Ahlat'ta yürürken..

Bazı yerler var ki, doğasına ya da tarihine dair ne bilirseniz bilin, orada atmosferi solumadan yeterince kavrayabilmeniz mümkün olmuyor..

Henüz nasip olmadı ama Mekke-Medine mesela.. Ya da gelin Anadolu'ya, Çanakkale bunlardan biri.. Ankara'ya buyrun, Anıtkabir de o mekanlardan biri...

Sayfalarca okusanız, saatlerce seyretseniz, adımlarken yaşadığınız duyguyu yakalama şansınız yok.

Takip edenler biliyor, iki gün Ahlat'taydık. Ahlat, Tatvan, Adilcevaz.. İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, ilk seyahat için Ahlat'ı seçti.

Bunu aylar öncesinden ilan da etmişti... Nitekim orada bir ev tuttuğunu da artık bilmeyeniniz yok.

Muş'a, Bitlis'e, Tatvan'a gittim daha önce... Ama Ahlat bir ilkti.

Daha adım attığımızda çarpan bir atmosferi var Ahlat'ın. Girişteki ilk durak Selçuklu Mezarlığı. Sanırsın, Sultan Alparslan çıkacak birazdan karşına. İnsan adımlarına dikkat ediyor. Bildiğin Atan basmış o toprağa, Atan yatıyor gözünün önünde... Anadolu'nun her karışı veriyor bu hissi ama Malazgirt gibi Ahlat da bir başka...

Ben 1071 mevzuuna biraz farklı baktığım için, buraları, "Anadolu'ya gelişin değil, Anadolu'ya dönüşün" ilk adımları olarak görüyorum.

Dolayısıyla, adımladığınız toprak, bin yıllık yeni öykünün yazılmaya başladığı toprak.

Hele Cuma günü öğle ezanı okunurken hissettiklerim... Burada kılmış namazını Alparslan ve sürmüş atını... Ses aynı değil belki ama seda aynı. Okuyan aynı değil belki ama okunan aynı. Şiir yazmıyorum... Abartı yok sözlerimde, hissettiklerimi anlatmaya çalışıyorum.

**

İşte bu yüzden önemsedim ve orada daha iyi anladım Meral hanımın Ahlat tercihini.

Üç mesaj vardı Ahlat tercihinde...

1- Derdi olanı dinlemek için, Türk'ü de Kürt'ü de aynı dertten muzdarip, işsizlik, sesini duyuramamak, ilgisizlik... Meral hanımın, bunlara sitem eden bir vatandaşa "Ananı da al git" yerine, "Gel bakalım muhterem" diyerek mikrofon tutması, bu mesajın vücut bulmuş haliydi.

2- Türk Milleti için muhteşem tarihinin, muhteşem bir durağı. "Evet, burada ev tuttum. Buraları, Ankara'dan-İstanbul'dan değil, buradan dinleyeceğim. Ve buradaki yuvamı da, bir milletin kader birliğine giden yolun ilk adımlarının atıldığı Ahlat'ta kuruyorum." diyordu Meral hanım..

3- Sahabe-i Kiram'a dua etmek için... Halid Bin Velid'in komutanlarından Abdurrahman Gazi'nin manevi huzurunda, Sahabe-i Kiram'ı anmak... İslam tarihinin en önemli komutanlarından birinin ebedi istirahatgahı da Ahlat'ta...

Dolayısıyla, bazı tercihler, içinde, siz planlamasanız bile mesajlar, doğal anlamlar taşır. Ahlat işte bunu taşıyordu.

Türk'ü Kürt'ü, kader birliğinin muhteşem coğrafyası... Türk tarihinin muhteşem durağı. Ve bağrında Sahabe-i Kiram yatıyor.

Tek bir adresle, toplumun bütün kesimlerine, bütün hassasiyetlere verilen mesajlar... İletişim açısından baktığınızda, derdinizi, kimliğinizi bir çırpıda anlatılabilmenizi sağlayan bir tercih.

Yolu Ahlat'tan geçenlere de, Ahlat'ın kıymetini bilenlere de selam olsun..

ATA'YI, ANA'YI SATMAK..

Başlıkta bile irite ediyor değil mi? Sözünü ettiğim ATA ve ANA uçakları..

Gazeteciliğin namusu kalemlerden Saygı Öztürk abimin yazısından öğrendim.. Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlığın meşhur ATA ve ANA uçakları satılmış..

Bu satırların yazarı, tepkilere rağmen hep söylemiştir;

-Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı ve Başbakanı en üst düzey temsil makamlarıdır.. Ve uçağın da otomobilin de en iyisine binmelidir.. İsraf bu durumdan muaftır.. Ama bir milleti temsil etmektedirler, dolayısıyla en iyisini hak ederler..

ATA ve ANA uçağı da Cumhuriyetin önemli araçlarındandı.. Bir dönem ne konuşuldu hatırlayın.. Türkiye Cumhuriyeti, Cumhurbaşkanı'na ve Başbakanı'na özel uçak alabilmişti.. Ve o iktidara oy veren de vermeyen de bu durumu saygıyla, adını koymasa da sessiz bir gururla kabullendi..

Şimdi bu uçaklar satılmış.. Olabilir.. Artık daha yenileri var..  Ama satılacağına, Bakanlar için havuz yapıp, Bakanların milyonlarca liralık uçak gideri hafifletilseydi daha iyi olmaz mıydı?

**

İşin başka boyutu var.. Uçaklara 2.5 milyon dolar masraf edip, 2 milyon 780 bin dolara satan bir ticari deha(!) yönetiyor ülkeyi..

Üstelik gerçek fiyatlı toplam da 10 milyon dolar.. Peki kime satıyorsunuz? Hükümete yakın bir işadamına.. Aha da boşa yazdık.. Fotoğraf belli..

Şuraya yazıyorum, yarın Bakanlıklar kiralar o uçakları.. Zaten sudan ucuza almış işadamı, bir yılda çıkarır parayı..

Biz de bu saltanat için vergi zamlarına, harç zamlarına, özel tüketim vergilerine boyun eğmeye devam ederiz..

Lafa gelince Hz. Ömer'in adaletinden söz edenler, işin adını da "İsraf haramdır" koyar, çıkar işin içinden..

Siz şaşar kalırsınız, ben de yazdıklarımdan utanırım iyi mi..

Yazarın Diğer Yazıları