İsrail Devleti’nin hüküm sürdüğü bölge bir zamanlar Filistinli Araplarındı, sadece bir avuç Yahudi yaşıyordu.

Zamanla dünyanın dört bir yanından Yahudiler buraya göç etmeye ve Filistinlilerin elindeki arazileri ele geçirmeye başladılar.

Bu süreç Nazi Almanya’sı döneminde, özellikle de İkinci Dünya Savaşı sırasında Yahudilerin Nazi kamplarında işkencelerle vahşice öldürülmesinin ardından hız kazandı.

...

1948 yılında Yahudiler göç ettikleri bölgede İsrail Devleti’ni kurdular.

Bu gelişme toprakların gerçek sahipleriyle İsrail güçleri arasında bitip tükenmeyen ve zamanla şiddetli savaşlara dönüşen bir gerilime yol açtı.

Büyük devletler, özellikle de ABD’nin Ortadoğu’daki çıkarlarını düşünerek İsrail’in arkasında durması ve ona askeri ve ekonomik her türlü desteği vermesi Filistinlilerin işini güçleştirdi.

...

Filistin-İsrail krizinin başlangıç döneminde Birleşmiş Milletler devreye girdi, iki devletli bir çözüm önerdi ama tarafların buna uymasını sağlayamadı.

Birleşmiş Milletler 2012’de Filistin’i gözlemci devlet olarak üye kabul etti ancak bu da bölgede barışın egemen olmasına yetmedi.

...

Filistinlilerin topraklarının büyük bölümünü İsrail’e kaptırıp Gazze, Batı Şeria ve Kudüs’ün bir bölümüne sıkışıp kalmasında kendi aralarındaki iç çekişmelerin de rolü büyüktü. Örneğin şu anda bile Filistin’in Gazze bölgesinde Hamas’ın, Batı Şeria’da Mahmud Abbas liderliğindeki Filistin Devleti’nin egemenliği var.

...

Peki, böylesine sorunlu bir tablo içinde Hamas’ın İsrail’deki sivilleri de kapsayan kanlı eylemini nasıl değerlendirmek gerekir?

Haklı olmak sonuç almaya yetmez her zaman.

Atılacak adımlarda akıllı da olmak gerekir.

Bu açıdan bakıldığında Hamas’ın eylemini pek akıllıca bir hareket olarak görmek mümkün değil.

Hamas bir adım ötesini düşünmeden harekete geçti, dünyada Filistin’in haklı davasına büyük gölge düşürecek kanlı eylemler yaptı.

Bir adım ötesini düşünse İsrail’in müthiş bir karşı saldırıya geçeceğini ve Gazze’de yaşayan milyonlarca sivilin hayatını cehenneme çevireceğini hesaplardı.

Dünyada pek çok insan duygusal olarak Filistinlilere kendini yakın hissediyor, bölgede adil bir barışın sağlanmasını, Filistin’in bağımsızlığının tüm devletler tarafından kabul edilmesini istiyordu.

Hamas’ın kanlı eylemi böyle düşünenleri derin bir hayal kırıklığına uğrattı, Filistin’in haklı davasına terör gölgesi düşürdü.

Hamas’ın “başardığını” doğrusu CIA bile başaramazdı.

...

Bundan sonra neler olur?

-Şimdiye kadar Filistin topraklarının büyük bölümünü ele geçiren İsrail mevcut savaşı ancak yeni kazanımlar elde ederek sona erdirir.

-Ana yurtlarında zaten azınlık durumuna düşmüş olan Filistinlilerin arasında iktidar mücadelesi hız kazanır.

-Hamas’a yardım etmekle suçlanan İran’ın başı fena halde derde girer.

-Bölgedeki karışıklık Arap ülkelerini ve bizi olumsuz etkiler, silahlanmaya ayrılan kaynaklar artar.

-Yüz binlerce Filistinli ülkelerini terk ederek yeni bir hayat kuracakları güvenli limanlar aramaya başlar. Onlar için Türkiye de göç edilecek ülkeler arasında yer alır.

-Zaten yüksel olan petrol fiyatları biraz daha artar.