Bayır-Bucak’ta Türk kıyımı yaşanıyor!

Bayır-Bucak’ta Türk kıyımı yaşanıyor!
17 gün önce 30 arkadaşıyla birlikte Bayır-Bucak bölgesindeki cepheye katılan Şanlıurfalı Atilla Delitürk, orada yaşananları YENİÇAĞ’A anlattı

Türk vatandaşı, Şanlıurfalı, 2014 Avrupa ve Dünya şampiyonluğu olan milli boksör, 15 yıllık evli, Yiğithan, Aytekin ve Göktürk’ün babası Atilla Delitürk... 17 gün önce Şanlıurfa’dan Bayır-Bucak bölgesine gıda yardımı götürdü. Suriyeli Türkmen çocuk Mustafa Kemal’in “Babam şehit mi oldu” sorusuna cevap veremediği için Türkiye’ye dönmedi. Aynı gün 30 arkadaşıyla birlikte Bayır-Bucak bölgesindeki cepheye katıldı. Bayır Bucak’ı YENİÇAĞ’a anlatan Delitürk, orada yaşananları Türk kıyımı olarak nitelendirdi. “Burası Çanakkale” diyen Delitürk, Bayır-Bucak’ta yaşananları şöyle anlattı:

Mücahitlerin yaşamı

“Buraya bir kamyon gıda yardımı getirmiştik. Hatay Yayladağı’ndaki çileyi gördük. Bomba sesleri bizi tahrik etti. Bir şehit eşi yanıma geldi. Küçük çocuklarının olduğunu ve evlerinde yakacağının olmadığını söyledi. 7-8 yaşlarında Mustafa Kemal adında bir oğlu vardı. Türkiye’de bile kaç Mustafa Kemal adında çocuk var ki? Mustafa Kemal bana, ‘Babam şehit oldu mu’ diye sordu. ‘Hayır oğlum olmadı, savaşıyor’dan başka  bir cevap veremedim. Ama yüzünden anladım sanki biliyordu, acı acı güldü. O günden sonra dönemezdim. Cepheye geçtik. İnsanlarla kucaklaştık. Bizi görünce güçlerine güç kattığımızı söylediler, sevindiler. Yemek ikram ettiler. Pişmiş ve sıcak yemek beklemeyin tabii. Geldiğimiz günden beri her sabah namaza kalkıyoruz, güne bomba sesleriyle başlıyoruz. Boş kaldığımız zamanlarda 40 dakika 50 dakikalık uykularla duruyoruz. Gece eksi 6 dereceye dayanıyoruz ama ne ilginçtir ki hiç üşümedik.

Burası Bayır ve Bucak olmak üzere iki bölgeye ayrılıyor. Bucak rejimin elindedir. Türkiye’den getirdiğim arkadaşlarımdan oluşan 30 kişilik bir TİM’im var. Buranın köylüleri, öğretmeni, fırıncısının oluşturduğu Cebeli İslam Bozkurtları tugayına katıldık. Burada halk asker olmuş, memleketlerini savunuyor. Bombalamaya sabah saat 04.00’te başlayıp öğlen 03.00’e kadar vuruyorlar. Biz önce karşılık vermiyoruz. Sonra güçsüz olduğumuzu düşünüp helikopterle asker indiriyorlar. Gafili işte tam da o zaman avlıyoruz. Ölenlerin hepsi Türk. Bizim belimizi büken sadece hava saldırısıdır. 4-5 kişiyi bir arada gördüklerinde, yanan bir ışık gördüklerinde bombalıyorlar. Burada tek dert Türklük davasıdır. Cephedekiler, ‘Biz Türkiye’de yaşayabiliriz. Ama burayı terk edip düşmana bırakırsak Türkiye’nin Hatay’ı ve Gaziantep’i düşecek. Onların derdi Bucak’ı almak değil orayı alıp Türkiye’ye daha rahat saldırabilmek’ diyorlar.

Burası Çanakkale!

İnanın burası Çanakkale. Burada Ruslar var, Ermeniler var, rejim askerleri, Koreliler, Çinliler var. 7 düvel Türk’e düşman herkes burada, her geçen gün de sayıları artıyor. 10 misket bombası varilinden 3’ü patlıyor. Şaşırtıcı ama biz burada yalnız değiliz, ona inanıyoruz. Geceleri ormanlarda kaybolduğumuzda inanın bize yolu tarif eden insanlar beliriyor. Halkın umudunu kırmak için iğrenç anonslar yapılıyor. Piknik tüplerinden bomba yaptık. Sadece 900-1000 metre fırlatabiliyoruz. Adına da cehennem topu ismini verdik. Hava alanlarına operasyon yaptık. Uçakları bu cehennem toplarıyla, yani tüplerle yerle bir ettik. Bizde 14 ve 46 numara Doçka’mız var, bir Biksi’miz var ama mermimiz yok kullanamıyoruz

 

Adama değil paraya ihtiyaç var

Bombardıman altındaki Bayır-Bucak’a yardım yapılması gerektiğini belirten Atilla Delitürk, orada içler acısı yaşantının olduğunu ifade ederek şunları söyledi: “Burada 20 yıllık gıda var, depolar dolu, pişiremiyoruz. Geniş kapsamlı yardımlar gerekiyor. Kadınlar cepheye ekmek yapıyor. Haftanın bir günü değişik yerlerde yapılıyor. Çünkü bir yerde duman gördüklerinde bombalıyorlar. Çocuklar da yapılan ekmekleri getirebilirlerse cepheye getiriyorlar. Günde bir ya da iki öğün Suriye ekmeği yiyoruz. Arasına bazen, zeytin, soğan, helva, bazen konserve ton balığı koyuyoruz. 1 buçuk litre pet şişelerle 4-5 gün operasyonda o suyu içiyoruz.

Dönmeyeceğim

İnternetten muayene şekillerine bakıp, yaralılarımızı kendimiz tedavi ediyoruz. Sonra motorla yaralıyı Türkiye sınırına taşıyoruz. Yolda şehit olmazsa tedavileri yapılıyor. Türkmenlerin en çok hâkim olduğu bölge 45’inci Bölge, Bayır-Bucak’ın yüzde 70’lik kısmı, Keldağ, Kürt Dağı, Kızıldağ’dır. Dönmeyi düşünmüyorum. Burası Türk yurdudur, kaderine terk edilemez. Burada bir mücahide 37 battaniye düşüyor. Yardımların hepsi bize ulaşmıyor. Çoğu Arap pazarında satılıyor. Bizim askeri mühimmat almak için paraya ihtiyacımız var, adama ihtiyacımız yok.”