Afrin'den niye çıkalım ki!

Politikacılarımızın dilinden (hele Reis'in dilinden) düşmeyen Mithat Cemal Kuntay (1885-1956)'ın "Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır / Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır." mısraları, "On Beş Yılı Karşılarken" şiirinin son beyitidir. 13 beyitlik şiirin üç üstünde bir beyit var ki, aslında son beyitle beraber okunmalı: "Gökler çıkabildin, uçabildinse derindir, / Tarihi kendin yazıyorsan, eserindir."

Burada "eser" ve "vatan" aynıdır.

Güney sınırlarımızın ötesinde, Selçukluların ve Osmanlıların vârisi olarak bizim olan topraklara, maalesef silah gücüyle girebildik. Zamanında yerli halkı ifsat eden, bizi maziden koparan bu topraklarla hiç alâkası olmayan emperyalist güçlerdir.

(Ara not: Reis, "Bayrakları bayrak yapan!.." diye gürlüyor ya... Allah var güzel de okuyor. O şiirde iki beyit var ki, bayağı canını sıkar. O beyitler: "Dünyaları bir fert evet oynattı yerinden, / Sarsıldı demirler evet azmin demirinden. // Mazi yıkılıp gitti evet fesli, kafesli: / Lâkin bugünün ey granit bünyeli nesli."

Bu şiir, cumhuriyetin 15. yılında, 1938'de yazılmıştır. Dünyaları yerinden oynatan o bir "fert"in kim olduğunu tahmin edersiniz! "Fes", "kafes" derken Osmanlı dönemini kastedildiği de açık. R. T. Erdoğan, "Keşke Yunan galip gelseydi." diyen "mısır püsküllü" kızıl fes giyen zatı ziyaret etmişti. Hangisi tercih edilir: KuntayMısır Püsküllü mü?

Nereden nereye?.. Mısır Püsküllü'nün "Türk'ün Siyah Kitabı-Yunan Mezalimi" kitabını okuyup hıncımızı bilerdik gençliğimizde. Şimdi bizi de boşluğa düşürüverdi! Geçti artık. Şunu hatırlatayım: Yunanlılarla mutlaka bir araya gelmenin yollarının bulunması gerektiğini, hep yazageldim. Yerinde incelemelerimle gördüm ki, en çok da Yunanlıların yaklaşması gerekiyor.

Savaşı kim ister ki... Bütün insanlar barış içinde olsunlar, öyle el ele tutuşsunlar ki, dünyayı bir top yumak yapsınlar. Ne yazık ki,  dünya nizamı böyle kurulmuş. Gücü gücü yetene! Öyleyse sen güçlü olmanın yollarını bulacaksın. Topun olacak, tüfeğin olacak... Kısaca teknolojin olacak. Medeniyet olmadan teknoloji olmaz. Medeniyet! Aklı kullanabilmektir, hür düşünebilmektir, birilerinin ağzına bakmamak, kendi iradesini ortaya koyabilmektir. Ancak itiraz edebilen, medeniyetin basamaklarını tırmanabilir. "Akıl" ile "itiraz" arasında sıkı bir bağ vardır. "İtiraz" içinde neyi barındırır? "Şüphe"yi... Şüphe edersen ilim kapısını aralayabilirsin. İlim sahibi olursan nerede yürüyeceğini, nerede duracağını bilirsin.

Afrin, dedik, nereye geldik! Bütün mevzular birbirine bağlı. Gücümüz (ve inancımız) var ki, bizi tehdit eden haşeratı temizliyoruz. Oraların insanlarını kazanmak esas. Eğer insanlara kendimizi sevdiremez, Türkiye olmadan, bize hayat zehir dedirtemezsek, kaybederiz. Zamanında kaç defa Irak'a girdik, haşeratı ayıkladık. Ama çıkınca, haşerat yine üredi. Hesabımızı sağlam yapmalıyız. "Kanla" alınmış toprağın bir karışını bile Şam'a veremeyiz. Ama direnecek olan oraların halkıdır. Afrin'den ve diğer girdiğimiz topraklardan çıktığımız an, akbabalar üşüşür. "Vatan" için ayrı, ama asıl insanlık için, kalmalıyız.

***

Eski bakanlardan Hasan Celal Güzel'i kaybettik. Türk kültürüne büyük hizmet vermiştir. 5 ciltlik Cumhuriyet, 12 ciltlik Osmanlı, 21 ciltlik Türkler külliyatı onun öncülüğünde yayınlanmıştır. Allah rahmet eylesin.

Yazarın Diğer Yazıları