Akıl, ahlak, adalet - Kerim Yılmaz

Akıl, ahlak, adalet - Kerim Yılmaz
O yüzden her zorluk bundan ve aşılması gereken ilk eşik de bu...

Halkın büyük çoğunluğunun yoksulluk ve açlık sınırı altında yaşadığı ülkemde yirmi yıllık iktidar, bu dala hiç konmayıp, yine yeniden yeni anayasa mugalatası başlattı. MÖ 4000''lerde yaşayan Sümerlere atfedilen; “Çobanın kaval sesine kanıp yaylaya gittiğini zanneden koyunlar,mezbahaya gittiğini hiçbir zaman öğrenemediler.” sözünü hatırladım.

''''İleri demokrasi'''' sloganıyla sunulan 2010 anayasa değişikliği referandumunda kabul oyu çıktı da ne oldu? Adalet, eğitim, eşitlik, özgürlük vb. alanlarda ileri mi gittik, geri mi? 2017''de anayasaya tarafsız yazınca yargı tarafsız mı oldu? İktidarın minik ortağının dediği gibi siyasetin emrine mi girdi?  

İtibarını yargıçların adaletsiz kararıyla dibe indiren yargıda en son skandal bir yüksek yargıcın ahlaksız işi oldu. Günde en fazla sekiz saat çalışacak, fiilen 4-5 saati geçmeyen mesai için Yüksek Mahkemede oda yanına banyo yapılması kimin aklıydı? Son skandalı duyunca herkes demek ki ihtiyaç bunaydı diye düşündü.

Anayasa bir toplumsal sözleşmedir. Azınlığın eşitlikçi ve adil biçimde haklarını koruyan/koyan çoğunluğun iradesine göre şekillenir ve kabul görür. Şimdi neden ve hangi ihtiyaçtan yeni anayasa yapılacak? Eğer fiilen çözülmüş ve toplumsal olarak sönmüş bir mesele olan başörtüsü için ise bu ihtiyaç olmadığı gibi gereği de yoktur. Zira anayasalar kılık kıyafet yönetmeliği değil en üst norm ve temel yasadır.

Bitmiş bir başörtüsü meselesini özgürlük/ temel hak sayan iktidarın sosyal medya yasasıyla tüm toplumun düşünce açıklama/haberleşme özgürlüğünü yok eden sansürcü kafasının özgürlükçü bir anayasa yapmaya niyeti de, toplumsal desteğini kaybettiği için artık takati de yoktur. Tamamen seçime endeksli söylemi ekonomik krizden boğulan halkın gerçek gündemini perdeleme gayretine teşne olmanın bir manası da yoktur.

Torbalarla yasa, paketlerle adalet dağıtan iktidarın yirminci yılında, ekonomik kriz ve adaletsizlik can yakarken sanal gündemi konuşmak bu halka haksızlık olur. İktidarın yaptıklarının sonucu, yolsuzluk ve israf ekonomisi ile baskıcı ve adaletsizlik olduğu kesinleşmişken onunla yeni bir anayasayı konuşmak bile abestir.  

Dünyada eşi benzeri olmayan uydurulmuş adıyla Türk tipi başkanlık ile 5 yılda geldiğimiz nokta;  Azerbaycan, İran ve Rusya karışımı bir ucube rejim ile parti devleti olduk. O yüzden her zorluk bundan ve aşılması gereken ilk eşik de bu. 

Seçimden sonra toplumsal mutabakat ile derhal demokratik hukuk devleti temelli parlamenter sisteme geçme sözü verip takvime bağlı taahhütte bulunmak yeterli ve gereklidir. Aksi halde kayıkçı kavgasına dönecek bir tahterevalli siyasetinin kurbanı olur, daha çok zaman ve kan kaybederiz. Buna hiç kimsenin hakkı yoktur, halkımız bunaldığı sorunlarına çözüm bekliyor. Yeni bir anayasa değil!