AKP kazandıkça Türkiye kaybediyor!

Yunus Emre Enstitüsü Washington Ofisi tarafından düzenlenen Türkçe kursuna katılan Amerikalı öğrencilerden Laura Gross, "Türkiye ile ilgili medyada duyduklarınıza inanmayın, onlar genelde en kötü senaryoyu kullanırlar. Türkiye'de yetenekli birçok insan yaşıyor ve burada birçok fırsatın olduğunu düşünüyorum." dedi.

Beyinleri henüz kirletilmemiş olduğu için gençler işte böyle doğruları söyler. Amerikalı bir öğrencinin, Türkiye hakkında uydurulan yalanları tespit etmiş olması önemlidir. Tabii ki, Türkiyeli büyüklerin de halka doğruları söylemesi gerekir!

Tarihe damga vuran bütün liderler, kendi halklarına doğruları söylemiş, ülkelerinin varlığını ancak bu şekilde koruyabilmiştir.

***

Bu itibarla "AKP kazanırsa Türkiye kazanır, Türkiye kazanırsa AKP kazanır" sözü bir propagandadan ibarettir! Doğrusu şu şekilde olmalıdır: "2002 yılından beri AKP kazandıkça, Türkiye kaybediyor. Türkiye kaybettikçe, AKP kazanıyor!"

Sadece "havuz sistemi" diye iki kelime, gerçek durumu izah ediyor.

AKP, 15 yılda yaklaşık bir trilyon dolarlık ihale yaptı. Bunların havuza aktarılan yüzde 20'si 200 milyar dolar eder! Bu paralar nerede?

***

Diğer taraftan, AKP'nin Irak politikasının en önemli sonucu, Irak'ın kuzeyinde Kerkük'ü de içine alan 25 Eylül'deki referandumdur.

AKP'nin Suriye politikasının en önemli sonucu da Türkiye'nin güneyden, Amerikan destekli bir terör örgütü tarafından kantonlarla kuşatılması ve 3 milyondan fazla Suriyelinin Türkiye'ye yerleşmesidir!

El Bab harekâtı da bu kuşatmayı durduramamıştır.

Irak Başbakanı Haydar el-İbadi, bağımsızlık referandumunu reddettiklerini tekrarlayıp, ülkenin bölünmesine izin vermeyeceklerini söyledi ama çözüm olarak "Kürt halkını referandumu boykot etmeye çağırıyorum" diyerek elinden başka bir şey gelmediğini itiraf etmiş oldu.

Türkiye'yi kuşatma projesinin asıl sahibi olan İsrail'in başbakanı, Türkçeye geçen adıyla Bünyamin Netanyahu ise "Kürt halkının kendilerine ait bir devlet elde etme yönündeki meşru çabalarını destekliyoruz" dedi. Üstelik Türkiye-Suriye sınırı, daha 2009 yılında mayın temizleme bahanesiyle 49 yıllığına bir İsrail şirketine verilmek istenmişti. Hatay'dan Şırnak'a kadar uzanan bu sınır hattını, kantonları o zaman kursun diye İsrail'e vermek isteyen AKP değil miydi? Oslo, Habur ve Dolmabahçe mutabakatları kimin eseriydi?

AKP politikaları ile kimin hedefleri hayata geçiriliyor?

***

ABD'nin Bağdat Büyükelçisi Douglas Silliman ile Erbil Başkonsolosu Ken Gross, Kürt Bölgesel Yönetimi'ndeki Ana Muhalefet Partisi Goran Hareketi lideri Ömer Seyit Ali'yi ziyaret etti.

Büyükelçi Silliman, Goran heyetine "ABD'nin 25 Eylül'de gerçekleştirilecek bağımsızlık referandumunun sonuçlarını kabul etmeyeceğini" iletti.

ABD, böyle temaslarla oyalamaya çalışıyor ama Türkiye, henüz bu netlikte resmi bir açıklama yapmış değil!

***

Yine Türkiye'nin Reza Zarrab davası dolayısıyla ABD ile başı dertte. Almanya, Türkiye'ye silâh satmayacağını açıkladı. Uçak düşürme krizinden sonra Rusya ile ilişkiler güç belâ kurulabildi.

Dünya medyası, ABD ve İngiltere kökenli haber ajansları üzerinden, Amerikalı öğrenci Laura Gross'un belirttiği gibi her gün Türkiye hakkında en kötü senaryoyu kullanıyor! Şimdi söyler misiniz, AKP kazandıkça Türkiye baş aşağı gitmiyor mu?

***

Türkiye'nin kazanması için kendi kuruluş felsefesi temelinde yeni bir siyasi hareketin doğması ve milletin kaderini, milletin azmi ve kararı üzerinden kurtarması şarttır.

"Türk Milleti" gerçeğini bile kabul etmeyen ve başkanlık sisteminin asıl hedefinin "Türkiye milletini inşa etmek" ve "eyalet sistemi kurmak" olduğunu söyleyenler, AKP danışmanları değil midir?

Türkiye, böyle mi kazanacak? Yoksa Türk Milleti için asıl tehdit AKP midir?

Yazarın Diğer Yazıları