ABD'de üçüncü cephe de açıldı!

Türkiye, Afrin'de ve kendi coğrafyasında ABD'nin silahlandırdığı teröristlerle boğuşurken, Yunanistan da düğmesine basılmış gibi Ege'de kriz çıkarmaya çalışıyor. Bu arada, Yahudi lobisi de 24 Nisan yaklaşırken, bu defa ABD'nin soykırımı tanıması için Wall Street Journal gazetesini kullanarak yeni bir atak başlattı!

Biz Türkiye'nin "iki cephede savaş yeteneği"nin ve özel kuvvetlerin sayıca artırılmasının önemi üzerinde durmuştuk.

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, TSK'nın emir komutada modern yöntemlerle üç harekât alanını bir merkezden idare kabiliyetine sahip olduğunu belirterek "Sadece Kardak değil, tüm Ege'yi kapsayabiliyoruz. Hem Afrin'de operasyon yapabilecek hem de aynı anda Doğu Akdeniz ve Ege'yi kontrol edebilecek güce sahibiz." dedi.

Başbakan Binali Yıldırım da Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras ile telefonla görüşerek Ege'de, son dönemde yaşanan gerginlikten rahatsızlık duyulduğunu bildirdi.

***

ABD'deki Yahudi lobisi, boş durmuyor. Ermeni soykırımı iddialarını, zamanında Türk Milleti'nin başına bela eden, dönemin ABD Büyükelçisi Henry Morgenthau da Yahudi idi. Morgenthau, Ermeni danışmanlarının uydurma ifadelerini hem ABD başkanına hem de İngiliz istihbaratına çalışan tarihçi Arnold Toynbee'ye göndermişti. ABD başkanı Wilson, askeri raporlardan, aslında katledilenin Türkler olduğunu bildiği için bu iddialara fazla yüz vermemişti ama Toynbee'nin sahte belgelerle yazdığı "Mavi Kitap", Ermeni soykırımı iddialarının temelini oluşturdu!

Şimdi o Morgenthau'nun torunu, hukukçu ve eski New York bölge savcısı Robert M. Morgenthau, Wall Street Journal gazetesinde, yine uydurma belgelere dayanarak Başkan Trump'a hitaben, Kudüs'ü başkent olarak tanıdığı gibi Ermeni soykırımını da tanıması için açık mektup yazdı.

Buradan anlaşılıyor ki ABD, Ermeni kartını da Türkiye'ye karşı kullanmaya hazırlanıyor.

Robert M. Morgenthau'nun dayanağı Hitler'e ait olduğu iddia edilen ve Beyaz Saray'a bağlı Soykırım Müzesi'nde sergilenen "Polonyalılara acımayın, Ermenileri kim hatırlıyor ki" sözü idi. Oysa bu söz hiçbir zaman söylenmemişti. Nüremberg Mahkemesi'ne sunulan bu konudaki belge sahte olduğu anlaşılarak dosyadan çıkarılmış, William L. Shirer, Nazileri anlatan kitabında, Hitler'in konuşmasının aslını yayınlamış, bu konuşma metni ABD ordu arşivinde de bulunmuştu. Metinde bu tür ifadeler yoktu.

Fakat bu yalan üzerinden şimdi ABD'de yeni bir kampanya başlatıldı.

***

Dışişleri Bakanlığı ve basın bu konuyla ilgilenmedi. 30 yıldır Ermeni meselesi araştırmalarıyla tanınan Şükrü Server Aya, torun Morgenthau'nun, "İkinci Dünya Savaşı'nda, Yahudileri ölüm kamplarına yollayan Nazi ordusundaki Ermeni lejyonunu dahi bilmeden Trump'dan Ermeniler için açık iltimas istemesine" cevaben, Kıbrıs Aydın Üniversitesi Rektörü Ata Atun ve araştırmacı Dr. Yurdagül Atun ile birlikte ortak bir araştırma yaparak, Wall Street Journal gazetesine, soykırım müzesine ve bağlı olduğu Beyaz Saray'a, Türkiye'nin Washington Büyükelçiliği'ne ayrıca diğer gazete editörleri ile senatör ve kongre üyelerine, Türkiye'de ise bilgi için Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve Dışişleri Bakanlığı'na ve ABD'nin Ankara Büyükelçiliği'ne gönderdi.

***

Şükrü Server Aya, "Ömrümün son günlerindeyim. Son yirmi yılda vatandaş olarak edindiğim çok acı tecrübe bütün kurum, şahıs veya makamların Ermeni soykırımı palavrasına el atmaktan kaçtığı ve biraz öğrenmek ve inkâr edilmez belgeleri görmek yerine içleri boş şöhretlerin kulaktan dolma sözlerine sığınmaları olmuştur." diyor ve bu defa gelen saldırının durdurulabileceğini ancak bunun için devlet yönetiminin ve basının meseleyi ciddiyetle ele almaları gerektiğini söylüyor.

Ankara'nın konuyu Afrin ve Ege kadar ciddiye alması gerekiyor.

Yazarın Diğer Yazıları