Adalete ihtiyacımız var

     Teğmen Hasan Hüseyin Kılıç, 2015 devresi stajyer askeri hâkim olarak Kara Kuvvetleri Askeri Savcılığı'nda görevliydi. Şu an tutuklu; üzerine atılı suç ise Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti'ni ortadan kaldırmak...

      İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın hazırladığı 2016/ 84564 sayılı dosya İstanbul 6. Sulh Ceza Mahkemesi tarafından hazırlanan 2016/ 316 sayılı sorgulama dosyası haline getirilerek Ankara'ya gönderildi.

      Olanı söyleyim, Teğmen Hasan Hüseyin Kılıç da birçok masum insan gibi içeride ve mağdur durumda...

      Halen Silivri Cezaevi yerleşkesinde tutuklu, hem de sekiz aydan beri...

      * * *

      Teğmen Hasan Hüseyin Kılıç kim?

      Anlatayım...

      Ülkü Ocaklarından yetişmiş, millî kültür almış, milliyetçi duygu ve düşüncelerle büyümüş, okumuş, millete ve devlete hizmet için de hukukçuluğu seçmiş bir vatan evlâdı...

      Neden bu duruma düştüğünü bilmiyor. Fetöcü değil, devlete isyana kalkışanlarla birlikte değil, hain değil, askerliği kutsal görev sayan bir delikanlı.

      Sorgusunda hayatını, hiçbir gizli nokta kalmadan anlatmış...

      Okuduğu okullarındaki arkadaşlarını, Ülkü Ocakları yöneticilerini, MHP'li büyüklerini, okul müdürlerini, öğretmenlerini şahit göstermiş, "Cemaatle hiçbir yakınlığım olmadı" demiş...

      Lisedeyken katıldığı bir etkinlikten sonra arkadaşlarıyla birlikte sorgulanmış ve ülkücülüğü de tescil edilmiş. Terörü lanetleyen protesto gösterilerine katılmış, şehit cenazelerinde gözyaşı dökmüş...

      Suçu bunlarsa, suçlu!

      Teğmen Kılıç bir an önce aklanmayı bekliyor...

      * * *

      Başbakan her ne kadar mağdurların başvurabilecekleri adresin faaliyete geçtiğini söylese de henüz bu konuda bir gelişme yaşanmıyor...

      Dolayısıyla da adalet yerini bulmuyor.

      Devletin birinci görevi adaleti sağlamak değil mi? Adalet olmazsa devlet de olmaz. Geç gelen adalet de adalet sayılmaz. Haksız yere tutuklanan yurttaşların kaybettikleri zamanı da geri getirmek mümkün değildir.

      O nedenle mağdur ve mazlum yurttaşların bir an önce aklanmalarını sağlamak lazım. Yargı mekanizmasını da olanca hızıyla çalıştırmak gerekiyor...

      Teğmen Kılıç gibi mağdur olan yurttaşlarımızı, bir an önce özgürlüklerine kavuşturmalıyız...

      * * *

      Özgürlük kadar hak, hukuk ve adalete de ihtiyacımız Var!

 

Nereden nereyeee...

-------------------------

       Saçlarını jöleleyip kafatasına yapıştıran ve ötekilerden bu haliyle ayrılan, dolayısıyla adı unutulmayan Yiğit Bulut, sıradan bir televizyoncuyken Namık Kemal Zeybek'in kızı Şule Hanım ile evlenmişti. Evlilikleri yürümedi, Yiğit Bulut yürüdü gitti.

       Bulut şimdi Cumhurbaşkanı'nın başdanışmanı, ülkenin ekonomisi üzerinde söz sahibi. Geçenlerde önemli bir ekonomist dostuma "Ekonomi bilgisi nasıl" diye sordum,"Dinlediğimde hiçbir şey anlamıyorum" dedi, üstelemedim...  

       Yiğit Bey bir yandan da Varlık Fonu'nun yöneticisi, başkanı... Parasal sıkıntımızı Fon'un varlıklarını teminat göstererek giderecek tek adam şimdilik o.

       Tevatüre bakın, başta bakan Nihat Zeybekci olmak üzere birçok bakan -Mehmet Şimşek dahil- Yiğit Bulut'un varlığından şikâyetçiymiş; söyleyenlerin yalancısıyım...

       Yalan olmayan şu; Yiğit Bey bundan sonra değeri 850 bin lira olan lüks bir makam otomobilini kullanacak. 850 bin lirayı, eski paraya çevirmeyin, dudağınız uçuklar...

       * * *

       Daha mütevazı bir araç olmaz mıydı; olurdu ama olmadı işte..

       Hatırlatayım; israftan vazgeçmeyenden millet mutlaka vazgeçer...

 

Biz neymişiz be abi...

------------------------------

       İkinci Futbol Zirvesi'nde konuşan Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören hep aynı cümleleri kullandı. Toplantıda Cumhurbaşkanı da vardı, o nedenle lafı döndürüp dolaştırıp Erdoğan'a getirdi ve onun büyüklüğünü tekrarlayıp durdu...

       Eminim, Cumhurbaşkanı epey sıkılmıştır...

       Demirören'e göre Türk futbolu, Erdoğan sayesinde dünyaya açılmış, önemli bir yere yerleşmiş ve zaferden zafere de koşuyormuş. Federasyon Başkanı iyi ki "Messi de, Ronaldo da başarılarımızdan etkilenerek bugüne geldiler filan demedi..

       Allah'tan demedi, deseydi o ciddi toplantı tekrarları bol, sulu bir orta oyununa dönerdi!

 

Bunları da unutmayın

------------------------------

       Evet ile tek adam rejimi gelirse, cumhurbaşkanının yardımcılarına, bakanlarına filan dokunulamayacak...

       Ancak, 400 vekil bir olursa dokunulmazlıklar kalkacak...

       Bu arada açıklığa kavuşturulmamış bir noktaya da değineyim; o rejimde cumhurbaşkanının kaç yardımcısı olacağı da belli değil, değişiklikte bu vurgulanmamış...

       Keza bakan sayısı da; hepsinin sayısı cumhurbaşkanına bırakılmış...

       Hani tek adamlık söz konusu değildi!

 

------------------------------ -------------------

DİKKAT, HAYIR demek için 20 gün kaldı

------------------------------ ---------------------

 

ANLAMLI SÖZLER

------------------------------

      Fikir, İman ve Ülkü, bizi insan yapan bunlardır. (Alparslan TÜRKEŞ)

       

Yazarın Diğer Yazıları