MHP ve kişilik

Sarayın cellâtları olur. "Sultan" hükmünü vermiştir: "Başı kesile!.."  Ve cellât "siyaset taşı"nda başı vurur. 

("Siyaset"in bir anlamı sultanın verdiği cezadır. "Başı kesile!.." dedikse de, öyle keyfî idam edilemez. Yine kanun nizam vardır. Ama tek kişi yönetiminde, ister istemez, olmayacak şeyler oluyor tabiî... Zamanımızda olduğu gibi!)

Cellâtlar, sağır ve dilsizdirler. Zamanımızda ise; kalemleri var kılıç, dilleri var papuç!

Kaç gündür sayıyoruz. "Havuz-Yandaş" basın yayın organlarında, mevcut MHP Genel Başkanı'na övgüler düzen, muhalifleri ona buna yamamak için kalburla su taşıyan kaç yazı çıktı... Üç gün önce 12 yazı idi, önceki gün 11 yazı, dün ise saymadım. (İnternet sayfasında var, bakarsınız.)

Demek ki, "Havuz-Yandaş" medyada kalabilmenin bir yolu, belli merkezden tevzi edilen, şu şu konulara gireceksiniz talimatına uymak. Yoksa kendilerinin de inanmadığı, kalem oynatırken zorlandığı, "Nereden bulaştık bu işe! Yazmasak bizi köşemizden ederler. Ikınsak da yazacağız!" dedikleri yazılar yazdıkları. Hangi "Havuz-Yandaş" yazarın yazısında, MHP içinde, Balgat koltukçularına bayrak açmış isimlere saldırılıyorsa ve MHP'nin mevcut genel başkanı "kara kaşlı, ela gözlü" gösteriliyorsa, bilin ki, onu yazan, verilen hükmü yerine getiriyordur.

Allah'tan korkmaz, kuldan utanmazlar! Ağzınızı açsanız, "elhamdülillah Müslümanım." dersiniz bir de! Siz Allah'ın bahşettiği "cüzî irade"nizi bile teslim etmişsiniz.

Şu "Siyasî İslâmcılar"ı durup dururken didiklemiyorum. İşte encamları! Sultanlarına mideden bağlılar. Kendilerine ait fikirleri yoktur. "Kişilik aşınması"na uğramışlardır. Tam manasıyla "sahibinin sesi"dirler.

Bundan sonra, camide bir "siyasî İslâmcı"yla yan yana gelirsem, derhal o mekânı terk edeceğim! Onlar camiyi de kirletenlerdir!

Yenik, kanunu hiçe sayan, köleci sistem isteyen MHP'nin mevcut yönetimini savunmak için muhalif harekete karşı yazdıkları kadar Ensar Vakfı'ndaki dehşetengiz hâdise üzerine yazdılar mı?

Müslümanlıklarını geçtik, nasıl insan bunlar! Demek ki, Ensar Vakfı'nda olanları mideleri kaldırıyor! Açın Kur'ân-ı Kerîm'i okuyun... Hangi müessese olursa olsun, görmemezlikten gelinebilir mi?

17/25 Aralık'a bile "darbe" deyip üstünü örtmek için, dağda bayırda taş toprak bırakmadılar! Velev ki darbe! Ya ortaya çıkarılanlar doğruysa, diye bir şüphe duymazlar mı? Nerede sizde o hakkaniyet, nerede siz de o izan! Nerede sizde Kur'ânî tecessüs! Fetvacınız Hayrettin Karaman! Gerisini konuşmak boş!

***

Konuyu değiştiriyorum! Aklı zorlayan bir yazı okudum. Saray'ın adamı Aydın Ünal, MHP ile PKK'yı yan yana getirmiş. Başlığı: "MHP-PKK ittifakı: Zor ama imkânsız değil".

Aydın! "Yazının başlığına bakıp 'yok artık!' dediğinizi duyar gibiyim." diyorsun ya... Evet, aynen öyle diyorum.

Yoruma bakın yoruma: "Bir MHP-PKK ittifakı bal gibi de mümkün. Medya ve mahkemeler zaten alt yapıyı oluşturdular. Bu ittifakın önünde şimdilik tek engel, nihayet oyunu gören ve cesaretle oyunu bozmaya çalışan Genel Başkan Devlet Bahçeli." (Yeni Şafak, 14 Nisan 2016).

Aydın gibi biri bunu yazdıktan sonra Balgat'takiler, "Biz nerede hata yaptık!" demeliler ve derhal binayı boşaltmalılar!

Yazarın Diğer Yazıları