Akif ve Fikret’in bayramlaşması

İslam aleminin hali 100 yıl önce de bugünkünden parlak değildir. 600 yıllık cihan devletinin son asrı sürekli felaket haberleriyle sarsılmaktadır. Tevfik Fikret Sis şiirinde II.Abdülhamid’e ve payitahta yani İstanbul’a ümitlerini yitirmiş bir şair öfkesiyle yüklenir. Fakat Tarih-i Kadim şiirinde ise eleştiri oklarının hedefi artık siyaset değil dindir.  “Din şehit ister, asuman kurban, / Her zaman her tarafta kan, kan, kan!..” beytinde dile getirdiği barış ve adalet özlemi Fikret’i öyle bir noktaya getirmiştir ki bu kez sitemin muhatabı doğrudan Tanrı’dır:  “Ben benim, sen de sen; ne Rab, ne ibâd.”
Mehmet Akif bu laflara dayanamaz, sinirlenir. Abdülhamid’in baskıcı yönetiminden o da rahatsızdır ancak İslamiyet’in ve Allah’ın hedef tahtasına konulmasına sessiz kalamaz. Cevap olarak  “Süleymaniye Kürsüsünde”  şiirinde Fikret’i zangoca (kilise çancısı) benzetir:  “Şimdi Allah’a söver, sonra biraz bol para ver, / Hiç utanmaz Protestanlara zangoçluk eder.”
Tevfik Fikret altta kalacak şair değildir. Yazılarını Sırat-ı Müstakim’de yayınlayan Akif’e bir de lakap uydurur: Molla Sırat. Açıkça meydan okur Fikret:  “Dîn-i hak bence bugün dîn-i hayât; / Sen ne dersin buna hey Molla Sırât?” Yakın zamanlarda yayınlanan hatıratlardan anlaşıldığı kadarıyla; Fikret, Tarih-i Kadim şiirini bir bunalım esnasında yazmış, kimseye vermemek kaydıyla arkadaşı Rıza Tevfik Bölükbaşı’na vermiştir. Şiir elden ele dolaşarak yayılır. Fikret pişmanlık duymasına rağmen elden ele yayılan şiiri sahiplenmek durumunda kalır. Perde yırtıldıktan sonra geriye dönüş yoktur.
Bunalımlı zamanlarda ağızdan çıkan sözler çoğu kez insanı dönülmez yollara düşürür. Devlet elitinin ve aydınların, öfke patlaması yaşayanların attığı sloganları İsmet İnönü usulü, duymazlıktan gelmelerinde fayda vardır. Derbi maç havasında amigoların dolduruşuyla bilinçaltını boşaltanların haline gülüp geçmek, ülke için altın değerindedir. Yerinde susmak lideri küçültmez ve aciz göstermez, aksine toplumun gözünde yüceltir.
Bugün İslam dünyası baharı beklerken hazan mevsimini yaşıyor. Sadece bölgedeki iç savaşlardan hayal kırıklığına uğrayan muhafazakâr kitleler değil, dine saygılı ancak laik yaşam tarzını benimseyen kesimlerin ve milliyetçilerin de asabı bozuk. Kimi kılık kıyafetine, içkisine, cemevine karışılacağından endişeleniyor kimi ekonomik krizin kapıda olduğuna inanıyor, kimi çözüm sürecinin çözülmeye dönüştüğünden korkuyor kimi de ayrılıkçı Kürtçü hareketler alıp başını giderken Kuzey Irak ve Kuzey Suriye’deki Türkmenlerin yok sayılmasından kaygılanıyor.
Siyasi muhalefetin güçsüzlüğünün yanısıra askerin geleneksel rolünün değişmesinin de etkisiyle güvenecekleri hiçbir dalın kalmadığını düşünen kitleler son çare olarak çıkışı sokaklarda arıyor. Yılgın toplulukların her türlü provokasyona açık olduğunu hatırlatmak gereksizdir. Orta yaş grubunun, “12 Eylül öncesine döneriz” sendromu gençler için pek bir şey ifade etmiyor. Onlar da yaşayıp görmek istiyorlar!
Peki böyle bir durumda ustalık dönemindeki bir iktidar ne yapmalıdır? Sokağa inen hemen her görüşten gençlere karşı miting mi düzenler? Siz taraftarlarınız arasında safları sıklaştırdığınızı düşünürken dışarıdaki güç odakları bunu  “fifty-fifty”  bölündüler diye okur. Toplumu yarıya yarıya bölen bir fay hattı kadar riskli bir durum olabilir mi? Her olayda failleri inançlarına, mezheplerine ve etnik kökenlerine göre tasnif ederek açıklarsanız yedi düveli halinize güldürürsünüz.  “Bizim yüzlerce yıldır başaramadığımızı kendi kendilerine yapıyorlar” dedirterek zevkten dört köşe edersiniz.
Akif de Fikret de bu milletin fertleridir. Toplumda Nazım Hikmetler, Ziya Gökalpler, Said Nursiler ve Mustafa Kemaller de her zaman olacaktır. İhanet varsa altı boş yorumlarla değil sağlam delillerle ispatlanmalıdır. Yoksa birinin kahraman saydığına diğerinin hain demesi sadece kaos tacirlerine yarar. Birlikte yaşamanın ve güçlü bir Türkiye kurmanın da temel şartı birbirimizi kabullenmek ve diğerinin saygı duyduğu değerlere hakaret etmemektir. Hele bir de selamlaşır ve bayramlaşırsak... Bayramınız kutlu olsun!

Yazarın Diğer Yazıları