"İntikamın en güzeli soğuk servistir" sözünü gerçekleştiriyor Türk askerinden öç alanlar. Ergenekon, Balyoz, Askeri Casusluk yetmedi 28 Şubat Davası ve 15 Temmuz darbe girişimi ile ordunun canına okuyor caniler. Uçaklar pilotsuzluktan kalkamaz halde. Tutuklu, açıkta ve atılan personel yüzünden bazı gemilerin denize açılamadığı gerçeği yüreğimizi burkuyor. Örtülü bir ambargo ile yedek parça ve mühimmat krizine hiç girmeyelim. Yarın öbür gün Türk Ordusunun zafiyetini yazmaktan "casus"lukla suçlanıp içeri bile atılabiliriz.

***

Ankara'da 28 Şubat Davası görülüyor. İçler acısı... 28 Şubat'ın kimlerin önünü siyasi olarak açtığı, FETÖ'nün palazlanmasını sağladığı tartışmalarına girmeye niyetim yok. 28 Şubat mağduriyeti adına Türk Ordusundan intikam almaya kalkışanlar önce aynaya baksınlar. FETÖ gerçeği ile yüzleşsinler. Sadece 28 Şubat Davası değil, bir taraftan Zırhlı Birlikler ve Lojistik Komutanlığı davaları da yürüyor. Lojistik Komutanı Yıldırım Güvenç'in 15 Temmuz gecesi yaptıkları ortada. Akıncı Üssü'nde derdest edilmiş komutanlar ve Cumhurbaşkanı Genel Sekreteri'nin kurtarılmasını sağlayan, uçaklara yakıt verilmesini engelleyen yani darbecilerin başarısız olmasını sağlayan Güvenç, Salı günkü duruşmada yine serbest bırakılmadı. Zırhlı Birlikler Davası'nda ise Barış Dedebağ'ın foyası meydana çıkıyor. Bugün ise EDOK Davası duruşması var. Darbecileri püskürtenlerin başındaki komutanlardan Metin İyidil hâkim karşısına çıkacak. İyidil'in tutuklanma gerekçelerinden biri de sahte kahraman Barış Dedebağ ve 3-4 astsubayın iftirası... İftiranın sebebi; Dedebağ'ın birine askeri fabrika müdürlüğü, diğerine Cumhurbaşkanlığı danışmanlığı, ötekine kamu kuruluşlarında şube müdürlüğü taahhüt etmesi. Bir suçsuz-günahsız üsteğmenin ihracına sebep olanlardan birinin FETÖ ile iltisakı tespit edilerek şimdilik açığa alındığını, vaatlerin Whatsapp grubundaki mesajlara yansıdığı da meydana çıktı. Astsubaylardan biri geçtiğimiz günlerde duruşma salonunda vaziyeti anlatınca Barış Dedebağ'ın adeta kaçarcasına gidişi Ankara gündemine oturduysa da adalet geç kalmakta...

***

Barış Dedebağ aldatmakla kalmıyor. Kandırıyor da... 16 Temmuz sabahı takındığı kahraman edaları, kameralar önünde gösterisi ve hatta resmen göz altındakilere işkence yapması ekranlara utanç vesilesi gibi yansımıştı. Dahası yandaş medya tarafından "kahraman" ilan edilmişti. İlaç bağımlısı Dedebağ meğerse Cumhurbaşkanlığı makamına kadar çıkmış. 15 Temmuz gecesi yapmadığı kahramanlık hikayelerini ballandıra ballandıra anlatırken Tayyip Erdoğan sıkılmış. "Bunları bırak. FETÖ'cüleri nasıl tespit edeceğiz. Onu anlat" demiş. Dedebağ bu... Bıçkın, racon kesmekte üstüne yok. Süklüm-püklüm çıkmış saraydan taahhütle ifade verdirdiği astsubaylara "Beni dinlerken uyudu... Bundan Cumhurbaşkanı olmaz!.." sözleri ile havasını basmış. Etme bulma dünyası... Bu sütunlardan Dedebağ'ın ipliği pazara çıkınca 3 kişi Barış'ın FETÖ'cü olduğuna dair şikayet dilekçesi yazmış. Bu yüzden Başbakanlığa bağlı Kamu Güvenliği Müsteşarlığı'ndaki "danışman"lık kadrosu iptal edilerek süresiz açığa alınmış. Lakin yılmıyor Dedebağ, İçişleri Bakanlığı Müşavirine "intihar edeceğim" diyerek, kendisinin koruma altına alınmasını istediği de biliniyor. Foya meydana çıkınca Zırhlı Birlikler duruşmasında; "Metin İyidil'in tümende o gece yaptıklarının yani gözaltına alınan askeri personeli polise değil de merkez komutanlığına vermek istemesinin doğru olabileceğini kendisinin hata yapmış olabileceğini" itiraf etti...

***

15 Temmuz gecesi evinde 03:30'a kadar bekleyip darbenin başarısız olduğunu anlayarak tümenin nizamiyesine 06:00'da gelen Barış Dedebağ, sadece Metin İyidil'e iftira atmakla kalmıyor. 4 astsubayı kafaya alıp Sincan Adliyesi'ne giderek üsteğmen Koray Korkmaz, Yarbay Erdal Yetim, Albay Sefa Alkan ve Albay Cem Tuce'ye de iftira atıyor;

Koray Korkmaz; 15 Temmuz gecesi darbecilerin terör saldırısı yalanıyla Jandarma Genel Komutanlığı'na gönderdiği 2 tankın komutanı. Ancak bu üsteğmen halkı görünce terör saldırısının yalan olduğunu anlayıp kışladan eski tabur komutanı Erdal Yetim'i arayarak hiçbir canlı ya da cansıza zarar vermeden kışlaya son sürat dönüyor. Zırhlı Birlikler'deki darbe girişiminin seyri de bu olayla birden yön değiştiriyor.

Erdal Yetim; Türkiye'deki en büyük tank ve zırhlı araç gücüne sahip taburun komutanı. Darbeciler tarafından silahla ve idam edilmekle tehdit edilmesine rağmen emrindeki 90 adet tank ve zırhlı aracı kışla dışına çıkarmıyor ve darbecilerin terör saldırısı yalanıyla Jandarma Genel Komutanlığı'na gönderdiği 2 tankı, canını hiçe sayarak kışlaya geri döndürüyor.

Albay Sefa Alkan; Türkiye'deki tüm tankçı subay, astsubay ve uzman çavuşların yetiştiği Zırhlı Birlikler'in Okul Komutanı. Tümeni ele geçiren şerefsizlerin darbe yaptığını anlayınca kendi karargahına gidip ekibini kurarak çatışma çıkmadan kandırılmış teğmenlerin hepsini ikna ederek onları dershaneye topluyor.

Albay Cem Tuce; Acemi tankçı askeri yetiştiren alayın Komutanı. Terör saldırısının yalan olduğunu anlar anlamaz, darbecilerin emrindeki uçak ve helikopterlerin tümeni bombalamasına fırsat vermeden elebaşları 1 tuğgeneral, 2 kurmay albay, 2 yarbay, 1 binbaşı ve 4 azılı, gözü dönmüş silahlı teğmeni ikna ederek teslim alıyor.

FETÖ'nün ByLock'taki Morbeyin tezgahı ile binlerce insan tutuklandı. Görevlendirme adıyla binlerce subay tutuklandı. Kendilerinden habersiz   sıkıyönetim komutanı ilan edilen 18 general zamanla tahliye edilerek serbest bırakıldı. Yıldırım Güvenç de TRT Genel Müdürlüğü'ne görevlendirdikleri için tutuklu. 500 kişilik görevlendirme listesinde isimleri olanların yarısı halen görevde bazıları terfi bile etti. Görevlendirmede adı olmayan Metin İyidil gibi bir çok isim halen hapiste...

Sahi adalet bunun neresinde?