Akşener: İtirafçılar hâlâ görevli...

Eski İçişleri Bakanı, eski TBMM Başkanvekili ve MHP Genel Başkan adayı Meral Akşener ile telefonla görüştüm. Akşener, hakkındaki iddialar tutmayınca yeniden namus ve haysiyet cellatlığına girişildiğini belirterek, "Her şeyi tolere edebilirim; hapsedilmek, öldürülmek de dahil... Ama namusuma yönelik şerefsiz iddiaları hazmedemem" dedi.

Akşener, "Benim kanaatim şudur. İtirafçı diye kanal kanal gezen bu şahıslar, 'görevli' olarak konuşuyor. Yani FETÖ ile ilişkilerinin devam ettiğini düşünüyorum. Kendilerine verilen rolü oynuyorlar. Kimileri de cin ordularından bahsederek, halkın bilinçaltına hitap etmeye çalışıyor. Kısacası psikolojik operasyon yapıyorlar..." diye konuştu. 

***

Akşener, şu bilgileri verdi:

* Bu şerefsiz iddia konusunda Cemil Barlas ile Latif Erdoğan'ı mahkemeye vermiştim. Mahkemede bu konuda Kemalettin Özdemir ile Diyanet İşleri Başkanlığı'nda konuştuğumu iddia eden bir kişinin ismini verdiler. Fakat onların bahsettiği kişi bir kaçak! Kemalettin Özdemir ile hiçbir irtibatımın olmadığını defalarca açıkladığım halde mahkemede bile "böyle konuşuluyordu" diye cevaplar verdiler.

* Daha da vahimi Didem Arslan Yılmaz'ın programında üç defadır aynı şey yapılıyor. Bu tür iddiaların medya tarafından seslendirilmesi, hem de bir değil iki değil tam üç defa aynı programda aynı kişi tarafından ortaya atılması garip değil mi?

* Aynı programda daha önce konuşan Nurettin Veren, cemaat adına İçişleri Bakanlığı'na beni kendisinin önerdiğini söylüyor. Yine Ufuk Söylemez ve Işılay Saygın ile ilgili aynı iddiada bulunuyor. Tansu Çiller, bu iddiayı yalanlamıştır. Ayrıca, Nurettin Veren ile röportajları da bulunan Merdan Yanardağ'ın kitabında bu yalan ortaya çıkıyor. Kitapta Nurettin Veren, 1996 yılı başında cemaatten ayrılmasının kendisine bildirildiğini söylüyor. Nasıl oluyor da cemaatten ayrılmışken, 1996 yılı sonunda 8 Kasım'da benim İçişleri Bakanlığı'na getirilmemi öneriyor?

* O dönemde, cemaat, Refahyol hükümetini yıkmak istiyordu? Bunu, konuyla ilgili herkes biliyor. Nasıl oluyor da o dönemde cemaat bir taraftan Refahyol hükümetini yıkmaya çalışırken, diğer taraftan aynı hükümete bakan tavsiye ediyor? Bunun mantığı var mı?

***

* Nurettin Veren, beni bakan yaptığından dolayı resmi yazıyla teşekkür ettiğimi de iddia ederek bir kâğıt gösterdi. Didem Arslan Yılmaz, bu kâğıdı okumadı. Ben, sonradan bu kâğıdı program kaydından okutturdum. Sözle iddia edildiğinin aksine bu uydurma yazıda bile bakanlığa getirilmemden dolayı teşekkür etmem söz konusu değil. Hayırlı olsun yazısına verilmiş bir cevap olarak uydurulmuş.

* Bir defa, kâğıtta bakanlık anteti yok, tarih yok, imza da bana ait değil. Bunu uzmanlara da tespit ettireceğim. İçişleri Bakanlığı'nın resmi yazı üslubuna da uymuyor. Ama böyle bir iddia dile getirilebiliyor!

***

* MHP, Türkiye'nin kilit taşıdır. Türkiye'deki kirli düzenin devam etmesi için MHP'nin iktidara gelmemesi, belli bir oy oranının üzerine çıkmaması gerekiyor. "Ben başbakan olacağım" dediğim, ülkücüler ve millet de bana inandığı ve güvendiği için bu kirli düzenin yıkılmasından korkuyorlar. Hani Ahmet Şık, Fethullah Gülen için "Dokunan yanıyor" demişti ya, MHP'de Bahçeli'nin karşısında, gerçekten iddialı bir genel başkan adayı olmak da böyle bir durum.  Dokunanı yakmaya çalışıyorlar.

Yazarın Diğer Yazıları