Anamızın nikah kağıdı

TC Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan “Bu sorunu ancak Erdoğan çözer” diyen sözde Türk aslında PKK milletvekili Leyla Zana’yla bir buçuk saat görüştü ve söylendiğine göre görüşme “olumlu bir hava içinde” gerçekleşmiş. Osmanlı efendisi Erdoğan kim olursa olsun bir kadına kaba davranmazdı.

***


Zana kendi deyimiyle “Nazik ve diyaloğa açık” Başbakan’dan -TC Hükümetinden- taleplerini açıkladı. Bir milletvekili değil, PKK ulağı gibi. Çünkü talepler, DP/DTK/PKK ekseninde yer alan güçlerin taleplerinin aynısı; “Güven ortamı sağlansın. Oslo süreci yeniden başlasın. Devlet, Kürtlerden özür dilesin. Kürtçe ana dilde eğitim sağlansın. Silahla değil müzakere edilerek sorun çözülsün. Tutuklamalar son bulsun.” Ve sıkı durun, “Öcalan ev hapsine alınsın” . Zana kadının Başbakanla görüşmesinde tek anamızın nikah kağıdını istemediği kaldı, ülkemizin tapusunu da isteyecek! Ona sormalı,  “valideniz güzel mi?” Alan da gaçan mı...

***


 Zana resmen Diyarbakır’ın seçilmiş sözde Türk aslında PKK millet vekili. Ne olduğu mâlum.. Ama Başbakan’ın talep üzerine bu kadınla konuşması makul ve bir yerde de kaçınılmazdı; kan döken ve devamlı kan kaybettiren müzmin bir sorunun çözülmesi için bir umut! Ne var ki “talepler” bölücülerin siyasi ve barışçı çözümden ne beklediklerini, ne umduklarını gösteriyor.. Bunlar “Büyük Kürdistan” a giden yolun kaldırım taşlarıdır... Ne demişler; “Cehenneme giden yol iyi niyet taşlarıyla döşenmiştir.”
Kısacası Başbakan’la Zana’nın konuşması olağan ve kaçınılmazdı da, görüşmelerden hayır çıkacağını ummak da o kadar boştur, abesle iştigaldir. Hükümetin zaafı, bölücülere ümit ve cesaret vermektedir.
Kendisini bilen bir devlet eşkıyayla müzakere etmez, mücadele eder ve işi öyle bitirir. Osmanlı son dönemlerinde eşkıya ile müzakere etti de ne oldu. Dışarıdan yıkamadıkları koca imparatorluk, içinden yıkıldı...
Şimdiki iktidar muhalefetin daha doğrusu, Kılıçdaroğlu’nun desteğiyle sorunu toplumsal mutabakatla, akil adamlarla “masada” çözmek istiyor. Hangi “masa” ve muhatap kim? Apo ve eşkıyaları... Acı olan da bu, eşkıya kendini adeta devlet sanıyor. BDP eş başkanı Demirtaş, Erdoğan’ın “silahları bırakırsanız, operasyonlar durur” demesini alaya alıyor, “Siz operasyonları durdurursanız biz de silahları bırakırız” diyor..
Bıraktıkları silahları herhalde pazara çıkarmayacaklar, gömecekler... Amerikan yerlileri savaş baltalarını gömerler, savaş tam tamları çalınca tekrar çıkarırlar saldırırlardı!

***


 Zana mülakatı ve istekleri bir kere daha bu eşkıyalar ve vekilleriyle müzakere ve pazarlık edilmeyeceğini gösterdi. Zana, “Silah, Kürtlerin sigortasıdır” diyor. Eğer silah Zanagillerin, eşkıyaların sigortası ise bizim de namusumuzdur. Eşkıyayı bitirmenin tek yolu, namlunun ucunda, Kandil’dedir....

Yazarın Diğer Yazıları