Alamanya, yapma bunu Erdoğan’a

Yurt dışında bir ülkede yaşamak ve çalışmanın ne demek olduğunu, çok iyi bilirim. Çünkü ben de, 35 senedir dünyanın en uygar ülkesi kabul edilen, ABD’de yaşıyorum. Çünkü yaşadığınız o ülkenin sonradan vatandaşı olsanız bile, gene de bir ezikliğiniz olur ve her dakika, sanki sizi sınır dışı edeceklermiş gibi, bir korku yaşarsınız. Bunda gerçek payı da vardır. Mesela Suriye lideri Esad veya Suudi Arabistan Kralı’nın gelip de, Türkiye’deki Araplara, Türk hükümeti aleyhine kışkırtıcı bir konuşma yapmasına, hepimiz tepki gösteririz. İşte bu noktada, inanın Tayyip Erdoğan, Almanya’da yaşayan Türklere en büyük kötülüğü yaptı. 
Tabiî ki Almanya’da yaşayan vatandaşlarımızı ülkenin başbakanı koruyacaktır. Haklarının ezilmesini önleyecektir. Ama bunu yaparken, bu halkın başka bir tepkiye muhatap olmamasına da dikkat etmelidir ve edecektir. Mesela, Deniz Feneri Davası’nda, Almanya’daki Türklerin paralarını cukkalayanlar, yargılanırken, o da Türkiye’deki uzantılarını korumayacak, onları adalete teslim edecektir. Ama ne oldu, bu söylediklerimizin tersi gerçekleşmedi mi? Bu işin bir yanı.
İşin öteki yanıysa, Erdoğan’ın Soma kızgınlığı ardından, Avrupa’da topladığı yandaşlarıyla düzenlediği moral toplantısı, bence tam bir hezimet. Düşünün; Almanya’da bir stadyumda Avrupa’nın her yanından, araçlar kiralanarak toplanabilen 20 bin kişiye karşı, dışarıda kendisini protesto eden, 70 bin kişi. Adam haklı, sinirli ve kızgın olmasın da ne yapsın.     
Almanya’daki moral toplantısı da bence Erdoğan için, bir başka alarm veren gösteri olmalı. Biliyorsunuz Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde daha önce, yurt dışı oyları etkili olmuştu. AKP kendi kurdurduğu örgüte toplantı düzenletip, Cumhurbaşkanlığı için moral depolamak isterken, bence moralleri bozulması lazım, zira yeni bir gerçek görüldü. Bir zamanlar Erdoğan’ın da içinde yer aldığı Avrupa’daki Milli Görüşçülerle, yolların ayrıldığı. Bu kez Milli Görüşçülerin büyük bir bölümü, stat dışında, aleyhte gösteri yapanların arasındaydı. Yani Numan Kurtulmuş, kurtaramadı Erdoğan’ı. 
Bu olay, iki başka gerçeği de ortaya koydu. Birincisi, Erdoğan’ın beklediği Cumhurbaşkanlığı için, dış destek yerinde yoktu veya beklediği kadar kuvvetli değildi. Dış destek muhalefete kaymıştı. İkincisi de artık Erdoğan bir Batılı ülkenin ve AB üyesi olmak isteyen Türkiye’nin değil, teröre destek veren, radikal bir İslamcı yönetimin temsilcisiydi. Doğal olarak şimdilerde, Türkiye’nin AB ilişkileri de bozulmasın diye buzdolabına kaldırılmış oldu. 
Erdoğan, gene orada da kendini tutamayıp esti, köpürdü. Sonuç, Erdoğan’ı izleyen yabancı basının ekran ve sütunlarında. Hem de uygar ve çağdaş insanları öylesine bir boyutta korkutmuştu ki sormayın gitsin. Özetle meydanlarda suçladığı gibi, Erdoğan’a kimse bir şey yapmıyor, kendisi ne yapıyorsa kendine yapıyor. 
Uzun yıllar Türkiye’de görev yapmış yabancı bir gazeteci arkadaşımla, Türk siyasetini değerlendirirken, bizden farklı ve tatsız bir görüş ileri sürdü. Aynen aktarıyorum;“Sizler Erdoğan’a ve ona oy verenlere kızıyorsunuz, ama Erdoğan’a destek verenler, onda kendilerini görüyor. Onlar için, vatan millet ve ülke önemli değil, şu anki çıkarları önemli. Bu yüzden, halkın bozulan davranış tarzını incelemelisiniz.” Doğru mu, eğri mi bilmem, ama dışarıdan görünen manzara bu. 
Gelelim, bizim geçen hafta, sessiz, sedasız meydana gelen iç önemli konumuz, ekonomiye. Geçen hafta içinde Merkez Bankası faiz hadlerini yeniden düşürdü. Hatırlarsanız daha önceki yazılarımda faiz hadlerinin düşürülmesinin, yalnızca ekonomisi kötü olan ülkelerde uygulanan bir sistem olduğunu belirtmiştim. Bakın ABD ve Avrupa ülkeleri, faiz hadlerini yükseltmeye başladı. Şimdi anlaşılan bize teğet geçen, ekonomik kriz, bizi böğrümüzden vurmaya başladı. Uyarmaktan dilimde tüy bitti. Arkadaşlar, ufukta fırtına bulutları var ve tedbirli olun.
Bir başka konu Kıbrıs. Geçen haftaki ABD Başkan Yardımcısı’nın Kıbrıs ziyareti beklediğimiz gibi her türlü uyarının üzerinde, biz Türkler dışında herkesin tahmin ettiği çerçevede gelişti. Yazdığım gibi gaz ve enerji konuları gündemdeydi ve Amerikalı yetkili hiç de gizlemedi. 

Yazarın Diğer Yazıları