Alman doktorun tarihe tanıklık eden hatıratı

Alman doktorun tarihe tanıklık eden hatıratı
Yıldırım Ordular Grubu, I. Dünya Savaşı sırasında Osmanlı Devleti'nin Filistin-Suriye-Irak cephelerini savunmak için teşkil ettiği ordudur.

24 Haziran 1917 tarihinde Halep''te, Enver Paşa''nın başkanlığında Osmanlı ve Alman komutanlarının katılmasıyla (Mustafa Kemal Paşa dahil) yapılan toplantıda, General Falkenhein''ın komutanlığında "Yıldırım Ordular Grubu" kurulması kararlaştırıldı. Halep toplantısından sonra İstanbul''a dönen Başkomutan Vekili Enver Paşa''nın ilk işi bu ordunun kurulması oldu. Araştırmacı yazar Samet Özdemir, Yıldırım Ordular Grubu Başhekimi Doktor Werner Steuber''in yazdığı, büyük harp tarihçilerimizden Bursalı Mehmet Nihat Bey''in çevirmiş olduğu, 1932 yılından beri hiç basılmamış "Cihan Harbi''nde Yıldırım" adlı kitabı yeniden gündeme taşıdı. Tarihçinin, bir avukat gibi değil, bir hâkim gibi olması gerektiğini vurgulayan Samet Özdemir, bu çalışmasıyla ilgili bakış açısını şöyle açıklıyor:

"Tarihçi olayların, kişilerin veya fikirlerin savunuculuğuna girişirse gayriihtiyari, aleyhteki delilleri atlayabilir. Bu durumda tarihi hakikat meydana çıkmaz. Fakat hâkim, bir olayda, lehte ve aleyhte bütün delilleri göz önünde bulundurarak, bütün tanıkları dinleyerek gerçeğin ve hakikatin meydana çıkmasına çalışır. Tarihçinin de işi tam olarak bu olmalıdır. Elinizdeki bu eser, belki de aleyhte bir tanık sayıldığından 1932''den beri hiç basılmamıştır. Fakat tarihe ilgi ve merak duyanlar, aleyhteki tanıkları da dinlemek, bu tanıklara da söz vermek mecburiyetindedir.

Eser, tarihimizde çok bilinmeyen, Osmanlı İmparatorluğu''nu mağlubiyete götüren muharebeler silsilesi olduğu için çok da kurcalanmayan bir teşekkül ve teşebbüsü, Yıldırım Ordular Grubu''nu ve faaliyetlerini ele almaktadır. Bu faaliyetlerin yazarı Ordular Grubu''nun Başhekimi, Doktor Werner Steuber''dir. Eseri Almancadan dilimize ise meşhur harp tarihçilerimizden Bursalı Mehmet Nihat Bey kazandırmıştır. Doktor Steuber, Ağustos 1917''de Almanya''dan hareketinden başlayarak Yıldırım Ordular Grubu''nun dağılmasına ve Mondros''a kadarki süreci, hem tarihî hem sosyal olarak hem muharebeler hem de lojistik imkanlar açısından değerlendirmektedir. Yazarın, eserini Türklere hayranlıkla yazdığı söylenemez. Cihan Harbi''nde pek çok Alman görevlinin, Türk ordusuna ve kumandanlarına tepeden baktığından şikayet edilmiştir. Zaman zaman eserde bu bakış açısına rastlamak da mümkündür. Bununla birlikte Türklere dair negatif fikirler sunmaktan da imtina edilmemiştir. Bunlardan bazılarını Bursalı Mehmet Nihat Bey yorumlarıyla tashih etmiştir. Her eserin milletimizi, harplerimizi ve teşkilatlarımızı methetmesi beklenemez. Ne kadar negatif özellik taşısa da Yıldırım Ordular Grubu gibi mühim ve nispeten diğer Cihan Harbi teşekküllerimize göre daha az kaynağa sahip bir konuda, yazarın bu teşekkülün başhekimi olarak gördüklerini aktarmasından oluşan bu eserin 1932''den beri ilk kez yayınlanması literatürümüze büyük bir katkı sağlayacaktır.

Dünyanın nice devletleri ve milletleri, büyük bir çabayla kendilerine kahraman ararken Türklerin yüzlerce kahramanını kendi elleriyle kirletmeye ve küçültmeye çalışmaları hakikaten hazin bir durumdur. İngiltere ve Rusya gibi büyük emperyalist devletlerin düşmanlarına -Enver Paşa ve Kemal Paşa- milletimizin de sıkı birer düşman kesilebilmesi, emperyalizmin en azından kültürel sahasına bizim de çanak tuttuğumuzun açık bir delilidir.

Başlangıcından beri bir kahramanlar geçidi olan Türk tarihinin en büyük, en feci ve en meşum mağlubiyeti Balkan Harbi''dir. Balkan Harbi sayısız kez hem Sarıkamış Muharebesi''ni hem de Suriye-Filistin muharebelerini örttüğü halde hiç dile getirilmemekte ve sorumluları aranmamaktadır. Onun yerine kahramanlarımıza hakaret edilen yenilgilerle kıymetli vaktimiz açıkça harcanmaktadır. Bu sebeple vaktimizin heba olmaması, Türk tarihinin açık bir şekilde anlaşılabilmesi ve milletimizin zihninde yer edebilmesi için çeşitli kaynakların kullanılması elzemdir."

Ötüken Neşriyat Tel:(0212) 251 03 50

***

Güzel yazmak isteyenlere rehber

Gazeteci yazar edebiyatçı Mehmet Nuri Yardım, İstanbul ve civar illerde 14 yıl boyunca çeşitli, vakıf, dernek ve kültür kurumlarında devam eden "Yazı, Editörlük ve Medya Kursu"nda işlenen yaklaşık 50 türün ders notları, genişletilerek "Yazı Masası" adıyla kitaplaştırdı. 40 yıllık birikimini bu çalışmasıyla paylaşan Mehmet Nuri Yardım''ın kitabı Edebiyat Fakülteleri''nde okuyanlarla okullarımızdaki "Medya Okur-Yazarlığı" derslerini seçen öğrencilerin, bilhassa okumayı ve yazmayı sevenlerin faydalanacağı bir kaynak eser. Kitapta; yayınevi, gazete, dergi, televizyon, radyo ve internet editörlerinin yetkileri, sorumluluk alanları ve çalışma tarzları hakkındaki bilgiler kapsamlı biçimde yer alıyor. "Yazı Masası"nda yer verilen konu başlıklarından bazıları şöyle:

*Şiir, deneme, hikâye, roman… Bunlarla birlikte edebiyatın diğer türlerini kaleme alırken nelere dikkat edilmeli? Hangi ölçüler esas alınmalı? Hangi usta yazar ve şairler okunmalıdır?

*Araştırma yapılırken, inceleme yazılırken, biyografi hazırlanırken başvuracağımız kaynakları nerede bulabiliriz? Kalıcı ilmî çalışmalar nasıl ve kimlerle yapılır?

*Haber ve köşe yazısı yazarken, röportaj yapılırken göz ardı etmeyeceğimiz hususlar nelerdir? İyi bir gazetecinin ihmal etmemesi gereken temel özellikler nelerdir?

*Sinema ve tiyatronun edebiyatla ilgisi var mıdır? Senaryo ve oyun metinlerinin hikâye ve romanlardan farkı nedir? Beyazperdede gösterilen, ekranlara yansıtılan filmlerin hikâyesi…

*Editörlük nedir, nasıl yürütülür?

Akıl Fikir Yayınları Tel:(0212) 514 77 77

***

HAFTANIN KİTABI

Bugünleri iyi anlamak için

"Gazinocular Kralı" Fahrettin Aslan''ın oğlu Sacit Aslan kaleme aldığı, "Bir Masalda İki Kral Olmaz" kitabında Türkiye''nin son 70 yılında değişen kültür-sanat hayatını nesnel bir biçimde genç kuşaklara aktarmaya çalışıyor:

Kitapta, Maksim''le birlikte Türkiye''nin yakın dönem Türkiye tarihini anlatmaya çalıştım. Bugün "eskiden Türkiye böyle değildi" gibi sözleri çok duyuyorum.

Peki, bu beğenmediğimiz Türkiye son 15-20 yılda mı ortaya çıktı? Kültürel yozlaşma nasıl başladı? Bunun toplumsal temelleri neler? Bu sorulara sağlıklı cevaplar vermeden bugünkü Türkiye''yi anlayamayız.

Ben bu kitabın merkezine bilerek kendimi değil, Maksim''i koydum.

Çünkü Maksim, Türkiye''nin hem ekonomik hem de kültürel çöküşünü anlatabileceğimiz en güzel simge!

Maksim''de bu ülkeyi bu hale getirenler de var, plansız ekonomiye bağlı olarak değişen kültürel yapı da var, ezileni de var, ezeni de…

Kırmızı Kedi Yayınevi Tel:(0212) 244 89 82

***

Geri gelmeyen günlere gidiş...

 

 

Yoksul köylerin, yoksul ama içten içe güçlü hayalleri olan çocuklarından biri Halil Açıkgöz...

17 yıl savaş pilotluğu yaptıktan sonra istifa edip özel bir havayolu şirketinde çalışmaya başlayan Halil Açıkgöz, 3. kitabı, "Çocukluğumun Bittiği Yaz" ile okurlarını zaman tünelinde geçmiş günlere doğru meraklı bir yolculuğa çıkarıyor.

Çocukluğunun sorumsuz günlerini kendi mekânında, kendi insanlarıyla, bire bir film tadında aktaran Halil Açıkgöz özellikle 70''li yılları bir tiyatro sahnesi, bir film senaryosu gibi göz önüne seriyor.

 

 

 

Galeati Yayıncılık Tel:(0539) 669 60 69

***

KÜTÜPHANEMDEN

Seçme eserlerden çok özel bir seçki

Oktay Akbal, 20 yıl boyunca okuduğu kitaplardan yaptığı seçmeleri 1967''de "Dost Kitaplar" adıyla kitaplaştırmış. Kapak düzenlemesini Etem Çalışkan''ın yaptığı kitabını Akbal okurlarına şöyle takdim etmiş:

"Dost Kitaplar, bir kitap dostunun kendi kendine söyleşileridir bir bakıma. Sanatı edebiyatı yaşamın en büyük değeri sayan bir kitap dostunun okuduğu, sevdiği beğendiği ya da üzerinde durmayı uygun gördüğü kitaplar için çiziktirdiği kişisel notlardır bunlar... Bu kitapta yer alan yerli yabancı kitaplar, çoğunlukla okurlara bir şeyler getiren, kendilerince bir nitelik taşıyan yapıtlar. İçlerinde her çağda okunulacak, sevilecek olanlar da var, kısa bir süre sonra unutulup gidecek olanlar da.. Ama yaşayan, kalıcı değeri olan bir kitabı her zaman sevenler, arayanlar, beğenenler olacaktır. Dost Kitaplar''da 60 yazarın 80 kitabı üzerinde düşüncelerimi, görüşlerimi, izlenimlerimi bulacaksınız. Kimine katılacaksınız, kimine dudak bükeceksiniz. Herkes, her kitabı sevmez. İlk bakışta size sevimsiz, soğuk, yabancı gelen bir kitap bir süre sonra bakarsınız en yakın dostunuz oluvermiş."

Kitapta yer verilen yazarlar ve eserlerinden bazıları şunlar:

Orhan Kemal / Bereketli Topraklar Üzerinde, Sait Faik Abasıyanık / Aşk Özlemi, Fakir Baykurt / Amerikan Sargısı, Tolstoy / Ölümden Sonra Diriliş, Behçet Necatigil / Evler, Cahit Sıtkı Tarancı / Düşten Güzel, Salah Birsel / Hacivat''ın Karısı, Graham Greene / Kaybeden Kazanıyor, Nurullah Ataç / Karalama Defteri, Coletta / Dişi Kedi ve Cicim, Yaşar Kemal / Teneke, Jean Paul Sarte / İş İşten Geçti, Andre Maurois / Evlilikte Mutluluk, Ziya Osman Saba / Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi

(Ahmet Yabuloğlu)