ABD’nin Doğu-Batı ekseni

Son altı aydır ABD, doğuda ve batıda dostlarına ciddi sürprizler yapmaktadır. Amerikan istihbarat örgütlerinin, müttefikleri Almanya Başbakanı Merkel ile Fransa Cumhurbaşkanı Hollande başta olmak üzere iki ülkenin önemli kişilerinin telefonlarını dinlediği ortaya çıktı. Türkiye gibi ülkeleri sürekli dinledikleri tahmin edilmektedir. Bu çok ciddi bir durum. Zira ABD, zaten Batılı bu iki müttefiki ile uluslararası sorunlarda istişare yapmakla kalmıyor aynı zamanda işbirliği de yapıyor. İşbirliği yapmadığı durumlarda ise destek sağlamaktadır. Afganistan, Libya, Mısır ve Suriye yakın geçmişteki işbirliği örnekleridir. Yani birbirlerinden gizli saklıları pek yoktur. Dolayısıyla insanın aklına Amerikalıların bu iki ülkenin iç işlerine müdahale etmek için malzeme topladığı gelmektedir. Bu durum da dostça değildir. İngiltere’yi dinlememeleri bir kez daha ABD-İngiltere ilişkilerinin ayrıcalığını ortaya koymuştur. Alman ve Fransız makamları Amerikalılara kızmış ve Başkan Obama haberin doğru olmadığını söylemiş ama kimsenin inandığı yok.
Amerikalılar Orta Doğu’da en sadık müttefiki Suudi Arabistan’ı da çok fena kızdırmışlardır. İki hafta önce Amerikalıların desteği ile Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde iki yıllık geçici süreyle görev almayı kabul etmemiştir. Gerekçe olarak da hiç çekinmeden Birleşmiş Milletler’in fonksiyonlarını yerine getiremediğini ve taraflı davrandığını söyleyerek, dolaylı olarak Amerika’yı BM’yi yönlendirmekle suçlamıştır. Bu yetmiyormuş gibi Suudi Arabistan İstihbarat Başkanı Prens Bender bin Sultan, Batılı diplomatlara, ABD ile işbirliğini kısıtlama kararı aldıklarını belirtmiştir. Bilindiği gibi Suudiler son dönemlerde ABD’nin bölge politikalarından çok rahatsızlar. Bahreyn’de Şiileri destekleyen İran’a karşı Sünni iktidarı destekleyen Suudi Arabistan, Amerikalılardan bekledikleri desteği alamamışlardır. Mısır’da ve Suriye’de Amerikan politikası Suudilerin hiç işine gelmemektedir. Suudilerin bölgedeki düşman kardeşi İran ile flörte başlaması Suudilerde kıskançlığa ve 1979 öncesi Şah dönemi ikinci derece önem verilen ülke pozisyonuna düşme korkusu başlamıştır. Sözün kısası Suudiler, büyük bir hayal kırıklığı yaşamaktadırlar.
AKP’ye gelince, Amerikalılara karşı korkularından seslerini çıkaramamaktadırlar. Suudiler hiç olmazsa memnuniyetsizliklerini ve hayal kırıklıklarını belirtip karşı tavır almaktadırlar. İsrail, Mısır, Irak ve Suriye konularında ABD, AKP’ye uymayan politikalar takip etmektedirler. Amerikalıların, müttefikleri Türkiye ile ters düşmekten rahatsız olmakla birlikte orta bir yol için bir çabaları da yok, zira AKP’nin kendilerine olan muhtaç durumlarını biliyorlar ve AKP’nin dış politikasının Türk devleti ve milletinin çıkarına uygun olmadığını ve bunu Türk entelijansiyasının da bildiğini dolayısıyla AKP’nin çok ısrarlı davranarak foyasının diğer halk katmanları tarafından bilinmesini istemeyeceğini biliyorlar. AKP, Irak, Libya ve Mısır’da yaptığı yanlışları, basını ve iktidar gücünü kullanarak zaten inanmaya hazır olan yandaşlarını doğruluğuna inandırdı ama Suriye’de iyice çuvalladı zira hata o kadar açık ve büyük ki saklayamadı. AKP’nin; gövdesi Türkiye’de, ruhu Arabistan ve Atlantik ötesinde dolaşan adamlarından milli bir duruş ve icraat beklemenin beyhude olduğunu bilenlerdeniz. O kadar ideolojikler ki ABD’nin Orta Doğu politikasının değiştiğini göremediler, şimdi görmek zorunda kaldılar ama bu kez de gözlerine inanamıyorlar.
Not: Yeni çıkan  “Liderlerin Dış Politika Felsefeleri ve Uygulamaları”  ile gözden geçirilmiş ikinci baskısı çıkan  “Uluslararası İlişkilere Giriş, Teoriler ve Kavramlar”  adlı kitaplarımla birlikte diğer kitaplarımı TÜYAP Kitap Fuarı’nda, Doğu Kitap Evi, 10. Salon, No. 102, Cumartesi, 8 Kasım, saat 15-18 arası imzalayacağım. İlgilenecek İstanbullu sevgili okuyucularıma duyururum.

Yazarın Diğer Yazıları