Akşener'e helal olsun

Akşener'e helal olsun
Akşener'e helal olsun

Bunca yıldır siyaseti izlerim böyle bir şey ne duyuldu ne, görüldü..

İşin özü şu..

Bahçeli'nin MHP'yi küçülttüğünü düşünenler; kongreye gidelim hesaplayalım dedi..

Bahçeli direndi..

Bu parti benim partim dedi.. 2018 yılına kadar kongre falan yok dedi..

Muhalifler imza topladı..

Genel merkez geçersiz saydı.. Mahkemeye gidildi..

Kurultay tarihi belirlendi, Bahçeli'nin adamları itiraz etti.. Yine mahkemeye gidildi..

***

Sonuç; muhalifler kongre yapacağız dedi; bir otelin salonunu adres gösterdi..

Sen misin kongre yapmaya çalışan!..

Polis muhalif delegeleri salona sokmamak için..

Kongreyi yaptırmamak için..

Otelin önüne TOMA'ları dizdi, barikat kurdu, çevik kuvvet etten duvar ördü..

***

Soruyorum..

Polise ne?

Polisin amacı ne?

Partilerin başına kimin geçeceğine de artık polis mi karar veriyor?

Bırak.. Muhalifler kongresini yapsın, geçerli olup olmadığına yargı karar versin..

***

Dün çok kötü bir gün oldu..

Polisin parti siyasetine bulaştığı gün oldu.. Polisin bir partinin kaderine müdahale ettiği gün oldu..

Polisin siyaseti dizayn etmeye çalıştığı gün oldu..

Dün siyaset adına çok kötü bir gün oldu..

***

Bunca baskıya..

Bunca engele..

Bunca iftiraya ..

Bunca polise rağmen dimdik ayakta durdu..

Akşener proje dediler tutmadı..

Beyaz Türklerin yeni girişimi diye yaftalamaya kalktılar olmadı..

İktidarcı gazeteler her gün hakaret etti; aldıran çıkmadı..

Meral Akşener yolundan dönmedi.. Dün otobüsün üstünde kendisini destekleyenlere hitap ederken dinledim..

Dönmeye niyeti yoktu..

Dün itibariyle MHP'de artık tek bir genel başkan adayı vardır..

O da Akşener'dir..

Muhalifler Akşener'in arkasında saf tuttu..

Bahçeli'nin de Akşener'in karşısına çıkacak gücü yok.. Gücü olsa çoktan kongreyi toplar muhalifleri silkelerdi..

Bahçeli'nin tek umudu iktidar partisi!.. Onun eteğine yapışmak!..

Mehmet Tezkan Milliyet

 

*

 

Ey AK Parti..

Sen ki...

"Millet benimle" diye övünüp durmaktasın.

Sen ki... Sandıklardan zaferler çıkarmakla gururlanmaktasın.

E peki ey AK Parti...

Nedir bu "Aman MHP'nin başına Meral gelmesin" telaşın?

Nedir bu daha düne kadar demediğini bırakmadığın Bahçeli'ye verdiğin destek?

Ey AK Parti! Neden bütün dikkatini, bütün enerjini, bütün merakını, kendi partinin yapacağı olağanüstü kongreden bile daha çok MHP'nin yapacağı ya da yapamayacağı olağanüstü kurultaya çevirmiş durumdasın?

Meral'in, Koray'ın, Sinan'ın, Ümit'in ellerini, kollarını bağlayarak elde edeceğin seçim zaferi içine sinecek mi? Bu mudur yani istediğin?

Ey AK Parti! Herkesin senin için "gücünün doruğunda" saptamasını yaptığı bir dönemde nedir senin bu yaptığın? Hayrola? Yoksa sen aslında kendini gücünün doruğunda falan hissetmiyor musun?

Ahmet Hakan Hürriyet

 

 

*

 

Yargıtay'a açık çağrı

MHP'de yaşanan olaylar sadece bir partinin iç sorunu değildir. Yargının içler acısı vaziyeti de bu vesileyle bir kere daha ortaya çıktı. İktidar bütün yayın organlarıyla MHP'nin iç sorunlarında aktif tavır aldı. Yargı üzerindeki baskı iddiaları ayyuka çıktı. Ankara Valisi, TOMA'ları gönderdi... Tam bir sistem tıkanması... Fakat tıkanan parlamenter sistem değil, siyasi partiler sistemidir, yargıdır ve ataerkil kültürdür.

***

Uyuşmazlıkların nihai hakemi olması gereken yargıya güvenilemiyorsa kavgalar bitmez. O noktadan itibaren artık toplumsal doku çürümeye başlar. Yargı hakkında güvensizliğin daha fazla derinleşmemesi için Yargıtay'a kamuoyu önünde açıklama çağrısında bulunuyorum. MHP'nin olağanüstü kongre dosyası "ivedi" olduğu halde neden ivedilikle karar verilmedi? Madem "dosyanın ön incelemesi tamamlanmış" ve madem "davacı tarafın, dosyanın öne alınması talebi incelenmiş"ti... Daha inceleyecek ne kalmıştı ki karar verilmesi ve açıklanması gecikti? Yargıtay'ın ilgili dairesi tatminkâr bir açıklama yapmazsa, bu konudaki kuşkular zihinlere yerleşecektir. (...)

 MHP normal yollardan olağanüstü kurultayını yapsaydı, kazanan ve kaybeden kim olursa olsun, daha iyi olmaz mıydı?

Bugün 'MHP barajdan düşer mi' endişesi var.

İki sonuca varmak istiyorum:

Evvela, "Kim?" diye değil, "Nasıl?" diye düşünmeyi geliştirmeliyiz. Kişilere bağlanarak düşünmek yerine, öncelikle kurumları, kuralları, kaliteyi, liyakati, seviyeyi düşünmek... Sağcı-solcu falan olalım fakat bağımsız düşünebilelim. İki, demokrasi deyince sadece sandığı ve hatta sadece özgürlükleri değil, partiler sistemini ve yerlerde sürünen yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı sorunlarını da düşünelim.

Taha Akyol Hürriyet

 

 

*

 

Kurultay provası

... Birbiriyle örtüşmeyen mahkeme kararlarına, bir de Yargıtay'ın kararsızlığı eklenince, ipler iyice gerildi. Neyse ki MHP geleneğinde polisle çatışmak yoktur. Olgun bir bekleyişten sonra muhalif grup sessizce dağıldı.

Neticede Yargıtay'ın paşa gönlünü beklemeye rıza gösterilecek idiyse, bunca zahmete ne lüzum vardı diyebilirsiniz ama adaylar, kendi potansiyellerini ölçmüş ve sergilemiş oldular. Tüzük Kurultayı için bir prova sayılabilir.

Rauf Tamer Posta

 

 

 

*

 

Bahçeli'nin hedefi

Devlet Bahçeli'nin MHP'nin geleceğiyle ilgili tasavvuru belli. İki yıl daha kongre yaptırmamak ve partiyi bu süreç içinde Ak Parti'ye eklemlemek. Bahçeli bu hatta gizli saklı davranmıyor.

Okay Gönensin Vatan

 

 

*

 

Ağzıyla kuş tutsa olmaz

548 imza toplayan MHP'li muhaliflerin yapmak istediği olağanüstü kongre, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Ankara Valisi Mehmet Kılıçlar ve

Ankara Emniyet Müdürü Mahmut Karaaslan'ın çabalarıyla engellendi...

Başka bir ifadeyle, Devlet Bahçeli'nin MHP'nin başından gitmesini AKP'nin aleyhine gören iktidar, devletin tüm imkânlarını kullanarak MHP'li muhaliflerin kongresini yaptırtmadı!

Muhalifleri durduran Adalet Bakanı'nın kongre ile ne ilgisi var?

Bir ülkede Adalet Bakanı'nın adaleti böyle olursa, o ülkede adaletten söz etmek mümkün olur mu?

Dün birçok MHP'li ile konuştum. Hemen hepsi:

"Kongreden korkan, 548 delegenin imzalarını hiçe sayan, bu arada iktidara yanaşan bir başkan artık bizim başkanımız olamaz!" dedi.

Bir kez daha anladım ki Devlet Bahçeli ve ekibinin itibarı dibe vurmuş! Bundan sonra Bahçeli, ağzıyla kuş tutsa, ülkücü camia ona itibar etmez gibi görünüyor!

Rahmi Turan Sözcü

 

 

*

 

AKP'nin MHP aşkının nedeni

(...) herhalde dikkatlerinizden kaçmıyordur, AKP ve yandaşlar MHP Genel Merkezi'ne yoğun destek veriyorlar.

Yandaş medya muhalefeti yok sayıyor, kongrenin toplanmaması için yayınlar yapıyor, düne kadar hakaretler yağdırdıkları Bahçeli'yi övmekten bir hal oluyorlar.

Bu müthiş Bahçeli ve MHP aşkı gerçekten göz yaşartıyor.

Tamam da neden?

(...) Sarayın başkanlık sistemine geçebilmesi için Meclis'te en az 330 oya ihtiyacı var.

Aslında bu 330 da yetmiyor ama bu sayı referandum için yeterli olacak.

Referandum sonucunda evet çıkması tabii ki kesin değil, ancak saray devletin tüm olanaklarını kullanacağını medyanın da sadece evet için yayın yapacağını bildiğinden kendini biraz rahat hissediyor.

İşte sarayın bu 330 için zamana ihtiyacı var. Bu süreçte Bahçeli'yi bağlamak ve başkanlık için destek almaya çalışacak.

Gözlediğim kadarıyla MHP'de muhalefetin kazanabileceği kongreyi devlet gücüyle ertelettirerek rahatlattırdığı Bahçeli'ye zeytin dalı uzatıyor.

Bahçeli mesajı alır da başkanlık için yeşil ışık yakarsa mesele yok.

Aksi olursa, Bahçeli pazarlıktan kalkarsa o zaman "seçim şantajı" devreye girecektir. Saray, Bahçeli'ye "Sana güzellik yaptım anlamadın, o zaman haydi bakalım seçime" diyebilir.

(...)

MHP kongresinin yapılacağı salon bir gece önceden abluka altına alındı. Yollar kesildi, kongre salonuna giden bütün yollar kapatıldı.

Sabah erken saatlerden itibaren MHP'liler yollara düştü sonra gelip barikatlara takıldı.

MHP'nin başkan adayları Meral Akşener, Ümit Özdağ, Sinan Oğan ve Koray Aydın da barikatların önüne kadar geldiler ama daha öteye geçemediler.

Çükü saray kesin talimat vermişti, kongre yapılmayacaktı.

Meral Akşener dışındaki 3 aday "Daha fazla beklemenin anlamı yok" diyerek bir süre sonra barikatların önünden ayrıldılar.

Meral Akşener ise "Bu barikatların konulma talimatını getirip göstereceksiniz, aksi takdirde buradan ayrılmam" dedi ve barikatlara yapıştı.

(...)

Sonunda Meral Akşener de barikatları bırakma kararı aldı. Ancak o sırada orada bulanan binlerce kişiye bir konuşma yaptı. Bu konuşma bazı televizyonlardan canlı olarak da yayınlandı.

Ben de Beylerbeyi'nde Mazhar'ın Köy Kahvesi'nde izledim. Etraf çok kalabalıktı ve herkes "Helal olsun Akşener'e" diyordu.

Daha sonra sosyal medyaya da baktım, Akşener'in adeta yıldızlaştığına tanık oldum. Diğer 3 aday meydanı boşaltarak Akşener'e çok büyük bir iyilik yaptılar bana göre.

Şu adan itibaren MHP'li olan olmayan herkesin gönlündeki MHP Genel Başkanı Meral Akşener'dir.

Can Ataklı Korkusuz

 

*

 

Adalet doğranmış

Bir ilk daha yaşadık. Bir mahkeme, resmen yapılması kararlaştırılan MHP kongresinin polis zoruyla durdurulması, gerçekleştirilmesinin engellenmesi için Adalet Bakanlığı'na başvuruyor! Yani mahkeme zorbalığa çağrı yapıyor.

MHP Kongresi'nin yapılıp yapılmaması üzerinde durmuyorum. Mesele hukuk çerçevesinde yasalara uygun olarak karara bağlansa hiçbir sorun yok.

Ayrıca parti tüzüğüne uygun olarak çoğunluk sağlanıyor ve yasal zeminde kongre çağrısı yapılıyor. Parti başkanı kongreye izin vermeyeceğim, mahkemeye kadar yolunuz var, diyor.

Ankara'da konuyla ilgili sorumlu mahkeme hukuka uygun karar veriyor ve kongrenin toplanması için üstelik bir kayyım atıyor.

İlgisiz ve kıyıda köşede ilçe mahkemeleri bu kararı iptal ediyor.

Sorun Yargıtay'a taşınıyor.

Neyse, bir mahkeme savaşı sürüyor. Dikkat edin hukuk savaşı demiyorum, mahkemeler savaşı!

Sonuç şu: Bir başka mahkeme kongrenin yapılmasının önlenmesi için Adalet Bakanlığı'na başvuruyor!

Tabii ki Adalet Bakanlığı da topu İçişleri'ne havale ediyor.. polisler...

TOMA'lar...

Zorbalığa bakın!

***

Bir mahkemenin böyle bir karar alması ve bakanlığa başvurması neyi göstermekte? Bizi ilgilendiren konu bu.

Hukuk bir silah, bir ateşli silah, bir zorbalık aracı...

Bir siyasi sonuç üretme mekanizması...

Kimin elinde? Tabii ki iktidarın.

İktidar, en büyük kankası bir yönetimi, partinin başında tutmak istiyor.

Yasal mı yasadışı mı orada duruyor olmasının hiç önemi yok.

Derhal elindeki hukuk araçlarını devreye sokuyor ve kankasının emrine veriyor.

...Doğranmış bir adalet. Doğranmış bir hukuk ve yargı...

Orhan Bursalı Cumhuriyet

 

 

*

 

Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak

Esenboğa ovasında dün esen sert rüzgârdan sonra MHP'de hiçbir şey eskisi gibi olamaz.

Yargıtay'dan hangi yönde karar çıkarsa çıksın, MHP'de sonuç ötekinin tasfiyesiyle sonuçlanır.

Tarafların bırakın birlikte yola devam etmesini, birlikte kurultay yapabilme olanağı da dün itibarıyla ortadan kalktı.

(...) Anadolu'nun her bir kentinden delegelerle birlikte gelmiş yüzlerce kişinin yaş ortalaması 40'ın üzerindeydi.

Yani konforuna düşkün yaşa ulaşmış insanların olağanüstü kurultayın yapılma şansının olmadığını bildiği halde pazar günü oraya gelmiş olması, parti içindeki sorunun boyutunu gösterdi.

Beraber hareket ettiklerini açıklayan, hatta polisin yolu kestiği alana birlikte giden 4 adayın da aslında birlikte olmadığı da açıkça sergilendi.

Yaklaşık 5 saat kadar süren ve "813 delegenin imza ile orada olduğunu beyan ettiği" iddia olunan eylemli kurultay girişimi sırasında MHP Lideri Bahçeli aleyhine atılan sloganlar, söylenen sözlerin sertliği de bundan sonrasına ışık tutmaya yetti.

***

Muhalefet hareketinin, dün gerçekleşme olanağının bulunmadığını bile bile genel merkezi ve yargıyı etkilemek için gövde gösterisi yaptığı MHP'de olacaklar belli:

Eğer Yargıtay 18. Hukuk Dairesi kurultayın yapılmasına olanak tanıyan karar alırsa, tüzük değişir.

Muhalifler, tüzüğün değiştiği kurultayda seçimli kongre kararı aldırır.

Çağrı heyetinin görevi tüzük kurultayı ile sınırlı olduğu için seçimli kurultay için top tekrar genel merkeze gelir.

Yakın geçmişte olanların tekrarı yaşanır, sorun Anayasa Mahkemesi'ne taşınır.

Ancak genel merkez yönetiminin bu kez süreci yönetmesi zorlaşır...

Muharrem Sarıkaya Habertürk

 

*

3-261.jpg

Musa kart Cumhuriyet