AKP-MHP yüzde 51 eder mi?

AKP-MHP yüzde 51 eder mi?
Dokuz Sütun gazetesi yazarı Fatih Ergin, 2019 seçimlerini değerlendirdiği köşe yazısında, MHP destek verse bile AKP'nin yüzde 50'lik barajı geçemeyeceğini ifade etti.

Dokuz Sütun gazetesi yazarı Fatih Ergin, bugünkü köşe yazısına AKP ile MHP arasındaki ittifak söylentilerini taşıdı.

"AKP-MHP yüzde 51 eder mi?" başlıklı yazısında Ergin,  MHP içinde çok sayıda İYİ Parti'ye meyilli Ülkücünün olduğuna dikkat çekerek, "MHP tabanının ezici çoğunluğu, iki ayrı gruba ayırabileceğimiz şekilde İYİ Parti’ye geçti. Birinci grup; fikren ve  fiziken İYİ Parti’ye geçenler. İkinci grup fiziken MHP’de kalanlar ama gönlü İYİ Parti ile olanlar" ifadelerini kullandı.

Fiziken MHP'de olmasına rağmen gönlü İYİ Parti'de olanlar çıkarıldığında MHP'den gelecek oyların AKP'ye yetmeyeceğini ifade eden Ergin, "İktidar olmanın %50+1’i almaya endeksli olduğu bir sistemde MHP’nin AKP’ye sağlayacağı katkı ile iktidar olma barajı aşılabilir mi? Bu mümkün değil" şeklinde konuştu.

Fatih Ergin'in bugünkü köşe yazısı şöyle:

“O iki partiden biri kim olacak?” başlıklı yazımda, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin önümüzdeki seçimlerde AKP ile ittifakın işaretini vermesinin, MHP’nin barajı aşma formülünün ötesinde bir anlam taşıdığını belirtmiştim. Malum; 2019’dan sonraki sistem, çok partiliden ziyade “iki ana partili”  bir sistem olacak. Diğer partiler ise mecburen bu iki ana partinin arkasında saf tutacak. Bahçeli, iktidar partisi ile bir bütün siyasi yapı haline getirdiği MHP’nin, 2019 ve sonrasındaki yerini şimdiden ilan etti. Meclisten henüz uyum yasaları dahi çıkmamışken, sistemin mecbur kıldığı siyasi saflaşmaya uyum adımını attı. 2019’da parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yaşanacak bir AKP-MHP ittifakı başarılı olabilir mi? İktidar olmanın %50+1’i almaya endeksli olduğu bir sistemde MHP’nin AKP’ye sağlayacağı katkı ile iktidar olma barajı aşılabilir mi? Bu mümkün değil...    

***

Bakın isminin açıklanmasını istemeyen bir okuyucum gönderdiği mailde ne diyor;  “Fatih bey ben bir ilde MHP’nin merkez ilçe teşkilatında görevliyim. MHP’nin yan kuruluşu olarak bilinen bir teşkilatta da görevim var. İYİ Parti’ye geçmem zor. Bazı işlerimden dolayı MHP’de kalmam lazım. Son iki yıldır Devlet Bahçeli’yi anlamıyorum. Hele seçimlerde AKP ile ittifak yapacağını söylemesi hiç kabul edilemez. Ben MHP’de kalacağım ama oyum İYİ Parti’ye olacak. Benim gibi MHP’de kalıp bu şekilde davranacak çok kişi biliyorum...” MHP tabanının ezici çoğunluğu, iki ayrı gruba ayırabileceğimiz şekilde İYİ Parti’ye geçti. Birinci grup; fikren ve  fiziken İYİ Parti’ye geçenler. İkinci grup fiziken MHP’de kalanlar ama gönlü İYİ Parti ile olanlar. Bana bu maili gönderen okuyucum ve onun gibi düşünen niceleri var MHP’de. Birinci grubu anlatırken kullandığım fikren ifadesi yanlış anlaşılmasın. Bu gruptakiler MHP’nin fikirlerine değil, o fikirleri yaşamak ve yaşatmak için İYİ Parti’ye geçtiler, hatta kurdular. Zira bugün ülkülerini temsil eden bir MHP olmadığını ve MHP yönetiminin fikirlerini zıddına dönüşüme zorladığının farkındalar.

***

İYİ Parti doğarken, siyasette eşine ender rastlanan bir şekilde oylarıyla birlikte doğdu. 2001 yılını, AKP’nin kuruluşunu hatırlayalım; milli görüş geleneğinin içinden doğan ve girdiği ilk seçimde tek başına iktidar olan AKP’nin oylarıyla birlikte doğduğu hiç göze çarpmıyordu. Bunda, barajı aşarak o dönemde meclisinde beş siyasi partinin yer almasının etkisi nedir bilinmez ama bence bu durumun temel sebebi; AKP’nin Türkiye’nin sorunlarını çözme projesinden ziyade bir iktidar projesi olarak ortaya çıkmasıdır. İYİ Parti’de iktidar olma hedefi ile yola çıktı ama daha çok Türkiye’nin sorunlarını çözme projesi olarak yansıyor. Yani salt bir iktidar projesi değil İYİ Parti. İşte bu yüzden oylarıyla birlikte doğduğu ciddi manada hissediliyor, anketlere yansıyor. Kaldı ki, ilk seçimine kemik oylarıyla birlikte girecek olan İYİ Parti’nin sahip olduğu bu oylarda, kimlikli ve kimliksiz kemik olmayan oylarda var. Bu oylar, bu zamana kadar AKP’nin %40’ın altına düşmemesini sağladı.

***

Böyle bir İYİ Parti karşısında AKP-MHP ittifakının iktidar olma barajını aşamayacağının göstergelerinden biri de, 16 Nisan referandumu sonuçlarıdır. 1 Kasım 2015 seçimlerinde yüzde 60’ın üzerine tekabül eden AKP ve MHP’nin toplam oyları, referandumda evet tercihini ancak ite kaka geçirmeye yetmiştir. Devlet Bahçeli’nin inandırıcılığını yitirdiği, sorgulanmaya ve tepki almaya devam ettiği ve ikna edemediği MHP tabanından AKP’ye iktidar barajını geçirecek derecede puan gelmesi mucize görünüyor. MHP tabanının Devlet Bahçeli’ye olan tepkisi, sadece gerçekleşmeyen olağanüstü kurultaydan kaynaklanmıyor. AKP ile yaşanan birliktelik de, MHP’de kalan muhalifler kadar “ılımlı Bahçelicileri” de oy verme noktasında İYİ Parti’ye itiyor. AKP ve MHP oyları eriyen iki parti. İYİ Parti ise bu partilerden gelen oylar ile yükselen siyasi değer. Başında inandırıcılığını kaybetmiş bir genel başkanın olduğu MHP, AKP ile birlikteliği sonlandırsa da, İYİ Parti’ye giden oyları geri çekemez. Peki MHP’de bir genel başkan değişimi olursa, MHP İYİ Parti’den oylarını geri alabilir mi? Bu da zor bir ihtimal. Devlet Bahçeli ve kurmaylarının kutuplaştırdığı, beraber siyaset yapan insanları hasımlaştırdığı bir Ülkücü Hareket var bugün. Bu hasımların yeniden MHP çatısı altında buluşmasına, ayrıştıkları keskin çizgiler engel! Kötü ekonomi karnesi ile AKP’nin de kendi oylarının erimesine engel olamadığı ortada. Diyeceğim o ki; elbette siyaset dinamik bir süreçtir ve 2019’a giden süreçte değirmenin altından çok sular akabilir. Ancak bugünden baktığımızda, AKP-MHP ittifakı iktidar olma barajını aşabilecek bir kalibrede değil...

İlgili Haberler