Akşener, Demirel'i örnek almalı

İYİ Parti, yarın olağanüstü kongre yapıyor. Bakmayın siz kopanlara. Bazı milletvekili olamayanlar, Meral Akşener'i eleştiri yolunu seçtiler. İnsan evladının en büyük zaafı nedir, biliyor musunuz? "Kendisini bulunmaz Hint kumaşı zannetmesi". Hayatları boyunca oturdukları koltuktan kalkmayanlar, sıra övünmeye geldi mi başlarlar atmaya; "ben böyle büyük, kocaman adamım". Araştırdığınızda, söylediklerinin doğru olmadığını çabuk anlarsınız.

Yarınki kongrenin arınmanın, ayıklanmanın miladı olacağı kesin. Meral Bacı'nın aklından çıkarmaması gereken biri varsa, Süleyman Demirel'dir. Yaşar Usluer'in dediği gibi, Süleyman Baba, halkın hür iradesiyle 7 kez gelip, dış güçlerin tezgahıyla 6 defa gitmiştir. Dünyada da benzeri yoktur.

Başlangıç

Siyasete 1962 yılında Adalet Partisi Genel İdare Kurulu üyesi olarak başlayan Demirel, 28 Kasım 1964'te genel başkanlığa seçildi. 20 Şubat 1965'te kurulmasına sağladığı Suat Hayri Ürgüplü başbakanlığındaki koalisyon hükümetinde başbakan yardımcısı olarak görev aldı. 10 Ekim 1965'teki seçimlerde ilk kez milletvekili seçilirken, AP de tek başına iktidar oldu. Böylece 1. Demirel hükümetini kurdu.

12 Ekim 1969'de ikinci kez tek başına iktidar olmayı başardı. Üç ay sonra, 14 Şubat 1970'teki bütçe oylamasında, Meclis Başkanı seçilmesini sağladığı Ferruh Bozbeyli ve 40 arkadaşının ret oyu vermesiyle istifa zorunda kaldı.

15 Mart 1970'te 3. Demirel Hükümeti'ni kurup güvenoyu aldı. Ne hazindir ki aynı yılın Kasım ayında Ferruh Bozbeyli ve arkadaşları ayrılıp Demokratik Parti'yi kurdular. Dört ay sonra ise Demirel 12 Mart Muhtırası ile bir kez daha istifa durumunda kaldı.

Bundan sonrası da hep böyle devam edegeldi. En ağır darbeyi Genelkurmay Başkanlığı'na getirdiği Kenan Evren'den yedi. Isparta'daki 58. Tümen Komutanlığı'ndan tanıdığı, Şevket Demirel'in masa arkadaşı Kenan Evren, minnetini ihtilal yaparak ödedi! Yani, Demirel'i arkasından hançerledi.

Bir anı

Evren'in Genelkurmay Başkanlığı'na gelişi hayli ilginçtir. Adnan Ersöz ve Ali Fethi Esener çekişiyordu. Süleyman Baba'dan ise ses çıkmıyordu. İçime kurt düştü ve havaalanına fırladım. Bizim şef şoför Muharrem Baba'ya -İncegül- "Fırla, Başbakana gidiyoruz" dedim. Demirel'i Ankara uçağına binmeden yakaladım. "Efendim, bir sorum olacak" diye lafa girdim. "Sor" dedi. Ben de yönelttim; "Süre azaldı, bu gidişle Ersöz ve Esener birlikte emekli olacaklar. Geriye Ege Ordu Komutanı kalıyor..."

Yüzüme şöyle bir baktı ve "Kenan Paşa fena adam mı?" diyerek cevap verdi. Mesajı almıştım. Teşekkür edip, yanından ayrıldım. Gazeteye geldiğim an Evren'in geçmişini araştırdım. Isparta günleri ve Demirel ailesiyle dostluğunu öğrendim. Neticede tahmin ettiğim gelişme gerçekleşti.

Hepsinden önemlisini biliyorsunuz. Evren, Süleyman Demirel başta tüm siyasi liderleri sürgüne yolladı. Politik yasak getirdi. bir yerde Brütüs'lük yaptı.

Baba, her zamanki gibi küllerinden yeniden doğdu. Meral Akşener liderlik mücadelesinin henüz başında. Bugün karşılaştığı sorunlar işin elifi. Her başı sıkıştığında mutlaka Demirel'i örnek almalıdır...

***

Futbolun Ordinaryüsü

59. Türkiye Ligi dün akşam başladı. Bu yılın özelliği "Lefter Küçükandoniyadis Sezonu" adını almış olması. Fenerbahçe ve Millî Takım'ın bu büyük ismini hatırlayan, özel programlar hazırlayan epey kanal vardı. İçlerinden en başarılısı kesinlikle TRT Spor'du. Çünkü elinde arşiv görüntüleri, canlı röportajlar olan sadece onlardı.

Orhan Ayhan'la'da tarihi VTR'lerle olağanüstü zenginlik sağlanmıştı. Ayhan'ın, Lefter'in sağlığında yaptığı konuşmalar çok başarılı geçişlerle ekrana taşındı. Hele Büyükada'daki röportajın tekrarı "çifte belgesel" niteliğindeydi. Hasbelkader futbolumuzun Ordinaryüsünün Ayhan büyüğüme "Oran" deyişini gayet net hatırlıyorum.

Lefter'in Bolu'dan ilkokul diplomasını aldığını yine Orhan Ayhan yazmıştı; "Ordinaryüs ilkokul diploması aldı" başlığıyla Tercüman'da yayınlanan haber TSY'nin yarışmasında birincilik ödülü kazınmıştı.

O bir Müslüman Türk

Lefter 11 çocuklu bir ailenin son ferdiydi. Aile Sakız'dan Büyükada'ya göç etmişti. Babasının kökleri Makedonya'ya dayanıyordu. Bu gerçekleri ilk defa ortaya çıkaran Yunan medyasıydı. Atina'da oynayıp Yunanistan'ı 3-1 yendiğimiz maçta Lefter 2 gol atınca çok sinirlendiler. "Adam gerçek Rum değil. O bir Müslüman Türk" diye karalama kampanyası başlattılar.

Benim için öyle bir anı var ki unutulmaz. Bir Gürsel Kupası maçında bütün Galatasaray defansını tek tek çalımlayıp maçı Fenerbahçe'ye 1-0 kazandırmıştı.

...

GÜNÜN SÖZÜ

Alçakgönüllülük kendi gerçek değerini anlamaktır. Anatole France

Yazarın Diğer Yazıları