Açlığa mahkûm edilmek

İlke A., yıllarını bankacılık sektörüne vermiş bir bankacı.

Çalıştığı Körfez sermayeli banka tarafından işten atılır. İşe iade davası açar. Mahkeme haksız yere işten çıkartıldığını ve işe iadesine karar verir.

Körfez sermayeli banka direnir ve genç bankacıyı işe almak yerine tazminat öder.

Genç bankacı işten çıkartılmasından bir süre sonra neredeyse tüm bankalara iş başvurusu yapar.

Tüm başvuruları reddedilir. Çalıştığı eski bankanın hakkında olumsuz referans verdiği söylenir. Oysa hakkında hiçbir olumsuz şey yoktur. İlke A., bunun tarafına bir belge ile bildirilmesini istemesine rağmen, kimse bunu yapmaz. Çünkü bu uygulama yasal değil.

Aradan geçen onca ay ve yıla rağmen iş bulamayan bankacı çalıştığı bankaya karşı "çalışma hürriyetinin engellendiği" gerekçesiyle dava açar.

Referans kirliliği ile çalışma hürriyeti elinden alınan binlerce bankacıya rağmen ilk kez bu konuda bir dava açılır.

Davayı genç bir Avukat Ezgi Deniz Çalışal büyük bir inançla sürdürüyor. Bu alanda açılmış ilk dava.

Genç avukatın ve müvekkilinin işi kolay değil ama bu dava bugüne kadar sadece Körfez sermayeli değil birkaç banka tarafından da referans kirliliği ile çalışma hürriyeti elinden alınmış on bin kadar bankacıyı yakından ilgilendiriyor.

Dava açmaktan korkmayın

Bugüne kadar referansları sırf başka bankaya gitmesin diye kirletilen bankacılar da artık harekete geçmeli.  Geleceğinizi elinizden çalan bu insanlara ve kurumlara karşı korkmadan dava açın. En azından sizden sonra başkalarına bu kötülüğü yaparken korkar ve yapmazlar.

Bu sebeple bu tür davalar çok önemli.

Neden yapıyorlar?

Özellikle yabancı sermayeli bazı bankalar işten çıkarttıkları personelin başka bankada iş bulmaması için kötü referans veriyorlar. Bu iş yasal değil. Zaten bankalar da bunu yazılı olarak yapmıyor, tamamen telefon ve şifahi görüşmelerle yapılıyor. Bunu yapma nedenleri ise söz konusu personelin başka bankaya gittiğinde, kendi şubesinden müşterileri gittiği bankaya götürmesini engellemek.

Tabii ki kendi çıkarını düşünürken bu insanları açlığa ve sefalete mahkûm ediyorlar.

O GMY ne olacak?

Geçen hafta özel bir bankanın insan kaynaklarından sorumlu genel müdür yardımcısının istifasını yazmıştım.

Sosyal medyada yüzlerce yorum yapıldı. Ah edenler, beddua edenler ve daha neler neler...

Bir yöneticiden bu kadar nefreti ilk kez gördüm.

Söz konusu genel müdür yardımcısı yine özel bir banka ile anlaşma yapmış. Türkiye'nin en büyükleri arasındaki bu bankada da eski yaptıklarını yapar mı bilemiyorum ama buradan her zaman vicdanlı ve Allah korkusu olduğuna inandığım BDDK yetkililerine sesleniyorum:

Bu kadar insanın ahını almış, binlerce insanı uyguladığı performans sistemi ile işinden etmiş en önemlisi çok büyük tepki alan bu insanın transferi reddedilmeli.

Dahası izin vermemeliler.

BDDK'nın bu İK'cı genel müdür yardımcısının transferini reddetmesi sektör için de Türkiye için de hayırlı olacaktır.

Bankacılık sektörünü denetleme ve düzenleme misyonu olan bu kurumun vicdanlı hareket etmesini bekliyorum. CİMER ve BİMER'e bu kişinin daha önce çalıştığı kurumun personel politikası hakkında yüzlerce şikâyet gitti.  Elbette bu şikayetler Cumhurbaşkanı aracılığı ile BDDK'ya da ulaşmıştır.

Gösterin gücünüzü ve ekmekle oynayan bu kişiye hak ettiği yanıtı verin.

Referans kirliliği ve buna sebep olanları yazmaya devam edeceğim.

Yazarın Diğer Yazıları