ABD ne istiyor?

Türkiye’nin Washington Büyükelçisi Namık Tan, 7 Ocak 2013 tarihinde Hürriyet gazetesinde ABD-Türkiye ilişkileri üzerine bir söyleşi yaptı. Türk Dışişleri Bakanlığı’nda bir büyükelçinin kendi inisiyatifiyle basınla söyleşi yapma geleneği yoktur. Bunun anlamı, Dışişleri Bakanlığı, Büyükelçi Namık Tan vasıtasıyla ABD’e mesaj vermektedir. Büyükelçi her ne kadar ABD ile görülmemiş ölçüde yakınlaştık dese de, hemen sorulması gereken soru, madem bir sorun yoktu da bu söyleşi nereden çıktı. Kanaatimizce AKP-ABD ilişkisi birkaç aydan beri iyi değil, uzatmadan iki ülke arasındaki sorunları sıralayalım. 4 Ağustos 2012’de Obama’nın elinde beyzbol sopasıyla Başbakan Erdoğan ile yaptığı telefon görüşmesinden beri iki müttefik ülke arasında aleni bir gerginlik yaşanmaktadır. ABD’nin Orta Doğu’daki çıkarları Türkiye’nin çıkarlarıyla çelişir hale geldi.
1- ABD, Kuzey Irak Kürt yönetimine tavır koymaya başladı, AKP iktidarı ise Barzani ile tarihte görülmemiş bir yakınlık tesis etti. ABD Barzani’ye Bağdat ile iyi geçinmesini telkin ederken o AKP iktidarı ile birlikte El Maliki’ye karşı dostça olmayan tavır içindedir.
2- ABD, Irak Şii yönetimi ve El Maliki’ye daha anlayışlı davranırken AKP iktidarı El Maliki’yle çok gergin bir ilişkiye sahip,
3- ABD, Suriye konusunda acele etmezken AKP iktidarı, biran önce müdahale edilerek Esad’ın gönderilmesini istemektedir.
4- AKP iktidarı ABD’nin Rusya ve Çin’e yeteri kadar baskı yapmadığını düşünmektedir. 
5- ABD’nin PKK konusunda Türkiye’ye yeteri kadar yardımcı olmadığı düşüncesi var.
6- Kuzey Irak, Kürt bölgesindeki petrolün önemli bir kısmının Türk firmaları tarafından işletilmesi, Türkiye üzerinden taşınması ve Türkiye’nin önemli ticari aktivitesi Amerikalıları rahatsız etmektedir ve bunu da açıkça söylemektedirler.
7- Terörle mücadelede önemli işleve sahip olan insansız keşif uçağı Predator ve Skorsky helikopterlerinin satış sorunlarının giderilmemesi.
8- İran konusunda her iki ülkenin de zaman zaman birbirleriyle çelişen politik ve tavırlarının birbirlerini karşı karşıya getirmesi, örneğin 10 Haziran 2010’da Türkiye BM Güvenlik Konseyi’nin geçici üyesiyken İran’a ABD’nin ambargo koyma teklifine Türkiye, Brezilya ile birlikte ret oyu kullanarak ABD’nin canını sıkmıştır. Türkiye’nin, İran ile yaptığı ticari anlaşmada alışverişte dolar yerine mal takası anlaşmasını ABD, baskı yaparak uygulatmamıştır.
9- Türkiye’nin otuz yıldan beri ABD ile serbest ticaret anlaşması istemesi ve sürekli reddedilmesi gibi sorunlar mevcuttur.
ABD’nin Orta Doğu’da net olarak istediği düzen, kendi kontrolünde İslamcı yönetimlerdir. Daha önce yazdığımız gibi bunda iki amacı var,  birincisi İsrail’in varlığını kabul etmeyen bu grupları iktidara getirerek bunları yolsuzluk, hırsızlık ve iktidarın nimetleriyle tanıştırıp kirletmek ve halk nezdinde itibarsızlaştırmak ve İsrail’in varlığını kabul ettirmektir. İkinci amacı ise uluslararası barışı tehdit eden terörden ve Batı karşıtı düşünceden beslenen İslamcı kişi ve grupları iktidarda ehlileştirerek sistem içine çekmektir. ABD’nin Orta Doğu’da istediği bir diğer düzen bölgede kendisine bağlı bir denge kurmaktır. Bu dengede Çin ve Rusya Federasyonu gibi aktörlere yer olmadığı gibi bölge aktörlerinin de sorun çıkartmaması gerekir. ABD’nin yakın bir gelecekte bağımsız bir Kürt devleti planlaması yok. Bunun üç nedeni var; birincisi, kurulacak bir Kürt devletine Araplar, Farslar ve Türkler karşı çıkacaktır bölge ülkelerinin hepsini karşısına almak ABD’nin çıkarına değildir. İkincisi, Kürtler bölge ülkelerine karşı ABD, Avrupa ve İsrail’in elinde bir tehdit enstrümanıdır, dolaysıyla bir devlete kavuşan Kürtler devletlerini riske atmamak için komşularıyla iyi geçinmek zorunda olduğundan Batılıların kışkırtmalarına itibar etmeyecektir. Üçüncüsü, denize açılımı olmayan, sanayisi, alt yapısı ve ekonomisi yetersiz, etrafı düşmanlarla çevrili bir Kürt devletini ABD istese de zor yaşatır. Dolaysıyla ABD’nin bir Kürt devleti inşa etmekte acele etmeyeceği kanaatindeyiz. Ama sanki istiyormuş gibi yaparak bölge ülkelerine bedel ödetmektedir.

Yazarın Diğer Yazıları