Terör örgütlerinin görevi doğuştan masum olan bir insanı katile çevirmektir.

Terörist olmanın ilk şartı insan olmanın ilk şartı olan aklın terk edilmesiyle başlar.

Teröristlerde aklın ve akıl etmenin yerini güdü alır!

Böylece aklı olan insan aklıyla değil refleksleriyle hareket eden robot haline gelir.

Teröristler yöneten, emir veren, itiraz eden değil baş eğen, biat eden ve kendine söyleneni harfiyen uygulayan insanlık dışı varlıklardır!

Bağdadi'nin teröristleri!

Türkiye'de yapılan operasyonlarda ele geçirilen belgelerde Müslüman kanı içe içe doymayan Bağdadi, örgüt mensuplarına şu talimatı veriyor:

"Artık, bugün Türkiye, eylemlerinizin çerçevesine ve cihadınız kapsamına girmiştir.

Kargaşa ve tüm öldürme çeşitlerini Türkiye'ye taşıyın!

Allah'tan yardım dileyin ve oraya saldırın!

Güvenliğini korkuya, rahatlığını dehşete çevirin!

Sonra orayı ateşli mücadelenizin mıntıkalarına katın."

Robot DAEŞ mensupları aldıkları bu emir üzerine 'Allah'ın izniyle Türkiye, güvenliği rüyasında görür artık' diye tehdit yağdırıyorlar.

Terörist emri almıştır. Saldırdığı kişi kimdir? Saldırdığı yer neresidir? O onu bilmez! Görevi kan dökmek, kargaşa yaratmak, insan katletmektir. O, onu yapar.

Biz teröristin yaptığına terör deriz, terörist ise "cihat" der.

Cinayet ve katilliği kutlamak!

DEAŞ mensupları aldıkları bu talimat üzerine canlı bomba eylemi yapmak için kendi aralarında kura çekiyor ve kurayı kazanan sevinç gösterilerinde bulunuyor.

Ele geçen cep telefonu ve videolardan masum insanları öldürme şansını ele geçirenler sevinçten çılgına dönüyorlar.

Beyni yıkanmış katiller aldıkları talimat gereği canlı bomba eylemini gerçekleştirerek onlarca insanın ölümüne neden oluyorlar.

Haksız yere bir insanı öldürmek bir kâinatı öldürmekle eş değer tutulduğu bir din adına bu vahşi cinayetleri bu güruh gözünü kırpmadan gerçekleştiriyor!

 Bu sapkın güruh Müslümanı öldürerek Müslümanlığa, İslam devletlerini yıkarak İslam'a hizmet ettiğini düşünüyor!

 DAEŞ mensupları terör için böyle programlanıyor!

Ölme ve öldürmeye programlananlar!

Canlı bomba ile akıllı bomba arasında birisinin canlı diğerinin cansız olmanın ötesinde hiçbir fark yoktur.

Her ikisini de hedefe programlandıktan sonra durdurmak mümkün değildir.

Aralarındaki tek fark birisi hedefe yürüyerek diğeriyse uzaktan uçaktan atılmasıdır!

Şoka Asahara!

Şoka Asahara kendisinin İsa Peygamber olduğunu ve Buda'dan sonra "aydınlanmış ilk kişi" olduğuna inanıyordu.

Müritleri saygıdeğer usta Asahara'nın Japonya'da mutlak dinginlik hâline erişebilmiş tek insan olduğunu iddia ediyorlardı.

Müritleri saygıdeğer usta Asahara'yı ayak başparmağını öperek selamlıyorlardı!

Koruma altındaki dinî statüsü sona erdirilip mal varlığına el konulduğunda Asahara'nın serveti üç yüz milyon ile bir milyar dolar arasındaydı.

Müritleri Asahara'nın kullandığı banyo suyuyla dolu "mucize havuzundan" su içiyorlardı.

Sağlığı bozulduğunda da Asahara, Tanrının kuzusu olarak bunun nedeninin müritlerine kendi gücünü aktarması olduğunu söylüyordu.

Ve FETÖ...

FETÖ'nün iç çamaşırlarının, saç telinin, tırnaklarının atılmadığını ve cemaat mensuplarına gönderildiğini yine eski mensupları anlatıyor!

FETÖ'nün kullandığı peçeteyi yiyenlerin bulunduğu, ağzını sildiği mendili yüksek fiyatlara satın alanların olduğu söyleniyor.

FETÖ'nün müritleri için uygulanan bazı testlerde şu sorular sorulmuş ve şöyle cevapları verilmiş!

"Hocaefendinin vücudunda meydana gelen hastalıkların sebebi nedir?" sorusunun cevabı olarak "ettiği duanın sonucu" verilmiş!

"Hocaefendi Türkiye'deyken evini neden camiye taşır?" sorusunun cevabı ise "Yoldan gidip gelirken kadınlardan rahatsız" olmasıymış!

Ele geçen belgeler, yaşanan darbe girişimi ve mensuplarının itirafları FETÖ'nün Bağdadi ya da Asahara'dan çok da farklı olmadığını göstermektedir.

Aradaki tek fark uygulanan yöntemlerdir.

FETÖ'de akıl hariç her şey var!

Siz siz olun da her şeyden önce aklınıza mukayyet olun!