Altın ithalatına kota dış açıkları geçici olarak düşürdü

Ticaret Bakanlığı verilerine göre 2023 Ocak-Şubat iki ayda 26,4 milyar dolar olan dış ticaret açığı, bu sene yüzde 49,9 oranında azalarak 13,2 milyar dolara geriledi.

Hazine ve Maliye Bakanı, ilk çeyrek cari açık /GSYH oranının yüzde 3’e gerileyeceğini açıkladı.

Açıklanan Ocak ayı verilerine göre; geçen sene Ocak ayında 68 bin 330 kg olan altın ithalatının bu sene aynı ayda, 11 bin 546 kg’ye gerilemesinin nedeni Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından, kıymetli maden ithalatına kota getirilmesidir.

Hazine ve Maliye Bakanlığı 22 Eylül 2023’ten itibaren işlenmemiş altın ithalatına kota getirdi. Kota Borsa İstanbul A.Ş.’ye üye olan kıymetli madenler aracı kuruluşları tarafından gerçekleştirilen işlenmemiş altın ithalatı için ve bu kuruluşların ithalat ve borsa işlemleri göz önünde bulundurularak tahsis ediliyor.

İşlenmemiş maden ithalatı, toplam ithalat içinde ara malı ve ham madde ithalatı içinde yer alır. Kesinleşen Ocak ayı verilerine göre, işlenmemiş kıymetli maden ithalatına getirilen kota nedeni ile, Ocak ayında 27 milyar dolar olan ara malı ve ham madde ithalatı, 2024 yılında 19,2 milyar dolara geriledi. Bu nedenle ara malı ve ham madde ithalatının toplam ithalat içindeki payı yüzde 80,3’ten yüzde 73,2 ‘ye geriledi.

ithalatin-yapisi.jpg

Dış açıklarda temel sorunlar;

*Türkiye’nin Millî dış ticaret politikası yoktur. En fazla dış ticaret açığı verdiğimiz Çin’den teknoloji ithalatımız çok düşüktür. Siyasi iktidar Çin’den ithal edilen plastik eşya, bisiklet, deri, bavul gibi Türkiye de daha iyisi yapılan malların ithalatına kota uygulamıyor.

*Üretimde kullanılan ithal girdi oranı yüksek, İmalat sanayiinde yüzde 40 ve daha yüksek orandadır. İhracat malı üretiminde ise yüzde 70 ve daha fazla orandadır. Hükûmetin ithal ara malı ve ham maddeyi içeride üretmek gibi bir niyeti veya programı yoktur.

*Dış borçları çevirmek için yüksek faiz veriyoruz. Söz gelimi Varlık Fonu Dolar Tahvili beş yıllık yüzde 8,75 ve on yıllık yüzde 10’dur.

Altın ithalatına kota getirilmesi, ithalatı ve dış ticaret açığını kısmen düşürdü ve az ihtimal de olsa yastık altı altınların çıkmasına neden oldu. Buna karşılık;

*Altın ithalatçıları “Kota yüzünden külçe altının kilo başına fiyatı Türkiye’de uluslararası piyasalardan 3 bin dolar daha yüksek. Bulgaristan’dan, Yunanistan’dan, İran’dan yolcu beraberinde altın getiren, 3 bin dolar kazanıyor. Dövizimiz onlara gidiyor” diyor.

*Kota getirilmesi kaçak altın ticaretini artırdı.

*İşlenmiş altın ihracatında düşme olacaktır.

Bu durumda cari açığın azalması iyi ve fakat cari açık, GSYH’nın yüzde üçüne düşse bile Türkiye’nin döviz ihtiyacı yüksektir ve döviz riski devam etmektedir.

*Bir yıl içinde ödenmesi gereken dış borç stoku 226,6 milyar dolara yükseldi.

*34 milyar dolar tahmini cari açık bekleniyor.

*Türkiye’nin yurt dışı varlıkları ile yurt dışına olan yükümlülüklerinin farkı olarak tanımlanan net uluslararası yatırım pozisyonu eksi 285,2 milyar dolardır.

*Yabancı yatırım sermayesi gelmiyor.

*Kur Korumalı Mevduat’ın tasfiye edilmesi dövize talebi artırıyor.

Bu tablo göz önüne alındığında cari açık oranı GSYH’nın yüzde üçüne inse bile sürdürülemezdir. Kaldı ki ne olursa olsun cari açık kaynak kaybıdır. Neden cari fazla veren bir ülke olamıyoruz?

Yazarın Diğer Yazıları