ABD, Erdoğan’a ağır ifadelerle yükleniyor

ABD, Erdoğan’a ağır ifadelerle yükleniyor
ABD, Erdoğan’a ağır ifadelerle yükleniyor

ABD ziyaretinden eli boş dönen Başbakan, tüm hıncını Gezi’ye yöneltince “uyarı üstüne uyarı”

ABD ziyaretinden eli boş dönen Başbakan, tüm hıncını Gezi’ye yöneltince “uyarı üstüne uyarı”
almaya başladı. Dozajı giderek artan tam 17 açıklamanın tuzu biberi, eski elçi Jeffrey’den geldi:
İnsan hakları, içişleriniz değildir! 

 

ABD yönetimi, Gezi Parkı eylemleriyle ilgili olarak yaptığı 17 sert açıklama ile hükümetin gösterileri ele alış şekline yönelik eleştirilerin dozunu gittikçe artırıyor. ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi James Jeffrey, bir panelde yaptığı konuşmada bir adım daha ileri giderek, “Elbette içişlerinize karışırız” dedi. Beyaz Saray aynı gün yaptığı ilk açıklamada Türkiye’den demokratik özgürlükleri desteklemesini beklediğini belirtirken, ikinci açıklama Dışişleri Bakanlığı’ndan geldi. Bakanlık Sözcüsü Jen Psaki, Türkiye’de olayları işleyen medyaya uygulanan baskıdan ABD’nin rahatsız olduğunu açıkladı. Psaki, “Son iki hafta içerisinde endişe yaratan olaylar gördük. O yüzden izlemeye devam ediyoruz. Ancak, medya kuruluşlarına yönelik, özgür basının normal işlevini yerine getirmeleri sonucunda karşılaştıkları her türlü baskıdan da rahatsısız” dedi ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi James Jeffrey ise bir panelde şunları söyledi:

 


Kurallara uyun

 


“Türkiye’nin yaklaşımı daha çok ‘iç işlerimize nasıl karışma cüreti gösterirsiniz’ şeklinde. Evet, gösteririz. Çünkü siz bu kulübün üyesisiniz. Kendinizi izole edemezsiniz, mürekkebinin silindiği 200 yıllık Viyana Kongresi’ni ortaya koyup, ‘iç işlere karışamazsınız’ diyemezsiniz. Türkiye de sürekli ABD hakkında konuşuyor, ABD’nin azınlıklarına yönelik şikayetlerde bulunmaktan çekinmiyor. Biz bunu memnuniyetle karşılıyoruz. Demokratik kulüpteki oyunun kurallarını kabul etmeye dönük isteksizliği yansıtan bu durum, biraz endişe verici.”
Jeffrey’in açıklamarını değerlendiren CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu, “AKP’nin olayları 200 yıl geriden takip ettiği anlamına geliyor. Bugün böyle bir dünyada yaşamıyoruz. İnsan hakları ve özgürlükler bakımından iç işleri ve dış işleri sınırları kalkmıştır. İnsan hakları ve özgürlükler ülkelerin iç işleri olma durumundan çıkmıştır. Biz Suriye’ye askeri müdahaleyi düşünecek kadar insan haklarına sahip çıkacağız, dönüp bir başka ülkeye ‘iç işlerimize karışmayın’ diyeceğiz. Bu başlı başına bir çelişki” dedi.

 


Suriye örneği

 


Emekli Büyükelçi Onur Öymen de, insan hakları konusunun iç işleri meselesi olamayacağını söyledi. Öymen, şöyle konuştu: “Bu konuda BM İnsan Hakları Beyannamesi, Türkiye’nin taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi var. Türkiye’nin kabul ettiği Avrupa İnsan hakları Divanı var. Bunun yanında İşkence ile Mücadele Sözleşmesi var. Hepsinde de devletlerin birbirinin iç işlerine karışması öngörülüyor. Siz demediniz mi ‘Suriye’de olup bitenler iç meselesi olamaz’ diye. Avrupa Parlamentosu’na ‘size ne’ diyemezsiniz. Bireysel özgürlüklere müdahale ediyorsunuz, basın özgürlüğüne müdahale ediyorsunuz.”

 

Viyana Kongresi ve 90. Madde

 

Fransız ihtilali sonrası Napolyon imparator olduktan sonra tüm Avrupa’yı ele geçirmek için harekete geçince, Fransa ile Avrupa devletleri arasında “Koalisyon Savaşları” yapıldı. Savaş, Napolyon’un Waterloo Savaşı’nda İngiltere ve Prusya’ya yenilmesiyle sona erdi. Bunun üzerine Ekim 1814-Haziran 1815 yılları arasında Viyana Kongresi düzenlendi. Osmanlı İmparatorluğu kongreye katılmadı, çünkü böyle bir konferansta Balkan sorununun gündeme gelip, ödün vermek zorunda kalmasından korkuyordu. Anayasa’nın 90. maddesine göre, “Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır” deniliyor.