; İran konusunda her zamankinden fazla hassaslaşmamıza neden olmaktadır. Bugün Tebriz başta olmak üzere İran’ın önemli pek çok bölgesinde Türkçe ile anlaşabilmek mümkündür. Tarihi bağlarımız ve kültürel derinliğimiz İran ile işbirliği seçeneklerimizi tetiklemektedir.


“İran dost” paneli sizleri bekliyor
Son dönemde İran hakkındaki yazıları ile farklı açılımlar sunan Namık Kemal Zeybek bir makalesinde “Bunları istiyorum ve bunlar için uğraşıyorum.Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan, Türkmenistan, Özbekistan, Kırgızistan ve... İran, Tacikistan, Afganistan, Pakistan bu birliğin üyeleri... Neden çevredeki diğer komşular da alınmasın... İleride Gürcistan’a, Ermenistan’a, Suriye’ye ve Irak’a ne dersiniz? Ve başkalarına.. İşte bize gerekli ” Ortak Yaşama Alanı “. AB’den başka seçeneğimiz yok mu?” demişti. Haksız da değil. Türkiye’nin önceliği Türk dünyası olmalıdır. İran da bu dünyanın en seçkin ve en genç katılımcısı olmaya adaydır. Türkiye’nin İran’dan uzaklaşması ise İsrail’in en büyük önceliğidir. Neyse dostlar... Yarınki panelin yeri Ankara’da Kocatepe Kültür Merkezi. Saat: 13.30. Ve Namık Kemal Zeybek sizleri bekliyor olacak. Bugünlerde İran’ı doğru okumaya ve anlamaya o kadar ihtiyacımız var ki... Bilinçlerimizi ve hayallerimizi ele geçirmeye çalışan küresel emperyalizme başka nasıl karşı durabiliriz.

Yazarın Diğer Yazıları