AKP’nin İsrail’le son imtihanı!

Devlet Bakanı Bülent Arınç’ın gözünde bakalım Türkiye mi büyük devlet, İsrail mi; göreceğiz.
Nerede mi göreceğiz?
 İsrail’in, Mavi Marmara’da katlettiği vatandaşlarımıza ödeyeceği tazminat miktarını belirlemek için gönderdiği heyet, Ankara’da Bülent Arınç’la görüşmelere başladı ya, işte orada göreceğiz...
Eğer, Türkiye, öldürülen 9 Türk evladı için İsrail’den en az 8 milyar dolar talep etmez ve bunu söke söke almayı başaramazsa, bilelim ki ülkemiz adına bu görüşmeleri kim yürütüyorsa onun gözünde “büyük olan taraf” Türkiye değil, İsrail’dir.
Evet, hiçbir tazminat geride kalanlar için bir “zengin olmak vesilesi” değildir. Amma, bu milletin mâsum insanlarını katleden her câni bilmeli ki, bunun mânevî mesuliyetinin yanında bir de maddî bir bedeli vardır ve o bedel çok ağırdır.
İşte onun için en az 8 milyar dolar diyoruz. Evet, bize göre, “Bir Türk dünyaya bedeldir” ve tabii bu “bize göre”dir. Şimdi biz ABD’nin aracılığıyla İsrail’le tazminat görüşmelerini yürüten Bülent Arınç’a, “Bir Türk ile bir Amerikalı arasında ‘insan olma bakımından’ ne fark vardır?” diye sorsam, “Hiçbir fark yoktur” cevabını alırım. İsrail’den en az 8 milyar dolar isterken bizim de ölçümüz zâten bu.
Bu alçak ABD, Afganistan’da masum çocukları, günahsız kadınları sarhoş askerleri eliyle zevk için katlediyor, karşılığında da tazminat olarak kişi başına bâzen 200 bâzen 300 dolar ödeyip meseleyi kapatıyor. Dünya da bu köpeklerin kuyruğu olduğu için, “Yahu olur mu böyle şey, bir insanın bedeli 200 dolar mıdır?” diye gündem yapmıyor. Ne de olsa kuyruklaşmışlar, baş nerede, kuyruk orada...
Amma aynı ABD, kendi vatandaşı bir terör kurbanı haline gelince kişi başına neredeyse bir milyar dolar istiyor, istemekle kalmıyor, söke söke almasını da biliyor.
Hatırlayanlarınız olacaktır, unutanlara da biz hatırlatalım...
1989’da düşürülen Fransız havayollarına ait uçakta 7 Amerikalı ölmüştü. Yine Almanya’daki bir barda bir terör eylemi sonucu NATO’da görevli bir Amerikalı canından olmuştu. İşte bu hadiseden, elinde kesin bir delil olmamasına rağmen ABD, Libya’yı sorumlu tuttu. Önce Kaddafi’nin sarayını bombaladı, Kaddafi’nin bir çocuğu bu saldırıda canından oldu. Yani, ABD, teröre karşı terör uyguladı.
Uzatmayalım...
İşin peşini bırakmayan ABD, 2008 yılında 7 ABD’liye karşılık Libya’yı 8 milyar doları aşan bir tazminata mahkûm etti ve Libya bu tazminatı taksit taksit ödedi...
Sayın Arınç...
Siz de İsrail’den en az 8 milyar dolar istemelisiniz. Aracı ABD, “Çok yüksek!” derse, “Senin canın can da, benim canım patlıcan mı?” demeniz gerekiyor.. Canım bu çok uzun sürer, bu arada aileler mağdur olur rollerine yatılmasın. Ailelerin tazminat talebi falan yok, onlar, “Adalet yerini bulsun” diyor, başka bir şey demiyor.
Yok, eğer ille de İsrail’in katlettiği masum insanların yakınlarını düşünüyorsanız, elinizi cebinize atınız, İsrail 8 milyar dolar ödeyene kadar siz bu ailelere 3 milyar dolar ödeyiniz. IMF’nin sermayesini yükseltmek için 5 milyar dolar buluyorsunuz da kendi insanınız için üç milyar dolar mı bulamıyorsunuz?
Velhasıl bu tazminat pazarlığı AKP’nin İsrail’le yeni bir imtihanı olacaktır. Bakınız ‘Yahudi Cesaret Ödülü’nden, Türkiye’de sağa sola asılan İbranice pankartlardan falan hiç bahsetmedik.
Eğer, ne verirlerse onunla yetirirseniz biliniz ki İsrail’in özür dilemesi kesinlikle palavradır. Zâten dilenen özrün metnini de ses kaydını da gösterebilmiş değilsiniz...

Yazarın Diğer Yazıları