Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Özcan YENİÇERİ

Özcan YENİÇERİ

ABD'nin Suud Operasyonu!

Obama'nın başkanlığı sırasında ABD, 11 Eylül terör saldırılarının arkasında Arabistan'ın olduğunu açıklamış, Arabistan'ın Amerikan fonlarındaki 750 milyar dolarlık paraya da el konulacağını ima edilmişti.

ABD Başkanı Trump, adaylık sürecinde konuyu bir başka biçimde ele almıştı: O  'ABD olarak yıllardır petrol zengini Körfez ülkelerini biz koruyoruz, bunun bir maliyeti var, Amerikan vergi mükellefi artık bu yükü taşımamalı, herkes biraz da kendi başının çaresine bakmalı' demişti.

Trump başkan olur olmaz Suudi Arabistan'ı ziyaret etmiş ve Suudlarla yüz on milyar dolarlık silah satış anlaşması imzalamıştı.

Trump, Riyad'daki Küresel Aşırılık Yanlısı İdeolojilerle Mücadele Merkezi'nin açılışında, Darbeci Sisi ile Kral Selman'ı yanına almıştı. Hep birlikte dünyayı temsil eden bir kristal kürenin başına geçmişlerdi.

Trump, Arabistan'dan ayrıldıktan kısa bir süre sonra Suudi Arabistan ve ona destek veren yedi ülke Katar'ı teröre destek vermekle suçlayarak bu ülkeyle ilişkilerini askıya alıp, ambargo uygulayacaklarını açıklamışlardı.

ABD Başkanı Trump yaptığı açıklamada "Ortadoğu'ya yaptığım ziyarette 'radikal ideolojiye maddi destek verilemeyeceğinin altını çizmiştim. Liderler de Katar'ı işaret etmişti…Suudi Arabistan ziyaretinde, Kral'la (Salman) ve 50 ülkeyle yaptığımız ziyaretin işe yaradığını görmek iyi. Onlar, radikalizmin finansmanı konusunda katı bir tutum alacaklarını söylediler ve bütün söylenenler Katar'ı işaret ediyordu" dedi.

İlginç gelişmeler!

Suud yönetimin bir yetkili birden birden bire "ılımlı İslam"a geçmek istediklerini açıklar. Ardından Arabistan'da olaylar birbirinin peşi sıra sökün eder.

Suudi Arabistan ziyareti sırasında Lübnan Başbakanı Saad Hariri,  İran ve Hizbullah'a sert suçlamalar yönelterek hayatının tehlikede olduğu gerekçesiyle istifa ettiğini duyuruyor. Bir ülkenin başbakanının bir başka ülkede istifasını açıklaması alışıldık bir durum değildi. Bu, Haririnin istifasının arkasında Suudi yönetiminin olduğunu göstermektedir.. 

Tam bu sıralarda Iran yanlısı Husi milisler, Yemen'den Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'daki uluslararası havalimanını hedef alan bir balistik füze atar.

 Bunun üzerine Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Savunma Bakanı Muhammed bin Selman, "İran'ın Husi milislerine füze tedarik etmesi doğrudan askeri bir saldırıdır" der.

ABD'den Suud'ları destekleyen şu açıklama gelir: "İran'ın bölgedeki faaliyetlerini kınıyoruz. İran rejiminin saldırganlığı ve uluslararası hukuk ihlalleri karşısında Suudi Arabistan ve Körfez müttefiklerimizin yanındayız".

Bu gelişmeler olurken Kuveyt ile Suudi Arabistan arasında restleşme yaşanıyor.

Yolsuzluk operasyonları!

Suudi Arabistan hiç beklenmedik bir biçimde ülkedeki dolar milyarderi muhalifleri topluyor. Helikopter kazasında ölenler oluyor. Çocuk kaçırmaları ve infaz haberleri birbiri peşi sıra gelmeye başlıyor. Sonra yolsuzluk suçlamasıyla Kraliyet Ailesi'nden içinde prenslerin ve bakanların da bulunduğu onlarca işadamı ve siyasetçi gözaltına alınıyor.

ABD Başkanı Donald Trump, Suudi Arabistan'da çok sayıda prens, bakan ve üst düzey devlet yetkilisini kapsayan gözaltı dalgasına ilişkin Kral Selman bin Abdulaziz ile Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ı destekleyerek "Kral Selman ve Suudi Arabistan Veliaht Prensi tam olarak ne yaptıklarını biliyorlar…Şu kötü davrandıklarından bazıları yıllarca ülkelerini sağdılar." diyor.

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Heather Nauert, "Suudi yetkilileri, yolsuzluk yaptığını düşündükleri yetkililere ilişkin yürüttükleri soruşturmaları devam ettirmeleri konusunda teşvik ediyoruz. Bu süreci adil ve şeffaf bir şekilde yürütmelerini umut ediyoruz." dedi.

Bölgede yaşanan her şey ABD'nin kontrolündedir. ABD-İsrail-Suud-BAE-Mısır bir yanda İran'ın diğer yanda olduğu bir savaş hedefleniyor. Gelişmelerin ABD'ye milyarlarca dolarlık silahı sattıracak, Suudi Arabistan bölünmeye götürecek, İsrail'i daha da büyütecek, Filistinlileri yeniden göç ettirecek şartları yaratma ihtimali yüksektir. 

Yazarın Diğer Yazıları