Almaya ve ABD arasında büyükelçi krizi

Almaya ve ABD arasında büyükelçi krizi
Almanya’nın yeni Berlin Büyükelçisi Richard Grenell’in ABD basınına verdiği röportajın yankıları sürüyor. Avrupa’daki sağ partileri güçlendirmeyi amaçladığını söyleyen Grenell’e büyük tepki geldi.

Almanya’nın başkenti Berlin’deki görevine kısa süre önce başlayan ABD Büyükelçisi Richard Grenell’in sağ popülist Amerikan haber portalı Breitbart’a verdiği röportajın yankıları sürüyor. DW Türkçe’nin haberine göre, röportajda Avrupa’daki sağcı hükümetleri ve siyasetçileri güçlendirmeyi kendisine görev edindiğini söyleyen Grenell, Almanya'nın ise kısıtlı savunma harcamaları nedeniyle caydırıcı bir orduya sahip olmadığını savunmuştu.

Almanya Dışişleri Bakanlığı, Berlin’deki büyükelçilik görevine atanma süreci resmen geçen ay tamamlanan Grenell’in Çarşamba günü Bakanlığa yapacağı ilk ziyaret sırasında söz konusu röportajdaki ifadelerin de ele alınacağını açıkladı. Bakanlık sözcüsü Christofer Burger, bu ziyaretin Grenell’in “açıklamalarının nasıl anlaşılmasını istediğini ifade etme” konusunda da bir fırsat olacağını söyledi.

Grenell daha önce de ABD’nin Tahran’la imzalanan nükleer anlaşmadan çekilmesinin ardından İran’da iş yapan Alman şirketlerinin bu ülkeden ayrılması gerektiği yönündeki sözleri nedeniyle tartışma yaratmıştı. Grenell’in geçen ay attığı bir tweet’te yaptığı bu çıkış, Alman parlamentosundaki birçok vekilin tepkisine neden olmuştu.

ALMANYA’DAN BÜYÜK TEPKİ

Grenell, büyükelçilerin bulundukları ülkelerin iç işlerine karışmamaları yönündeki teamülü hiçe saydığı gerekçesiyle eleştiriliyor.

Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) parlamento grubu başkan vekili Rolf Mützenich, konunun bir an önce ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ile ele alınması gerektiğini söyledi.

Sosyal Demokratların eski lideri Martin Schulz da ABD’li büyükelçinin sözlerinin kabul edilemez olduğunu belirtti. Schulz, Grenell’in görevden alınması için çağrıda bulundu. “Bu adamın yaptığı, uluslararası diplomaside daha önce duyulmamış bir şey” diyen Schulz, tarafsız kalmasını gerektiren bir görevde bulunan Grenell’in, siyasi bir hareketin temsilcisi gibi davrandığını söyledi.