Almanlar kıskanmasın da ne yapsın?

Alman havayolu şirketi Air Berlin'in iflas başvurusu yapmasını nasıl okumalıydık? Neyse ki 'büyük resim okuyucusu' yandaş medya imdadımıza yetişti ve nasıl okumamız gerektiğini anladık... Aynen şuydu haber başlığı: "3. havalimanının adı bile yetti / Alman havayolu Air Berlin iflas bayrağını çekti".

Daha adı bile Almanya'da krize sebep olduğuna göre, havalimanı hizmete girdiğinde daha nelerin olabileceğini düşünmek heyecan verici... Muhtemelen Almanlar iş bulmak için trenlere binip Türkiye'ye hücum edecekler, biz de dişlerini kontrol ede ede kabul edeceğiz onları...

'Aziz millet'i aydınlatmak için var olan bir başka yandaş medyamız da iflası değerlendirirken "Bunlar daha iyi günleri" diyerek Almanlar için gerçek mahşeri hatırlatmış oldu... "Helga, Türk erkeğine bayılıyor"dan sonraki en ağır habercilik darbesiydi bunlar...

İnsan bu haberleri okuyunca kendisini o Amerikan filmlerinde ikide bir kuleyle kavga eden bıçkın pilot gibi hissediyor... Ve gerçek bir kere daha ortaya çıkıyor: Almanlar bizi çok kıskanıyor... Her ne kadar bizi kıskandıklarından kendilerinin bile haberi olmasa da... Biz biliyoruz ya yeter... Hababam'daki Külyutmaz Necmi gibiyiz ve bizim gözümüzden hiçbir şey kaçmıyor elhamdülillah...

***

Alman milletvekillerin bizim milletvekillerini çok kıskandığı kesin bilgi... Adamlar Almanya'daki asgari ücretin 7.1 katı maaş alıyorlar... Bizimkiler ise asgari ücretin 12.2 katı maaş alıyorlar... Bu insanlık dramı karşısında kıskanmasın da ne yapsın Almanlar?

Zaten bu Almanlar bizi kıskanmasalar kendilerini kitaba vurup bu kadar kitap okumazlar... Onlar ders kitapları haricinde yılda 65 bin kitap basıyorlar, biz ise 6 bin... Baskı adedinde de rahatız, okuma oranında da... Bir kitabı 10 yılda okuyoruz... Ya da 10 kişi bir araya gelirsek o kitabı imece usulüyle bir yılda bitirebiliyoruz... Almanlar açısından kıskançlığın böyle yan etkileri oluyor... Japonlarla Fransızlarla uğraşmak zorunda kalıyorlar... Oysa biz rahatız... Çünkü rakiplerimiz, Gambia ve Fildişi Sahili gibi rahat olanlar...

Almanlar devlet hayatında fukaralığın dibini bulmuş durumdalar... Koca Almanya'da makam aracı sayısı 11 bin... Bizde ise 125 bin... Bu durumda Merkel kendisini ucuz şaraba vurmasın da ne yapsın? Üstelik bu araçlar tamamını misak-ı millî sınırları içerisinde ürettiğimiz araçlar... Almanlar Tayvan malı Mercedes kullanırken, biz Sincan Organize Sanayi'de ürettiğimiz Mercedes'i çekiyoruz makam sahiplerinin altına...

Audi'si de öyle, Volkswagen'ı da, Ford'u da, BMW'si de öyle... İşe metroyla gitmek zorunda kalan dertli Alman daire başkanına da kıskanmak düşüyor tabii... Zaten Leopard diye bir tank yapıp dünyayı kandırmışlar... Allah inandırsın, egzoza atleti sokunca birden lunaparktaki oyuncaklara dönüyor...

***

Fazla para delikanlıyı bozar... Almanya'da kişi başına düşen gelir 42 bin Dolar... Helga'nın kocası 'fakir ama onurlu' Türk erkeğini kıskanmasın da ne yapsın? Bu dünyada her şey para demek değil ki... 'Aziiiiiiz millet'i bunun için çekemiyorlar... Parayla saadet olsaydı, 3.9 trilyon dolarlık ekonomik büyüklükle Almanlar çok mutlu ve mesut olurlar, sabahtan akşama kadar bizimle uğraşmazlardı...

Kişi başına yıllık gelir sıralamasında Almanlar 19. sırada, biz 66. sıradayız... Biz bu sıraları kolay kazanmadık... Çok çalışacaklar, nazar etmeyecekler, onların da olacak...

İnsanî gelişmişlik sıralaması da fena değil... Çıplak gözle bakıldığında Almanlar dünyada 4. sırada görünüyor... Biz her ne kadar 71. sırada görünsek de, bu durum tur bindirdiğimizden öyle... Bu gerçeği de en iyi Almanlar bildiği için, 1936 Berlin Olimpiyatları'nda Hitler'in gözü önünde üstün Aryan ırk teorisini rüzgârıyla ezip geçen siyahî atlet Jesse Owens'a kızdıkları gibi kızıyorlar bize...

***

Yenildiler diye biz kendimizi yenik saydığımız Almanların bu hasedi çekilir gibi değil ama aradaki farka bakınca ister istemez hak veriyorsunuz... Sağ olsun, bizim 'büyük resim okuyucularımız' sayesinde her şeyi çok iyi görüyoruz...

Neydi o başlıklar: "3. havalimanının adı bile yetti / Alman havayolu Air Berlin iflas bayrağını çekti"... Modern dünyada bu tür yayınları sürekli izleyenlerin mahkemelerde şahitlikleri kabul ediliyor mu bilmiyorum ama okudukça bizim göğsümüz kabarıyor, ferahlıyoruz!..

Yalan mı Helga?

Yazarın Diğer Yazıları