Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Özcan YENİÇERİ

Özcan YENİÇERİ

ABD'yi ABD yapan budur!

ABD'de yasalar Başkan dahil herkesten büyüktür. Yasa karşısında başkan dahil herkes çırıl çıplaktır. İdarenin her türlü tasarrufu yargının denetimine tabidir. Devletin tepesi dahil herkese kurallar acımasız bir şekilde uygulanır.

ABD'yi küresel güç yapan belki de böyle bir sisteminin varlığıdır.

İstifa etmek zorunda kalan ilk başkan!

1972 yılında ABD'de bir grup,  Demokrat Partinin Merkezi konumundaki büroya, girerken yakalanırlar. O dönemin başkanı Nixon, Cumhuriyetçi Partilidir. Polis yakalananların Cumhuriyetçi parti ile yakın diyalog içinde bulundukları ve Demokrat Partinin konuşmalarını dinlemek için bürolarına mikrofon koymaya çalıştıklarını ortaya çıkarır.

Adalet bakanı Richardson  olayı soruşturmak için Savcı Archibald Cox'u görevlendirir. Savcının yaptığı incelemeler sonucunda, olayın Beyaz Sarayla ilgili olduğu ortaya çıkar.  Bunun üzerine beyaz saraydaki, başkanın konuşmalarının kaydedildiği bant kayıtlarını talep eder.

Bunun üzerine dönemin başkanı Nixon, adalet bakanından Savcının görevden alınmasını ister. Ancak adalet bakanı Richardson bu talebi reddeder ve savcıyı görevden almaz. Bunun üzerine bakan Richardson, Başkan Nixon tarafından görevden alınır.

Ancak olay burada kapanmaz.  ABD Yüksek Mahkemesi, başkan Nixon'nun konuşma kayıtlarının teslim edilmesi kararını verir. Sonunda Nixon konuşma kayıtlarını görevli mahkemeye teslim eder ve istifasını sunar.

Monica Lewinski ve Başkan Clinton

Monica Lewinski 1995 yılında Beyaz Saray'da stajyer olarak görev yapmaktadır.

Lewinski kendisi gibi stajyer olanların sahip olmadığı bazı ayrıcalıklara sahip olmuştur; Avrupa`ya gezi harcamalarının devlet bütçesinden karşılanması ve Beyaz Saray`a gece giriş kartı sahipti.

Süreçte Başkan Clontin ile Monica Lewinski aralarında bir takım uygunsuz ilişkiler geçer.  

Başkan Clontin Lewinsky ile ilişki yaşadığını önce inkâr etmiş, ardından "uygunsuz fiziksel temasa" girdiklerini itiraf etmek zorunda kalmıştı. Clontin sorgulandığı zaman 'Dünyanın en güçlü adamıydı'.

ABD Başkanı Bill Clinton'un Monica Lewinsky ile  ilişkisi konusunda ilk önce yalan söylemişti. İlişkinin doğru olduğu ortaya çıktı. Clinton kendisini eleştiren yargıç ile tartışırken ben "ne olacak ki, bu durum sadece eşini, kendisini ve Monica'yı ilgilendirir!" der.  

Yargıç 'Haklısın! Ama benim eleştirim özel hayatın ile ilgili değil, koskoca Başkan Amerikan halkına yalan söyledi ben onu eleştiriyorum' der.

Sonuçta Clontin yargılanır ama azledilmez.

Trump vakası!

Trump'ın eski avukatı Michael Cohen, Trump'ın ilişkisi olduğu iddia edilen iki kadına ödeme yaparak seçim kampanyalarının finansmanıyla ilgili yasaları deldiğini itiraf etmiş, aynı gün Trump'ın eski kampanya direktörü Paul Manafort da, vergi kaçırma iddialarının araştırıldığı bir davada 18 suçlamanın 8'inden suçlu bulunmuştur.

Jeff Sessions ise Adalet Bakanı sıfatıyla bu soruşturmaya nezaret etmekten affını istemişti.

Trump, Sessions için Adalet Bakanı olduktan sonra "soruşturmadan çekilmek istediğini söyledi. Adalet Bakanlığı'nı hiçbir zaman idare edemedi" sözleriyle Jeff Session'ı suçlar.

Adalet Bakanı Session, Başkanı Trump'a şu yanıtı verir:

"Ben ABD Adalet Bakanı olduğum sürece Adalet Bakanlığı'nın eylemleri siyasi hesaplardan uygunsuz bir şekilde etkilenmeyecektir."

Dünyanın en güçlü adamı olan ABD başkanına karşı yargıç gözünü kırpmadan davasını açıyor, Adalet Bakanı Başkanın tehditlerine ve talimatlarına karşı direniyor, kurumlar yasaların gereğini tereddütsüz yapıyor. Kısacası ABD'de yasalar Başkana gerçekten haddini bildiriyor.

Türkiye ki orada yaklaşık iki yüz yıl önce Şinasi şu beyti yazmıştı:

"Bir ıtık-nâmedir (özgürlük senedidir) insana senin kânunun

Bildirir haddini Sultan'a senin kânunun"

Bugün Türkiye'sinde kanunlar -Sultanı bırakın- Başkana haddini bildirebilir mi? TC Adalet Bakanı ABD'de olduğu gibi bu cüreti gösterebilir mi? Başkana karşı kurumlar yasaları işletilebilir mi?

Yazarın Diğer Yazıları