ABD'nin Türkiye kararı ve Erdoğan!

Tayyip Erdoğan, "Rakka tiyatrosu DEAŞ ile YPG'nin, bir madalyonun iki yüzü olduğunu artık inkârı mümkün olmayacak şekilde ortaya koymuştur. Suriye'de DEAŞ'a 'kaç', YPG'ye 'tut' diyen aynı merkezdir." dedi.

Erdoğan, bu sözlerden sonra "Güya 'DEAŞ'a karşı mücadele ediyor' denilerek beslenen PYD'nin aslında aynı madalyonun diğer yüzü olduğu inkâr edilemez bir şekilde ortaya dökülmüştür. Bunun için, 'DEAŞ'la PYD'nin iş birliğini saygıyla karşıladıklarını' söyleyenlerin aleni itiraflarından daha somut bir belge aramaya da gerek yoktur" diye ABD'yi suçladı.

***

Okurlarımız hatırlar, Suriye krizinde ortaya çıkan IŞİD ve PYD ile ilgili bütün yazılarımda "IŞİD'e kaç, PYD'ye tut diyen ABD'dir. IŞİD, İslam dinine ve Müslümanlara yönelik büyük bir operasyonun adıdır. Bu örgüte yol vererek, hem İslâm dinini öcüleştiriyor hem de radikal Müslüman gençleri Suriye'de toplayıp imha ediyorlar." diyordum. (Meselâ bu sözleri, 13 Ağustos 2015 tarihli yazımdan aynen aldım.)

Olaylar, IŞİD'e karşı "Eğit-donat" gibi ABD projelerine destek veren Tayyip Erdoğan'ı bizimle aynı tarafa getirdi.

Erdoğan, bugün, "DEAŞ denilen terör örgütü, bizzat bu örgüte karşı mücadele ettiğini söyleyen güçler tarafından icat edilip silahlandırılmış ve yönlendirilmiş bir katiller ordusudur ve arkasında kimlerin olduğu, her gün yeni belgelerle ortaya çıkmaktadır. Her biri farklı gayelerle bölgeye gelen veya getirilen kadrolar buradaki özel bir ekip tarafından daha önceden belirlenmiş senaryoya uygun şekilde yönetilmiştir." diyor.

Erdoğan, bugün "DEAŞ'ın kafa kesme ve katliam görüntülerinden tecavüz hikâyelerine kadar tüm veriler, Batı ülkelerinin kontrolündeki medya mecralarından servis edilmiştir. Bunların hepsinin de bölgeyi dizayn etmek için yapılan ince bir planın unsurları olduğu anlaşılıyor. DEAŞ terörü ve bundan kaynaklanan diğer çatışmalar sebebiyle Suriye ve Irak'ta hayatlarını kaybeden yüz binlerce insan da aynı alçak planın masum kurbanlarıdır. DEAŞ'ı icat eden kimse, PYD'yi kuran da odur. PYD'yi parlatan kimse, Kuzey Irak Yönetimi'ni bağımsızlık ilanına sürükleyerek Irak'ın istikrarsızlığını derinleştirmek isteyen de odur. Tabii aynı güçlerin FETÖ'yü kendi koruma kalkanlarının içinde besleyip büyütmeye devam ettiklerini de unutmamak lâzım." diyor.

***

"Zararın neresinden dönerseniz kârdır" denilir ama bu gerçekleri yıllar öncesinden tespit ettiğimiz ve bu sütundan herkesin bilgisine sunduğumuz halde kimsenin kılını bile kıpırdatmaması, hatta Türkiye'nin Suriye'de uygulanan Amerikan senaryosunun oyuncusu durumuna düşürülmesini nasıl unutabiliriz?

Evet, yüz binlerce Suriyelinin katledilmesinden, IŞİD projesinin sahibi ABD sorumludur ama ABD'nin IŞİD ile mücadele ettiği yalanına inanmış gibi yaparak bu projede görev alanların hiç mi günahı yoktur?

***

Erdoğan, bu noktaya, ABD'de görülen Rıza Sarraf davasında asıl hedefin kendisi ve Türkiye olduğunu anladıktan sonra geldi! Bakınız, Serdar Turgut, "Amerika, aslında 'teröre yardım eden, hukukun işlemediği, dış politikasında tehlikeli oyunlar oynanan bir ülke' olduğu iddialarıyla ilerde Türkiye'ye davalar açmaya çalışacak ve Türkiye'yi daha da zorlayabilmek için kimi yaptırımlara yasal temel sağlamaya uğraşacak gibi görünüyor. Amerika Türkiye'yi hedefine koymaya 2013 yılında karar vermiş, yani bu, Trump'ın kararı değil bir devlet kararı." diyor.

Şimdi Erdoğan, ABD'yi terör örgütleri kurarak Irak ve Suriye'yi istikrarsızlaştırmakla suçluyor!

Nereden nereye?

Yazarın Diğer Yazıları