“Anadolu'da Türk geni az” palavrası / Prof. Dr. Ahmet Çolak

“Anadolu'da Türk geni az” palavrası / Prof. Dr. Ahmet Çolak

Genetik biliminin kurucusu Gregory Mendel, “GENOTİP (hangi geni taşıdığı) ve FENOTİP (nasıl göründüğü)” kavramlarını yaptığı deneylerle ortaya koyar.

Mendel, ayrıca dominant (baskın) ve resessive (çekinik) gen ayrımını çok iyi yapar

Son yıllarda Anadolu'da güya, genetik araştırma yapıldığı bu araştırmalarda TÜRK geninin çok düşük oranda bulunduğu yalanı pompalanır oldu.

Türk geni nedir?

Türk geni, hele hele saf  Türk geni diye bir gen var mıdır?

Hangi gen veya genler Türk genidir?

Bu soruların cevabı bilimsel olarak halen verilmiş değildir.

Dolayısıyla siz A genini Türk geni olarak alırsanız, buna dayanarak yorum yaparsanız, yaptığınız yorumun bilimsel bir temeli olmayacaktır.

Genetiği bilen bir tıp adamı olarak olaya baktığımda Osmanlı sülalesinin genotip ve fenotipini izahta zorlanıyoruz.

Şöyle ki:

Osmanlı Devleti'nin kurucusu Osman Gazi'nin fotoğrafının gözünüzün önüne getirin,

Yanına Orhan Gazi'nin fotoğrafını koyun,

Onun yanına da Fatih Sultan Mehmet'in,

Yavuz'un, Kanuni Sultan Süleyman'ın,

Üçüncü Selim'in, Sultan Abdülhamit'in ve Vahdettin'in fotoğraflarını koyun...

Bu fotoğraflara baktığınızda ne görüyorsunuz?

Uzun bir burun, öne doğru çıkık belirgin bir çene ve basık bir alın görürüz.

Bunlar adeta 620 yıl devam eden ve birbirini takip eden bir görüntüdür.

Bunun anlamı şudur;

620 yıldır hüküm süren bu padişahların yüzde 70'inin annesi Türk olmamasına rağmen görüntüleri değişmemiştir.

Bu açıdan bakıldığında Anadolu'da karıştık söyleminin bilimsel değeri olmayan bir saptırma olduğu ortaya çıkar

***

Bu noktada, kendini Türk hissetmeyenlerin, Türke düşmanlıklarının sosyo-psikolojik analizini yapmak kaçınılmaz olmaktadır. Kendisini Türk hissetmeyenler, Türk milletine karşı daima bir KISKANÇLIK beslemekte, buna dayanarak da bir takım saptırma gayretlerine girmektedirler.

Peki, neden Türk'e düşmanlık ve haset duyulmaktadır?

Neden Türk Milleti kıskanılmaktadır?

Kendisini Türk hissetmemekle birlikte Müslüman olan kavimlerin Türk'e kıskançlığı tarihin her döneminde olmuştur. Çünkü 1400 yıllık İslam tarihinin en az bin yılında İslam'ın liderliği ve bayraktarlığını Türkler ve Türk Milleti yapmıştır. Diğer Müslüman kavimler, Türk Milletinin kurup yönettiği İslam devletlerinde yaşamıştır. Bu durum kendilerinde ciddi bir haset doğurmuştur. Bu doğrultuda Türk Milletinin güçlü olduğu zamanlarda bu hasetlerini gizlemiş, zayıfladığı düşündükleri anlarda hasetlerini ön plana çıkarmışlardır. Siyasal İslam'ın yıllar içerisinde geliştirdiği teorilerde bu haset “İslam” ve “İslamı yaşama” adı altında kamufle edilmeye çalışılmıştır. Bunun için din ve milliyet özellikle birbirine karıştırılmış, milliyet görmezden gelinerek din içerisinde dinin adı kullanılarak eritilmek istenmiştir.

Siyasal İslamcıların; "Türk müsün? Müslüman mısın?" sorularının temelinde baskılanmış bu haset vardır.

Bir Alman'a, "Alman mısın? Hıristiyan mısın?",

Veya bir Fransız'a "Fransız mısın? Yoksa Hıristiyan mısın?" diye sorsanız, "Bu adam kafayı yemiş din ile milliyeti birbirine karıştırıyor" diye cehaletinize güler.

Maalesef bu soru ülkemizde halen sorulmaktadır.

Müslüman Gürcülerin yaşadığı Batum'da Acaristan Özerk Bölgesinin, Hıristiyan Gürcistan'a mı yoksa Müslüman Türkiye'ye mi bağlanmasıyla ilgili 1921 Halk Oylaması'nda

Müslüman Gürcülerin liderinin söylediği sözler hasetle ilgili bir tarihi ibret vesikasıdır.

Mehmet Emin Abaşidze isimli bu lider şöyle der;

“Bizi hep Türkler mi yönetecek. Biz Gürcü'yüz. Müslüman Türkiye'ye değil, bizim gibi Gürcü olan Hıristiyan Gürcistan'a katılmalıyız”.

Bu yıllarda Osmanlı Halifesi yaşıyordu.

Mehmet Emin Abaşidze bu doğrultuda propaganda yapar ve sonunda Misakı Milli sınırları içindeki Batum'u kaybederiz.

Hıristiyan-Ateist Gürcü olan Stalin kendisinin ödülünü birkaç yıl sonra kurşuna dizerek verir.

***

Uzun süre haset çeken insanlar, zihinsel dünyalarında KOMPLEKS yaşarlar. Kompleks patolojik bir durumdur. İnsan zihnini kemirir durur. O nedenle komplekslerden kurtulmak için dikkatler başka yöne yöneltilir, "Hangi milletten olduğumuz önemli değil; Sadece Müslüman'ız bu bize yeter" derler.

Oysa dünyada farklı coğrafyalarda; Filistinli Müslüman kardeşi, Somalili Müslüman kardeşi, Myanmarlı Müslüman kardeşi, Bosnalı Müslüman kardeşi olanların, TÜRK Müslüman kardeşi nedense yoktur(!).

İşte kompleksin insanları gerçeklerden koparması budur.

***

Uzun süre komplekse giren insanlar,  düşünce dünyalarında KİN duymaya başlar. Kinlenenler, ellerinde yetki yoksa içine kapanır ve görmezden gelmeye sığınırlar veya yok saymaya devam ederler. Beş bin yıllık Türk Tarihini ve Türklerin kurduğu onlarla ifade edilen Türk devletlerini yok sayarak, TÜRK Milleti ve TÜRK yoktur derler.

Ellerinde yetki varsa KÖTÜLEME ve AŞAĞILAMA aşamasına yönelirler. Kıskandığı, haset duyduğu millete karşı aşağılayıcı üsluba yönelirler. Türk milliyetçiliğini ayaklar altına alırlar, TC ifadesini kaldırırlar.

Son aşama, İNTİKAMdır. Türk Milletinden intikam almaya giden her şeyi desteklerler. Türk Milletini ve devletini yıkmak için elinden ne gelirse yapmaya çalışırlar.