Fatih Saboviç- Yeniçağ

Fenerbahçe'nin son dönemde büyük protestoların hedefine yerleşen kalecisi Altay Bayındır, 7 milyon Euro'ya İngiliz devi Manchester United'ın yolunu tuttu.

Altay Bayındır, Fenerbahçe'nin Avrupa'ya yolladığı isimlerden biri oldu ve hem sarı lacivertli armayı hem de Türk bayrağını Avrupa'da temsil etmek üzere İngiltere'ye gitti.

Değerli meslektaşım Emek Ege'nin sosyal medyada gördüğüm bir sözü ve soruları da bana büyük ilham verdi...

Şöyle diyordu Emek Ege...

"Fenerbahçe taraftarının 'istenmeyen adam' ilan ettiği Altay'ın dünyanın en büyük kulüplerinden biri Manchester United tarafından ciddi olarak istenmesinden almamız gereken ders nedir?

A) Manchester United o kadar da büyük değil.
B) Manchester United kötü yönetiliyor.
C) Altay'ın Manchester United yönetiminde tanıdıkları var.
D) Old Trafford'a reklam veren Beko transfere sponsor oldu.
E) Altay aslında kötü kaleci değil."

Aslında Emek Ege'nin sorusu ve cevapları çok fazla şey anlatıyor Türk futboluna ve Türk futbol kamuoyuna dair, anlayabilene...

Ne Altay'ın Manchester'da tanıdıkları var, ne ManU kötü yönetiliyor. Ne de bu kulübün büyüklüğü tartışmaya açık...

Beko konusu ise zaten işin tamamen esprisi ancak geçmişteki bazı transferlere üretilen 'komplo teorileri'ne güzel bir gönderme...

Sözün özü; Cevap E şıkkı!

Fenerbahçe formasıyla Ankaragücü'nden geldiği günden beri elinden gelenin en iyisini ortaya koymaya çabalayan Altay, bu teklif olmasaydı düşürüldüğü mental durumla ne yapacaktı peki?

Tıpkı seneler önce Eljif Elmas'ın fütursuzca linç edildiği ve bu durumu 1-1 biten derbide Galatasaray'a attığı golle aşması gibi... Direkt aklıma bu konu geldi Altay özelinde de...

Bahtı ve şansı açık olsun Altay'ın... Bu durum ve yaşananlar Türkiye spor kamuoyuna bir ders olur mu? Sanmam. Olsa şimdiye kadar uyanılırdı zaten...

Altay Bayındır'ın ne Manchester United'da tanıdıkları var, ne de başka bir şey... Yeteneği ve değerli karakteriyle yolu açık bir kaleci var sadece şimdi Manchester semalarında...