Akar'ın eski Özel Kalem Müdürü Gözel ifade verdi

Akar'ın eski Özel Kalem Müdürü Gözel ifade verdi
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Akar'ın eski Özel Kalem Müdürü sanık eski Kurmay Albay Gözel, kendisine yöneltilen suçlamaları reddetti. Gözel, "o gece MHP ve CHP'den aradılar, onlara da durumu anlattım. Ben darbeye katılmadım" dedi.

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Genelkurmay Karargahı'nda yaşanan eylemlere ilişkin, aralarında sözde Yurtta Sulh Konseyi üyelerinin de yer aldığı 221 sanığın yargılandığı davada, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın eski Özel Kalem Müdürü sanık eski Kurmay Albay Ramazan Gözel savunma yaptı. 

Sanık Gözel, darbe girişiminin yaşandığı akşam, ABD ve Belçika'nın yanı sıra İngiltere Büyükelçiliği ile yaptığı telefon görüşmelerini inkar etti. Söz konusu görüşmelerin başkaları tarafından özel telefonu üzerinden yapılmış olabileceğini savunan Gözel'in aynı saatlerde yaptığı bazı görüşmeleri kabul etmesi ise dikkat çekti. 

Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya tutuklu ve tutuksuz sanıklar, müştekiler ve tarafların avukatları katıldı.

Darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz akşamı, davanın sanıklarından eski Tümgeneral Mehmet Dişli'nin Genelkurmay Başkanına arza çıktıktan kısa bir süre sonra koridordan seslerin gelmeye başladığını anlatan Gözel, "Komutan katında bir grup silahlı Özel Kuvvetler Komutanlığı (ÖKK) askeri vardı. Yere çökmüş vaziyette emniyet almışlardı. 'Siz kimsiniz' diye sordum, içlerinde biri, emniyet almaya geldiklerini söyledi. Bana garip geldi ama yukarıya çıktıklarına göre güvenlikten sorumluların bundan haberi vardır diye düşündüm." iddiasında bulundu. 

Kara Kuvvetleri Komutanlığı (KKK) Komutanı Orgeneral Salih Zeki Çolak'ın karargaha geldiğinin bilgisini aldığını, onu karşılamak için giriş katına indiğini belirten Gözel, burada tam teçhizatlı askerlerin bulunduğunu söyledi.

Bu sırada nizamiye bölgesinde çatışma seslerinin geldiğini aktaran Gözel, Çolak'ın darbeciler tarafından derdest edilmesi emri vermediğini iddia ederek, "Komutan içeriye girdiğinde 'yatın yatın' diye bir ikaz geldi. İçeri baktığımda bazılar yere yatmış, bazıları ayaktaydı. Bana yakın bir personele 'Ne yapıyorsunuz? Komutanları kaldırın' dedim. Sonra komutanlar ÖKK mensuplarının eşliğinde yukarı çıktılar." ifadelerini kullandı. 

"Yüzbaşının gözlerinizin önünde vurulması normal miydi?"

İddianamede Çolak'ın koruma müdürü Yüzbaşı Burak Yıldırım'ı vurmaları için ÖKK personeline emir verdiğine dair iddiaların yer aldığını belirten Gözel, şöyle devam etti:

"Burak Yıldırım'ın kapıya doğru geldiğini gördüm, elinde silah yoktu. Kendisine 'sakin ol' dedim. Yanımdan ÖKK personelinin geçtiğini gördüm kafamı çevirdiğimde koruma müdürünün elinde silah vardı, silah sesi geldi. Kimin kime ateş ettiğini görmedim. Benim yaşadıklarım ve hatırladıklarım bunlar. Kuvvet komutanını karşıladığımda heyecanla içeri girmelerini istediğim belirtiliyor. Silah seslerini duyunca refleks olarak söylemiş olabilirim."

Çapraz sorgu sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatı Hüseyin Aydın'ın "Genelkurmay Başkanlığı karargahında gözlerinizin önünde bir yüzbaşı vuruluyor. Siz hiçbir şey olmamış gibi çay içmeye çıkıyorsunuz. Bu durum sizin için normaldi miydi?" sorusuna sanık Gözel, "Mermi sekmesi olabilirdi. İki ateş arasında kalabilirim diye oradan uzaklaştım." cevabını vermekle yetindi. Gözel, Yüzbaşı Yıldırım'ın vurulmasıyla ilgili Orgeneral Akar'a bilgi vermediğini, odasına giderek çalışmalarına devam ettiğini ifade etti. 

Kara Kuvvetleri Komutanının derdest edilmesiyle ilgili kendisinin bilgisi olduğunu da kabul etmeyen Gözel, bu yönde kimseye emir vermediğini savunarak, şunları söyledi:  

"Kara Kuvvetleri Komutanlığı koruma müdürü ifadesinde, karargaha girişini engellediğimi,  vurulması için de ÖKK personelini yönlendirdiğimi söylüyor. Ancak kendisiyle fiziki bir temasım olmadı. ÖKK mensubuna böyle bir emir vermedim, konuştuğumu hatırlamıyorum. Genelkurmay Başkanlığı Basın ve Halkla İlişkilerden sorumlu Tuğgeneral Ertuğrul Gazi Özkürkçü'nün derdest edilmesi emrini de ben vermedim. Bir ara emir subayının odasına geldi, orda bir görüştük daha sonra karşılaşmadık. İfadesinde komutanın makamına girmek istediğini ama benim onu engellemeye çalıştığımı iddia ediyor. 'Bu da listede, bunu da alın' diye emir verdiğimi söylemiş. Özkürkçü'yü tanıyorum, Genelkurmay'da beraber çalışıyorduk. Ara sıra görev çatışması yaşıyorduk. Husumetten dolayı ikinci ifadesinde bir senaryo yazmış. Zaten bu konu, onun uzmanlık alanı. Polis korumalarının da yukarı çıkmak istediğini ancak benim bunlara 'tatbikat var' diye engel olduğum söyleniyor. Kendilerini korumak için böyle söylediklerini düşünüyorum."

"Darbeye katılmadım"

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Akar'ın dinlenme odasında olduğunu emir subayından öğrendiğini, kısa bir süre sonra Akar'ın sanık eski tümgeneral Mehmet Dişli ve ÖKK mensuplarıyla birlikte merdivenlerden indiğini gördüğünü söyleyen Gözel, "Uzaktan gördüğüm kadarıyla bir zorlama yoktu. Olumsuzluk görmedim. Emniyet maksadıyla Akıncı'ya götürüldüğünü öğrendim. Nizamiyede ölen personelin olduğu söyleniyordu. TRT'de bildiri okundu, bunun emir komuta zinciri içinde yapıldığını düşündüm. Cumhurbaşkanının açıklaması üzerine bir grubun kalkışması olduğunu anladım. Bu saate kadar komuta katından hiç ayrılmadım. Konusu suç teşkil edecek bir emir vermedim, darbeye katılmadım." iddiasında bulundu. 

İddianamede ve bazı tanık beyanlarında Akar'ın alıkonulması sırasında odada bulunduğuna dair beyanların yer aldığını aktaran Gözel, bu açıklamaların Genelkurmay Başkanı eski emir subayı sanık Levent Türkkan'ın ifadesinde de yer aldığını ancak bu esnada odada bulunmadığını öne sürdü.

ABD ve Belçika ile yaptığı görüşmeleri hatırlayamadı 

Sanık Gözel, 15 Temmuz akşamı yurtiçi ve yurt dışı ile yaptığı telefon görüşmelerine ilişkin savunma yapmak istediğini dile getirdi. HTS kayıtlarına yansıyan onlarca arama kaydı için "hatırlamıyorum", "bilmiyorum" ve "aramadım" ifadelerini kullanan Gözel, biri şahsi diğeri resmi görevde kullanmak üzere iki telefonu olduğunu söyledi.

Bu telefonların çalışma odasında bulunduğunu iddia eden Gözel, "HTS kayıtlarına yansıyan birçok kişiyi tanımıyorum. Görüşmedim. Telefonumu başkaları kullanmış olabilir mi? Bilmiyorum. Acil durumlarda bakılsın diye görev telefonumda şifre yoktu. Darbeye karıştığı iddia edilen kişilerle görüşmem yok." dedi. 

ABD ve Belçika'nın yanı sıra İngiltere Büyükelçiliği ile yaptığı telefon görüşmelerini de kabul etmeyen Gözel, şöyle devam etti:

"Amerika ile yapılan görüşmedeki telefon numarasının kime ait oluğunu bilmiyorum. Amerika ile görüşmedim, bu aranan NATO personeli mi başka biri mi bilmiyorum. Bir sonraki numara Belçika. Hakeza Belçika ile de görüşmedim. Kayıtlarda İngiltere Büyükelçiliği de var. Onlar mı bizi aradı biz mi aradık bilmiyorum. Murat Çelik var, MHP Özel Kalemi. Ben onlara neler olduğunu anlattım. CHP'den de Tuncay Ceylan aradı, onlara da aynı bilgiyi verdim." 

Hazırlık aşamasındaki ifadesinde "sanık Mehmet Partigöç'ün komuta katına gelerek herkesin emniyetini alması için emir verdiği" şeklinde bir beyanı hatırlamadığını savunan Gözel, müşteki avukatlarının "Olayları engellemek için ne yaptınız?" sorusuna, "Ben bir şey yapmadım." cevabını verdi. 

"Darbeyi kimin yaptığını bilmiyorum"

Sanık Gözel'in savunmasından sonra çapraz sorgusuna geçildi.

Başbakanlık avukatı Süleyman Ayhan'ın "MHP ve CHP genel başkanlarının özel kalem müdürleri sizi arıyor ve 'Genelkurmay Başkanı görevinin başında' diyorsunuz ama Genelkurmay Başkanı o sıralarda Akıncı'da değil mi? Bu şekilde muhalefet partilerinin liderlerini yanıltmıyor musunuz?" sorusunu yöneltti.

Sanık Gözel, söz konusu kişileri yanıltmadığını savunarak, "Genelkurmay sadece makamından yönetilmiyor, aranıldığı sırada Komutan Akıncı'daydı ama detaylarını anlatamayız. Bizler mümkün oldukça kısa ve yüzeysel konuşuruz. Size uygun gelmeyebilir ama askeri usullere göre hareket ettik." cevabını verdi.

Gözel'in, karargahta bulunduğu sırada silah seslerinin geldiğini, güvenlik gerekçesiyle dışarı çıkmadığını belirtmesi üzerine avukat Ayhan, "Evet, siz içeride rahat rahat hareket ederken, biz vatandaşlar, ellerimizde bayraklarımız, terliklerle dışarıdaydık." karşılığını verdi.

Bu sırada sanıkların gülmesi üzerine Mahkeme Başkanı Oğuz Dik, "Ne gülüyorsunuz? İnsanlar öldü." diye tepki gösterdi.

İlgili Haberler