Anayasa değişirse, vatandaşa devlet kapısı kapanacak

Meclis'deki kavgayı doğru dürüst izleyemediniz ama, sözlü ve yazılı anlatımları takip ettiniz. Bütün samimiyetimle söylüyorum. Duyduğumda "kesin Gökçen Özdoğan Enç de vardır" dedim. Ak Parti Antalya Milletvekili her olaylı oturumda başroldeydi. Tavırları, el-kol hareketleri ve sataşmalarıyla ilgi alanım. Hanımağa yakıştırması hafif kalır. Külhanbeyi değil ama "Külhanhanım". Ama bir de nara atsa tamamdır. Allah sayın eşine sabır versin, ya da eline koluna kuvvet.

TBMM'nin bir başka "olay kadını" Aylin Nazlıaka'nın -Melih Gökçek'in de belalısı- bu çirkinlikleri başlatması gerçeğini atlamayalım. Aynı ilden parti arkadaşının Atatürk resmini çöpe atacak kadar "ince işçi". Tesadüfe bakın Meclis kürsüsüne kendini kelepçelemesi planlamalarından biriydi. Mahkemenin CHP'ye dönüş başvurusunu reddetmesi sinirlerine tavan yaptırmıştı. O da yeni eylemini icraata döktü. Sonuçta olayları özetlersek, TBMM'de bir ilke imza atıldı. Bayan milletvekilleri birbirlerine öldüresiye saldırdılar. Nazlıaka'nın kelepçesini sökmeye çalışanlar, tornavidayı bileğine soktular. Meclis Başkanvekili Pervin Buldan, ısırılmadı ama darbe aldığı ayağı yüzünden revire götürüldü. En büyük hasarı ise yıllar önce İsviçre'de bir kol ve bir ayağını tren rayları altında kaybeden Şafak Pavey aldı. "Ringlerin Kraliçesi" seçtiğim Ak Parti Antalya Milletvekili Gökçen Özdoğan Enç ise saçlarının bir kısmını kaybetti. Bunun karşılığında neler kazandı neler. Tebrik yağdı. Bu bir yana ilk seçimde yeri garanti. Mutlaka kazanacak şekilde listeye girecek. Bakalım nüktedan Başbakan, hangi iltifatlara boğacak. Korkum partilerin "Enç benzerlerini çoğaltması". Hatırlamanızı istediğiniz konu bu kavgaların başlayacağına dair verdiğim mesajlar. Gördünüz işte yine haklı çıktım. Allah beterinden saklasın. Hatırlayın Özal dönemi Meclis'te işlenen cinayeti. Zeki Çeliker, kendisi gibi Siirt milletvekili olan Abdürrezzak Geylan'ı vurarak öldürmüştü. Çeliker'in daha sonra Türk Parlamenterler Birliği Başkanlığı yaptığını da hatırlatalım. Hani teröre karşı tedbirden söz ediyoruz ya Parlamentoyu ihmal etmeyelim!

***

İlginç iddia

Aykut Işıklar'la aynı gazetede çalıştığım yıllar oldu. Meslekte benden yenidir. Ne olduysa birden bire kendini "Türkiye'nin ilk televizyon eleştirmeni" ilan etti. Tarih olarak da 1973'ü verdi. Oysa benim bu işlere başlangıç tarihim 1968. Mithat Perin'in haftalık Durum dergisi ve Bediî Faik'in Dünya gazetesinde "Ekran Eleştirisi" yazılarımı kendi de biliyor. "Buna neden gerek gördüğünü" pek anlayamamıştım. Dün bunun sebebini çözdüm. TRT'den "Danışmanlık ücreti" alıyormuş. Görevine son verildiğini, "ettiği beddualardan" anladım. Demek ki bazıları bu tip bağlantıları beceriyor. Yıllar yılı ekran eleştirileri yaparım hiçbir kurumdan ödeme talep etmedim. 10 yıl önce bir televizyon imalatçısı firma "reklam yıldızlığı" önerdi. Onu da ben reddettim. Gerekçem de "bu işleri beceremem" idi. Neyse, bu vesileyle Aykut'a geçmiş olsun diyeyim.

***

Aynı tas aynı hamam

CNNTÜRK saat 10:00. Ahu Özyurt, Ortaköy saldırganının resminin yayınlanmasının mahzurlarından bahsetti. Dış tepkilere dikkat çekti. Aynı ekran saat 13:00. Haberleri okuyan Başak Şengül ise arkadaşının sakıncalı bulduğu resmi yayınlayıp, gelişmeleri anlattı. "Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu"!

...

O Ses Türkiye'yi artık üzüntüyle izliyorum. Acun Ilıcalı'nın yüzünü pek göstermediği gecede yapılan haksızlıklar hız kesmedi. Ahmet diye mükemmel sesli bir genç elendi. Yerine Armador -Şafak- diye, adına popçu, topçu ne derseniz deyin biri tercih edildi. Hani çocuklar mahallede maç yaparlar ya, hep meşin yuvarlağın sahibi kazanır. Aynen öyle. TV-8'deki yarışmada tur atlamak için iki ana unsur var. İlki "Annem"i söylemek. İkincisi Ilıcalı'nın müzik zevkine hitap etmek. Bunun için kullandığı piyonların başında Murat Boz var. Müzikal özelliği olanları yollarken kazanması gerekenleri seçiyor. Döktüğü "timsah gözyaşları". Pardon "kurbağa gözyaşları".

...

Türkiye Kupası maçlarının a-2'ye bıraktıkları bildiğiniz gibi. Çekimler felaket, tepe kameraları facia. Örneğin Beşiktaş-Darıca G.Birliği maçı inanılır gibi değildi. Hep söyledik hep yazdık. Teknik konulara öncelik verilmeli.

Yazarın Diğer Yazıları