Aile kavramı da tarumar

       Zinayı suç olmaktan çıkaran AKP değil mi; bu kararla fuhuşa meşruiyet kazandırmış olmadılar mı...

        Bu iktidar sözüm ona muhafazakâr, hatta din üzerinden yürüyen siyasal bir oluşum...

        Aldıkları bu karar hiç yakıştı mı...

        Aynı iktidar müftülere, onlara vekâleten imamlara, nikâh kıyma yetkisi tanıdı. Bundan sonra dinci çevrelerin muta nikâhı ile ya da hülle yoluyla dünya evine girdiğini görürseniz şaşırmayın...

        * * *

        Bununla da yetinmediler, şimdi de boşanmayı mahkemelerden alıp arabuluculara bırakma hazırlığındalar...

        Arabulucu "Boş" derse boşanma gerçekleşecek...

        İçine hile hurda karışacak bu uygulamayı da, başımıza sarmaya çalışıyorlar...

        Osmanlı'da da böyleymiş ya, o günlere ve yapıya özeniyorlar...

        * * *

        Aile kavramını zedelemek için ellerinden bakalım daha neler gelecek...

        Hem ailelere 3 çocuk, hatta 4 çocuk diye talimat vermeye kalkıyorlar, hem de aile yapısını bozacak evlenme ve boşanma kuralları koyuyorlar...

        Çelişki de bu kadar olur...

        Bakmayın siz aile ve sosyal politikalar bakanlığı kurmalarına; o girişim göstermeliktir, müftü-arabulucu uygulaması ise gerçektir...     

Tablo şaşırtıcı değil

       Yakın geçmişe göz atarsak önemli bir siyasal tablonun ana çizgilerini görmüş oluruz... Paraya tapanlar cemaati, siyasal iradeden nemalanma imkânını kaybedince sakladığı öteki yüzünü de gösterdi. Anlaşılacağı gibi siyasal iktidarla parasal konularda uzlaşı sağlayamadığı için sırtını döndü, ihanete saptı...

       Hangi devlet kadrosunda cemaat mensubu varsa, hepsini önce kendi çaplarında, sonra da 15 Temmuz darbe kalkışmasına kadar ülke çapında eyleme yönlendirdi...

       17-25 Aralık kalkışma provası onlardan biri...

       AKP ve Erdoğan karşıtları da bu provayı fırsat bildi, yapımcısının feto olduğunu düşünmeden haykırmalara katıldı...

       Rüşvet alışverişi de bu süreçte ortaya çıktı..

       * * *

       Aynı süreçte cemaat-iktidar ilişkisi o kadar iç içe oldu ki parti bugün, bazı AKP'li belediye başkanlarıyla il başkanlarından ve yönetimlerinden temizlenme sürecini yaşıyor.

       Bu temizlik, cemaatin siyasal ayağının da AKP'de olduğunu gösteriyor...

       * * *

       İktidar oy kaybını engellemek ve 2018'e öyle girmek niyetinde. Başkanlar operasyonu'nun temel nedeni bu.

       Hem belediye başkanlarının, hem il, hatta ilçe başkanlarının seçmeni iktidardan uzaklaştıracak işler yaptığı kabul ediliyor. Giden gitmeli, gitmeyen gönderilmelidir diyorlar...

       Direnenler olursa...

       Haklarındaki dosyalar yallah yargıya...

       Erdoğan bu yönde kesin kararlı olduğunu da "Sonuçlarına katlanırsınız haaa." diyerek açıkladı ve ulaşılacak son noktayı da başında söylemiş oldu...

       Bunu başarırlarsa 2019 seçimini öne çekecekler ve seçimleri kaybetme ihtimalini ortadan kaldırmış olacaklar...

DERKENAR

       Gazetede okudum; direnen belediye başkanlarının istifa etmelerini sağlamak amacıyla araya "Abiler" girecekmiş...

       Feto'nun abilerini topluyorlar ama abilik kurumu'nu da gördüğünüz gibi siyasallaştırıyorlar...

       İmamdan geçilmeyen AKP'de artık abiler de var...

       Anlaşılan iktidar, tümden cemaat oldu, iyice ona benzedi...

Siyasette yeni söylem tarzı

       Kumda oynarken ayaklarına çöp batsa hemen hesabını Kılıçdaroğlu'ndan sormaya kalkıyorlar...

       Ahmet Hakan, Erdoğan'ın lafını yazdı...

       AKP İstanbul'a yeterince sahip çıkamadığı halde Erdoğan, CHP liderini şu cümlelerle suçlamış:

       -Biz İstanbul'a ihanet ederken Kemal Kılıçdaroğlu neredeydi? Hâlâ da ediyoruz... Neredesin Bay Kemal? Sessiz kalarak bizim ihanetimize sen geçit verdin sen.

       Görülmemiş bir itirafla suçlama iç içe...

       Siyasette bakalım kimler, daha başka ne hikmetler yumurtlayacak!

Yazarın Diğer Yazıları